Güncelleme Tarihi:
İstanbul'a sadece bir günlüğüne İtalya'dan özel olarak getirtilen 510 beygirlik bu canavarı kullanmanın keyfi gerçekten bambaşka...
Bu iş nereden çıktı derseniz anlatalım.
Yapı Kredi Bankası, World Card kullancıları arasında bir 'ayrıcalıklar kulübü' oluşturmuş. Adına da World Cyrstal Club demiş. Yapı Kredi'nin amacı, yalnızca davet veya referans yolu ile katılınabilen bu özel kulübün üyelerine paranın satın alamayacağı deneyimler ve özel olarak planlanmış ayrıcalıklar yaratmak. Mesela jet kiralamak, Formula 1 pilotlarıyla tanışarak Formula 1 aracını kullanmak ya da Oscar Ödülleri Gecesi için davetiye temin
Eren GÃœLER YAZIYOR |
İşte bu Ferari deneyimi de World Cyrstal Club üyeleri için hazırlanmış bir program. World Cyrstal Club'ı aynı zamanda 'kartların Ferrari'si' olarak tanımladıkları için işe bir Ferrari testi ile başlamak da hoş olmuş.
Ä°ÅŸte Ferrari F430 Scuderia...
BU FERRARİ KAÇMAZ
Neyse, bizi de bu organizasyon için İstanbul Park'a çağırdılar ve gittik. Neticede Ferrari'nin sınırları zorladığı ve henüz Türkiye'ye gelmemiş bir modelinin direksiyonuna oturmak var. Kaçırmak olmaz...
İstanbul Park'ta daha önce bir test deneyimim yok. Sadece gidip yarış seyretmişliğimiz, o muhteşem sesleri duymuşluğumuz var. O nedenle test sürüşünde biraz amatör kalır mıyım diye endişeliyim. Ama neyse ki aramızda büyük profesyoneller de yok zaten. Hem söz konusu Ferrari ise gerisi teferruattır deyip olaya bir an önce balıklama atlamak istiyorum. Ama önce bir pisti tanıyalım.
İTALYAN EĞİTMEN ALFA'YI UÇURDU
Eğitmenimiz Pilota Ferrari ekibinden F3 Dünya Şampiyonu Pilot Andrea Piccini. Bizi bindiriyor bir Alfa Romeo'ya ve başlıyoruz pisti tanımaya. Buraya kadar güzel.
Ama Andrea öyle bir araba kullanıyor ki resmen uçuyoruz. O arabayı kullanırken bir taraftan güzel güzel anlatıyor ama biz o sırada virajlardan öyle bir geçiyoruz, düzlüklerde öyle bir hız yapıyoruz ki aman aman...
O virajlar bitmek bilmiyor, lastik sesleri ortalığı çınlatıyor, biz arabanın içerisinde faltaşı gibi açılmış gözlerle bakıyoruz. Hesapta pisti tanıyacaktık ama böyle bir aksiyonun içerisinde mümkün mü... Neyse, adam koskoca dünya şampiyonu, vardır bir bildiği deyip kendimizi rahatlatmaya çalışıyoruz. Gerçekten de varmış, sağ salim başlangıç noktamıza geri döndük.
ANDERA FERRARÄ°'YE NE YAPACAK?
Alfa Romeo ile heyecanlı tur bitti. Şimdi sıra geldi Ferrari ile tur atmaya. Üç tane Ferrari var ortada ve bunların sadece bir tanesi 430 Scuderia. Acaba o sarı canavar bana denk gelir mi derken bingo! Evet tam da bana denk geldi.
Bu arada eğitmen yine Andrea... Önce o kullanacak, sonra da ben...
Alfa Romeo'yu uçuran Andrea pistte Ferrari'nin de hakkını verdi tahmin edersiniz. Peki acaba ben bu canavarla ne yapacağım. Gerçekten çok heyecanlıyım...
NEREDE BUNUN VÄ°TESLERÄ°?
Evet, Ferrari'nin pilot kabini ile tanışma anı. Koltuğa yavaşça oturuyorum. Hatta gömülüyorum. Koltuk bütün bedeni sarıyor. Çelik gibi emniyet kemerlerini takıp koltuğu ayarlıyorum ve sürüşe hazır hale geliyorum.
'Eee, vitesi nerede bunun?' derken hemen direksiyonun iki yanındaki tuşları hatırlıyorum. Evet, sol taraftaki vitesi yükseltiyor, sağ taraftaki düşürüyor. Hemen alışmak kolay değil tabii ama oturduk bir kere koltuğa, hakkını vereceğiz.
BENÄ°M DÄ°RSEK CAMA KAYMIÅž, TOPLAN BAKALIM
Kalkmadan ilk uyarı geliyor. 'Direksiyonu 9'u çeyrek vaziyetinde tut'. Emredersin kaptan. Daha başlamadan benim sol kolum hafiften cama doğru kaymış ve oraya yaslanmış, kaptan Andrea da onu görmüş hemen. Aman kaçırma. Halbuki ben camı açıp dirseğimi dışarı çıkarmayı bile düşünmüştüm. Zalim kaptan, herşeyin kuralı var burada.
Kaptan startı verdi ve biz yarışa, yani teste başladık. Öyle bir kalktık ki araba mı uçak mı belli değil. Allahtan kalkıştan kısa bir süre sonra viraj var da frene basmak zorunda kalıyorum, yoksa mazallah uçup gideceğiz bu gazla. Ee tabii 510 beygirlik bir canavar var altta. Hani ben o kısmını beceremedim ama araç 0'dan 100 km hıza sadece 3.6 saniyede çıkıyor. Yani ki kere gözünüzü açıp kapayın 100'e ulaşıyorsunuz. İnanılmaz bir performans.
BEN BUNUN HERÅžEYÄ°NE ÅžAÅžIRIRIM
Aslında bu 510 beygir güce hemen adapte olmak hiç kolay değil. Sadece araçtan çıkan ses bile büyüleyici...
Gaza bastığınız anda öyle bir ivmeleniyorsunuz ki karada mıyım havada mıyım diye düşünmek zorunda kalıyorsunuz. Zaten Ferrari bu modeli Formula 1 standartına çok yakın üretmiş. Üretim aşamalarında da efsane pilot Michael Schumacher'in bayağı bir emeği geçmiş. O nedenle aslında bu muhteşem performansa fazla şaşırmamak gerekiyor. Ama ne yaparsınız ki bu Ferrari ile ilk tecrübe ve ben aracın herşeyine şaşırabilirim.
Ferrari F430 Scuderia'nın motoru tam 4300 cc. Bu arada 510 beygir olduğunu söylemiştim değil mi? O büyük gücün hâla etkisindeyim de...
180 KM'YE KADAR ÇIKABİLDİM
Bol virajlı, yokuşlu inişli İstanbul Park'ta Ferrari'nin ne kadar hakkını vermeye çalışsam da en fazla dördüncü viteste 180 km. hıza kadar çıkabiliyorum. Ama bunda pistte güvenlik için belirlenmiş fren noktalarının da etkisi var.
Mesela viraja yaklaşıyorsunuz, karşınıza kukalar çıkıyor, hadi bakalım frene. Ee onlar da haklı tabii, test edeceğiz diye güzelim arabanın haşat olmasını istemezler.
Araç gaza dokununca nasıl uçuyorsa fren kabiliyeti de o kadar yüksek. Olsun zaten bir zahmet, kendileri özel bir seri olarak üretilmiş. O araba 180 km hızdan şıp diye durmayacak da benim gariban arabam mı duracak?
BENÄ° BU YANLIÅž ANLAMA YAKTI
Bu arada pistte eğer bir-iki tur daha atma şansım olsaydı kesin 200 km hızı geçerdim. Tam piste alışmaya başlayacağız ki oyuncağı elimizden alıverdiler. Halbuki virajları filan ezberlemeye başlamıştım ne güzel.
Bir de neye yanıyorum biliyor musunuz, pistte tam çok güzel bir düzlük yakalamışken Kaptan Andrea'nın bana 'hızlan' demesini 'yavaÅŸla' anlamama... Ä°ÅŸte bu hataya günlerdir çok bozuluyorum. Bu kadar ters bir anlama olur mu? Tam da kendi hız rekorumu kıracağım sırada. Ama ahdım olsun, bu Scuderia bir daha benim elime gelirse herÅŸey çok farklı olacak...  Â
HERKES KENDÄ° YOLUNA
Neyse, turu tamamlayıp pit stop'ta aracı teslim ederken sarhoş gibiydim. Ne yaptım, nasıl sürdüm, o virajlardan nasıl geçtim, hepsi sanki hayal... 3-5 dakikalık ikinci boyuttan normal hayatıma geri dönerken, sarı Ferrarim ortalığı yıkarak pistte tur atmaya devam ediyordu...
Sonrası, herkes kendi yoluna. Biz Ä°kitelli'ye, sarı Ferrari Ä°talya'ya... Sesler kaldı aklımda yadigar, bir de çektirdiÄŸimiz ÅŸu güzel fotoÄŸraflar...         Â
NEDİR NE DEĞİLDİR?
Bu arada biraz da teknik bilgi mi dediniz... Buyrun o zaman...
"F430 teknolojisine dayanan özel bir seri olarak üretilen Ferrari 430 Scuderia, Ferrari’nin en sportif ve en tutkulu müşterileri için özel olarak tasarlandı. Yedi kez dünya şampiyonu olan Michael Schumacher’in geliştirme sürecine katıldığı Ferrari 430 Scuderia, yüksek performanslı iki kişilik berlinetta ile Formula 1 uzmanlığını yol otomobillerine başarıyla yansıttığını bir kez daha kanıtlamayı hedefliyor.
Ferrari 430 Scuderia, 8500 d/d’de 510 beygir güç üreten 8 silindirli ve 4308 cc hacminde atmosferik emişli motora sahip. 2.45 kg/hp olan olağanüstü düşük bir ağırlık-güç oranı sağlamakta olan Ferrari 430 Scuderia’nın yüksek performansı ve dinamik sürüş kabiliyetini artırabilmek için üretiminde modelin ağırlık olarak hafifletilmesine, minimum donanıma ve yenilikçi teknolojiye odaklanıldı. 1250 kilogram boş ağırlığın ve atmosterik beslemeli V8 motorunun verdiği güçle Ferrari 430 Scuderia, 0’dan 100 km hıza ise yalnızca 3.6 saniyede çıkıyor."