Oluşturulma Tarihi: Aralık 24, 2005 00:00
Artık kadınlar, 20’li yaşlarında döllenmemiş yumurtalarını saklayıp, ileriki yıllarda, mesela 50, hatta 60 yaşında bebek sahibi olabiliyor. Dondurulmuş yumurtalardan dünyaya gelen bebek sayısı sadece 125, çünkü bu yumurtaların zarara uğratılmadan donmuş ortamdan çıkarılması bu yıla kadar oldukça zor.
4 Haziran’da New York Üniversitesi Hastanesi’nde normal doğumla 3 kilo 387 gram ağırlığında bir kız çocuğu dünyaya geldi. Çok şirindi ve gayet normal görünüyordu. Bu minik kız, aynı zamanda üreme tıbbının geleceğiydi. Anne ve babasının kimlikleri gizli olan bebek, dondurulduktan sonra kullanılan bir yumurtadan hamile kalınarak dünyaya geldi. Dondurulmuş yumurtalardan dünyaya gelen bebek sayısı sadece 125, çünkü bu yumurtaların zarara uğratılmadan donmuş ortamdan çıkarılması bu yıla kadar oldukça zordu.
New York Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Jamie Grifo ile asistanı Nicole Noyes, sekiz kadının yumurtalarını dondurdu ve daha sonra yeniden normal ısıya getirdi. Grifo, beş hastanın hamile kaldığını, birinin doğum yaptığını, iki hamileliğin de sürdüğünü belirtiyor.
ABD’de her yıl beş milyon kadın, hamile kalmada sorun yaşadığı gerekçesiyle uzmanlara başvuruyor. Sperm ve embriyonları dondurmak yıllardır standart bir işlem olarak uygulanmakta.
60 yaşında doğum!
Ancak önce dondurmak ardından da bunları sağlıklı bir şekilde çözmek uzmanların bu konuya temkinli bakmalarına neden oldu. Bir anlamda bu yöntem, üreme tıbbının en cazip getirilerinden biriydi, çünkü böylelikle kadına hayal bile edemeyeceği bir doğurganlık özgürlüğü tanınıyordu.
Eğer bir kadın gençken yumurtalarını dondurabilirse, genetik varisini 50’sinde veya 60’ında dünyaya getirebilirdi.
Bu geç gelen hamilelikle ilgili etik tartışmalar da yok değil. Eğer kadınların yaş ortalaması 75 ise, bu durumda 60 yaşında bir kadın 15 yıl sonra annesiz bırakacağı bir çocuk dünyaya getirmeli midir?
Ayrıca 20’li yaşlarında en sağlıklı döneminde olan bir kadın, yumurtalarını donduracak öngörüye ve kaynağa sahip midir?
Bu işlem, çok zorlu bir süreç olmasının yanı sıra, yumurtanın uyarılmasını sağlayan ilaçların kullanımı için de yüklü miktarda para gerektiriyor.
Kanser hastaları için
Diğer yandan, yumurtaların saklanması kanser hastaları için çok büyük bir adımdır. Yumurtalar, tedaviden önce dondurulabilir. Böylece kemoterapinin yumurtalıklara zarar vermesi durumunda bile çocuk sahibi olma şansı kaybolmamış olur.
Yumurtaların dondurulmasına yönelik teknoloji yıllardır vardı. Ancak yumurtaların yoğun miktarda su içermeleri, yakın zamana kadar aşılmayacak sorunlardan biri olarak kabul ediliyordu.
Miyoz işlemiyle yumurta kromozomlarının sayısı 46’dan 23’e düşer ve ilerde de spermin 23 kromozomuyla birleşir. Ancak dondurulmuş bir yumurtanın vücut ısısına getirilmesi, buz kristallerinin oluşmasına neden olup miyozu engelliyordu.
Dondurulan 100 yumurtanın sadece biri hayatta kalıyor ve bunların da ancak çok küçük bir yüzdesi bebekle sonuçlanıyordu.
Dondurma ve kurutma
Bilim adamları, buz kristalinin oluşmasının üstesinden, iki yöntem kullanarak geldi. Montreal’deki McGill Üniversitesi'nde geliştirilen ve "vitrifikasyon" denilen bir yaklaşım, dondurma ve kurutmayı içeriyor. Sıvı nitrojenin içine alınan yumurtalar, ısının dakikada 2 ¡C azaltılmasıyla -196 ¡C’ye soğutuluyorlar. Yeniden ısıtıldıklarında ise, hayatta kalma oranları yaklaşık olarak yüzde 90’a çıkabiliyor.
ABD ve İtalya’da geliştirilen bir diğer yöntemde ise, yumurtaların dondurulduğu çözeltinin kimyasal yapısındaki değişiklikler inceleniyor. New York Üniversitesi Tıp Fakültesi, hangisinin en çok sayıda ve en iyi kalitede yumurta sağlayacağını görmek için her iki çalışmaya da fon ayırdı.
Şubat ayında, donmuş yumurta sayesinde yeni bir bebeğin dünyaya gelmesi bekleniyor. Bu yöntemin kadınlara anne olma açısından büyük bir özgürlük ve bağımsızlık getireceği ise şüphe götürmeyen bir gerçek.