Oluşturulma Tarihi: Ekim 01, 2004 21:27
ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), Irak’ta düşük teknolojili bir savaşın içinde çırpınırken, bilim kurgu roman veya filmlerindeki silahları anımsatan, ilginç üstün teknolojilere sahip 5 tane yeni nesil silah projelendirdi.
1- ELEKTROMANYETİK RAYLI SİLAH
Dev bir destroyer namlusunu, 320 kilometre ötedeki düşman karargáhına çeviriyor, motordan taret topuna elektrik enerjisi gönderiliyor. Mermi namluyu7 Mach gibi hipersonik bir hızda terk ediyor, dünyanın atmosferinden çıkıyor, uydu kılavuzluğunda yeniden giriyor ve düşman karargáhını sadece kinetik enerji yardımıyla buharlaştırıyor.
2- SÜPER-DELİCİ TORPİL
Bir hava kabarcığı içinde yüzen bir roket torpili: Torpido bu şekilde, saatte 321 kilometre hıza ve 8 kilometrelik bir menzile ulaşabilecek.
3- AZER TOPU
Bir C-130’un burnunun altındaki, döner bir taretten ateşlenecek kimyasal oksijen-iyot lazer, 1 santimetre çapa ve 21 kilometre menzile sahip olması beklenen ışınıyla, hedefi saniyenin milyonda biri gibi kısa bir sürede vuracak.
4- UZAYDAN FIRLATILAN OKLAR
Dünyanın yüzlerce kilometre üzerindeki silah sistemi: Çift uydulardan biri, hedefi bulma ve iletişim platformu olarak görev yaparken diğeri, taşıdığı 6.1 metre uzunluğunda ve 0.3 metre çapında çok sayıda tungsten çubuğu, 15 dakikadan daha kısa bir sürede hedeflerin üzerine atacak. Yerin altına gömülü bile olsa hedef tamamen yok edilecek.
5- DAKİKADA BİR MİLYON ATIŞ
Yeni nesil ‘makineli’ dakikada 60 bin, ‘çok namlulu’ versiyonlarında bir milyon atış yapacak. Kodlu elektrik sinyalleri, özel tasarlanmış mermilerin her birinin içine iliştirilmiş ‘yürütücü’leri ateşler. Küçük patlamayla oluşan basınç, mermiyi dışarı iter.
ABD yeni silahlara dev teknolojik yatırımları gündemine aldı. ABD ordusu son 25 yıldaki silahlı çatışmalardan öğrendikleri bir şey varsa, o da askeri zorlukların giderek kestirilemeyecek bir hal aldığıdır. Çünkü ABD düşmanlarının yetenek ve özellikleri giderek değişiyor, bu nedenle gelecekte savaş alanlarında askerlere en fazla yarar sağlayacak olan yeni silah teknolojilerine karar vermek de, çok bilinmeyenli bir oyun halini aldı.
Bilim kurgu filmlerine bnzer silahlar geliştirebilirsiniz, ama bunlar yeni ‘düşman’ı ‘altetmede’ yararlı olabilecek mi, doğrusu bilinmiyor.
Artık ‘düşman’ bir devlet olmak zorunda değil; bir terör hücresi olabilir. Artık ‘düşman’ın elinde, yüksek teknolojide silahlar bulunmak zorunda değil: tehdit, bomba yüklü bir araçla gelen intihar saldırısıyla ya da F/A-22 tipi savaş uçağına atılan bir roketle gelebilir.
Bunlara karşı olarak, dünya egemeni ABD ordusuna veya özel firmalara ait Ar-Ge laboratuvarlarında yeni teknolojiler geliştiriliyor. Proje aşamasından sonra, 5,10 hatta 15 yıl sürecek öneriler ve sunumlar gelir. Kongre tarafından onaylanır, firmalar seçilir ve teknoloji denenir.
Bu arada, ortaya çıkan silah ya teknolojik olarak çok hantal olabilir ya da karşı koyması için tasarlandığı tehdit artık ortadan kalkmış olabilir. Savunma Bakanlığı Pentagon, siyasi nedenlerden ötürü, gereksiz pek çok programı yürütmekle ünlüdür.
Yani aslında parası bolmuş gibi davranan (400 milyar dolar bütçe açağı var!) bir süper güç, milyarları boş yere, özellikle silah sanayinde harcamakla ünlü.
Boşa giden askeri harcamalara bir örnek vermek gerekirse, orduya ait Comanche tipi saldırı helikopteri, tam 21 yıl sonra ve geliştirilmesine 6.9 milyar dolar harcandıktan sonra durduruldu. Çünkü, en önemli görevi olan cephelerde keşif, çok daha ucuz olan, insansız araçlarla yapılmaya başlanmıştı.
ABD’li yetkililer, son yıllarda geliştirilen yeni teknolojilerle, savaşın kısalmasını, ölü sayısının azalmasını ve saldırıların daha kesin olarak gerçekleştirilmesini umuyorlar!
Yeni teknolojilerin birçoğunda hemen hemen hiç patlayıcı kullanılmıyor ve hedefler kinetik enerjiyle yok ediliyor.
İşte ABD’nin son tasarladığı savaş teknolojilerinden bir kaçı.
1- ELEKTROMANYETİK RAYLI SİLAH
7 Mach’ta çalışabilen kinetik bir füze
Gözlerinizin önüne getirin: dev bir destroyer, 320 kilometre ötedeki düşman karargáhının koordinatlarını tespit ediyor. Milyon dolarlık Tomahawk füzesi fırlatmak yerine, namlu hedefe doğru çevriliyor, destroyerin motorundan taret topuna elektrik enerjisi gönderiliyor ve 91 cm. uzunluğunda, 18 kg. ağırlığında bir mermi, süper-iletken raylar üzerinden fırlatılıyor.
Namluyu 7 Mach gibi hipersonik bir hızda terkeden mermi, dünyanın atmosferinden çıkıyor, uydu kılavuzluğunda yeniden giriyor ve karargáha, 6 dakikadan daha az bir sürede çarpıyor. İnanılmaz sürati, sadece kinetik enerji yardımıyla, hedefi buharlaştırıyor.
ABD donanması, destroyerleri dakikada 12 mermi atabilen, çok uzun menzilli makineli tüfeklere çevirecek raylı sisteme dayalı, elektromanyetik silahlar geliştiriyor.
Donanma, benzer bir proje üzerindeki İngiliz ordusuyla birlikte çalışıyor. 2003’te İskoçya’da, 6 mach’lık bir hızda ilerleyen elektromanyetik raylı silahın 1/8’lik ölçeği denenmişti. ABD ordusundan Yüzbaşı Roger McGinnis ise, kendi projelerinin 2015’ten önce gerçeğe dönüşemeyeceğini belirtiyor.
Elektromanyetik raylı bir silah için gereken teknoloji 20 yıldır var, ancak çok yüklü güç gereksinimleri, geçmişteki girişimlerin heyecanını yok etti: Hiçbir araç, bu silahı ateşleyecek veya saklayacak elektriğe sahip değildi.
Ancak bu fikir, ordunun, tamamen elektriğe dayalı DD(X) adlı yeni nesil savaş araçları geliştirdiğini açıklamasıyla yeniden hayat buldu. McGinnis, ‘Destroyerler geçmişte güçlerinin yüzde 90’ını itmeye harcıyorlardı. DD(X) ile bu güç istenilen yöne çevrilebilir. Aracı durdurup istediğimiz kadar ateşleyebiliriz’ diyor.
Plana göre, elektromanyetik silahın namlusunda, birbirine paralel, 6 cm. uzunluğunda iki iletken ray bulunacak. Bu raylar, kayan bir demir parçasıyla birleştirilecek. Plana göre, bir ray üzerinde ilerleyen elektrik akımı, demir köprüyü geçerek diğer ray üzerine aşağı inecek. Bu halka hareketi, bir manyetik alan yaratarak demiri ve üzerindeki mermiyi de rayların ucuna itecek.
Sistemle ilgili sorunlar arasında, silahın düşman hedefini vurmasının garantilenmesi ve silahın üreteceği dev baskılara dayanabilecek ekipmanlar yaratmak bulunuyor. Program üzerinde çalışan Fred Beach, namludan çıkacak olan merminin yönünü, uydulardan alacağı bilgilerle bulacağını belirtiyor.
Başlangıçta saniyede 2.5 kilometre hızda hareket edecek, hedefiniyse saniyede 1.5 kilometre hızda vuracak olan elektromanyetik silah, 6 dakikada 466 kilometre yol kat edecek. Günümüzde donanmanın kullandığı silahlar, barutla ateşlenen patlayıcılar fırlatıyorlar ve maksimum 20 km. menzile sahipler. Ayrıca, kılavuzluk edilmediğinden, hedefi vurmaları da zor oluyor. Elektromanyetik silahların, bir diğer avantajları da çabuk ateşlenen silahlar içermemesi ve kinetik enerjiyle işini bitirmesi.
2) SÜPER-DELİCİ TORPİL
Bir hava kabarcığı içinde yüzen bir roket torpili
Denizaltılar, Soğuk Savaş döneminde, güçlerinin doruklarındaydı. Savaşın hava kuvvetlerine dayandırılmasıyla birlikteyse, bütçe kısıntısının kurbanları arasında yer aldılar.
Ancak, uluslararası sulara sessizce sızabilmesi ve yüzeydeki gemileri, saldırıdan koruması nedenleriyle yetenekleri hala övgüye değer. ABD’deki birçok denizaltı, füze fırlatma görevlerinden, özel operasyondaki askerlere araç taşımada kullanılıyorlar.
Öte yandan, yok denecek kadar az sürtünmeye sahip hava kabarcığı içine konan ve su içinde hızlanan bir roketle fırlatılan süper-delici torpil, denizaltıların, ‘sinsi manevra kabiliyeti ve düşmanda sessizce kaçabilme’ yeteneklerini geri kazandırabilir.
Süper hızdaki torpido, patlayıcı savaş başlıkları ve ya nükleer teçhizatlarla donatılabilir; ya da hiçbir şeyle. 2 bin 270 kg. ağırlığında ve saatte 370 kilometre hızdaki füze de, tek başına yeterince hasar verebilir.
Ruslar, bu ‘denizaltı katili’ fikrini Soğuk Savaş zamanında ele almış ve ‘Bora-Shkval’ adını verdikten sonra da uluslararası silah fuarında sergilemişti. Tabii ki, ABD bunu geliştirmek istiyor!
Roketle fırlatılan bir torpidonun geliştirilmesinin zor yanı, okyanusta bir yol açmaktır. Su, hızı kesen bir direnç yaratır. Bu direnci kırmanın bir yolu, torpidoyu zarf gibi içine alacak bir kabarcık oluşturmaktır. Torpidonun burun kısmından, düzgün bir şekilde gaz fışkırtılır ve bir kabarcık oluşturulur. Torpido bu şekilde, saatte 321 kilometre hıza ve 8 kilometrelik bir menzile ulaşabilir (günümüzdeki torpidoların menzilleri biraz daha uzundur, ancak hızları 45 ila 65 arasındadır).
ABD ordusu, bir prototipi çoktan denedi, ancak savaşa hazır modellerinin 15 yıldan önce kullanılması beklenmiyor.
3) BİR LAZER TOPU
Gelişmiş taktik lazeri
Hava Kuvvetleri Araştırma Laboratuvarı’ndaki enerji silahları konusundaki uzmanlar, lazer silahlarını bilim kurgu filmlerine hapseden 2 önemli engeli ortadan kaldırmak üzereler.
Boeing firması tarafından yürütülen testlerde, lazerin bir silah gibi çalışabilecek güce sahip olduğu ve hem mürettebata hem de karadaki personele büyük tehlikeler yaratan kimyasal egzozun, tamamen kapalı bir sistem için hapsedilebileceği kanıtlandı. Eğer herşey ABD Özel Operasyonlar Birliği’nin planladığı gibi giderse, 10 yıl içinde savaş alanlarına yeni bir silahlar girecek.
Silahın en erken 2010’da çıkması beklenen ilk türü, bir C-130’un burnunun altındaki, döner bir taretten ateşlenecek kimyasal oksijen-iyot lazeri olacak. 1 santimetre çapa ve 21 kilometre menzile sahip olması beklenen ışın, hedefi kesin bularak ve de bunu saniyenin milyonda biri gibi kısa bir sürede yaparak füze ve topları geride bırakacak.
Araştırmacıların yanıtlaması gereken sorular arasında, ışının istenilen etkiyi göstermesi için hedefe ne kadar süre odaklanacağı yer alıyor. Program Müdürü Yarbay Joseph Panetta Jr., ‘Direkt enerji teknolojileri konusunda bilmediğimiz pek çok şey var. Bunların, savaş alanında nasıl çalışacağını çözmemiz gerekiyor’ diyor.
Lazer silahları, günümüzdeki uzun menzilli silahlarla karşılaştırıldığında daha ucuz. Atış başına, 8 bin dolar tutarken bu maliyet füzelerde yüz binlerce doları bulabiliyor. Ayrıca, kent içinde veya rehine krizleri gibi öldürücü gücün istenmediği durumlarda, ışının süresi azaltılabiliyor ve sadece yaralanmalara neden oluyor. ‘Savaşlarda, yaralama, öldürme veya bir hedefi tamamen yok etme gibi birçok etkiyi içinde barındıran bir sistem istiyoruz’ diyor Panetta. Kimyasal lazerler, depolama ve ağır bileşimlerin taşınmasını gerektirdiğinden, yeni nesil taktik lazerlerin elektrikle çalışması ve diyotla itilmesi bekleniyor.
4) METEORLAR GİBİ VURACAK UZAYDAN FIRLATILAN OKLAR
Tanrı’nın okları
Bu teknolojinin gelmesi yılları ve kilometreleri alacak. Dünyanın yüzlerce kilometre üzerindeki bir çift uydu, bir silah sistemi görevi görecek. Uydulardan biri, hedefi bulma ve iletişim platformu olarak görev yaparken diğeri, taşıdığı 6.1 metre uzunluğunda ve 0.3 metre çapında çok sayıda tungsten çubuğu, 15 dakikadan daha kısa bir sürede hedeflerin üzerine atacak.
Yerden alınan doğrultulara göre hedef seçen uydu, diğerine ‘silahını at’ emrini verecek. Isıya karşı korunaklı bir kaplamaya sahip oklar atmosfere girecek ve bir meteor kadar hızlı bir şekilde saniyede 11 kilometre yol alacak. Sonuç: yerin altına gömülü bile olsa hedef tamamen yok edilecek.
Kinetik enerjiye dayalı silah fikri aslında ta 1950’lere dayanıyor. Pentagon, araştırmaların bugün hangi boyutta olduğunu söylemese ve hatta çalışmanın yürütüldüğünü doğrulamasa da, fikrin hálá hüküm sürdüğü biliniyor.
‘Tanrı’nın Okları’, bir gün gerçeğe dönüşse bile bu 15 yıldan önce olmayacak. Uzaya, ağır tungsten çubuklar yollayabilmek, bugünkünden daha ucuz bir roket teknolojisi gerektiriyor. Öte yandan böyle bir sistemin çalışmasının önünde başka engeller de var.
GlobalSecurity.org’dan uzman Pike, çubukların hızının çok yüksek olacağını ve hedefin yüzeyine girmeden, daha çarpışmada buharlaşacaklarını kaydediyor.
5) DAKİKADA BİR MİLYON ATIŞ YAPAN SİLAH
Metal storm
Bir silahı ateşlemek, tamamen mekanik bir işlemdir: tetiği çektiğin anda tüfek horozu, silahın arkasına çarpar ve kurşundaki patlayıcı barutun kurşunu dışarı itmesine neden olur. Kurşun, namlunun ucundan çıkarken, boş kovan silahın yanından dışarı atılır.
Yüzyıllardır silah üreticileri sadece ateşlemeyi daha iyi bir hale sokmaya çalıştılar. Bu arada da silahlar, titremeye, bozulmaya veya hareketli parçalar yüzünden hedef sapmaya devam etti. Ayrıca sıklıkla görülen patlama hataları, silahı ateşleyen askerin yaralanmasına veya ölmesine neden oldu.
Avustralya merkezli Metal Storm şirketinin buna bir çözümü var: savaş alanlarında elektronik devrime ayak direyen silah dünyasına, dijital teknoloji getirmek.
Savunma Bakanlığı’nca görüşülmekte olan projede, bugün kullanılan silahlardan tüm hareketli parçaların çıkarılması ve yerlerine, elektronik balistik teknoloji ile bilgisayarlı kontrollerin getirilmesi düşünülüyor.
Namluda toplanmış mermiler, dakikada 60 bin atış yapıyor. Bu sayı, ‘çok namlulu’ versiyonlarında bir milyona çıkabiliyor. Kodlu elektrik sinyalleri, özel tasarlanmış mermilerin her birinin içine iliştirilmiş ‘yürütücü’leri ateşler. Küçük patlamayla oluşan basınç, mermiyi dışarı iter. Bu sırada, bir sonraki mermiyi büyüterek namluyu tıkar ve diğerlerinin patlamasını önler.
Elde taşınan sistemler olmasa da, araçlara yüklenen türleri, dakikada 1 milyon atış yapabilir. Washington’daki operasyonlardan sorumlu Art Schatz, büyük namluların, bir helikopter veya Humvee tipi bir cipin arkasına yerleştirilmesiyle çok güçlü bir silah elde edilebileceğini söylüyor, ‘Eğer, bir uçağın üzerine bunu takarsanız ve kendinize doğru bir el bombası geldiğini görürseniz, bombayı engellemek için 200 küçük kurşununuz olacaktır.’
Metal Storm’un sistemi, 9 milimetreden 60 milimetreye kadar olan kurşunlarla ve birçok silah türünde denendi. Şirkete mali destekte bulunan ABD Savunma Bakanlığı, silahı kabul ederse, kullanıma sunulması en az 5 ila 10 yıl sürecek.