5 yıl sonra bırakırım

Yener SÜSOY

Rüştü Rençber, futbol otoritelerine göre tartışmasız en iyi Türk kalecisi. ‘‘35'inden sonra oynayan çok az’’ diyen Rüştü şöyle devam ediyor sözlerine: ‘‘Eğer Türkiye'de kalırsam 5 yıl sonra futbolu bırakmaya kararlıyım.’’

‘Kazancımı genellikle gayrımenkule yatırıyorum, yine de hayatımı garanti altına almış değilim. Benim 98 model Jeep Cherekoe, Işıl'ın ise 99 model 3.18 BMW arabalarımız var. Bayramoğlu'nda bir yazlık evim var. Bir de Dragos'ta 2,5 katlı bir villa yaptırıyorum, kızımın doğumuyla birlikte oraya geçmeyi planlıyorduk ama, yetişmeyecek. Eğer Türkiye'de kalırsam 5 yıl sonra futbolu bırakmaya kararlıyım.’’

YILDA BİR PANTOLON

‘‘Yener ağabey, ben 7 yaşına kadar doğduğum Küçükköy'de yaşadım. Annem babam dededen miras çiftçilikle uğraşırlardı, onun için soyadımız Rençber. Gelirimiz azdı, kıt kanaat geçiniyorduk. Bize tek tük oyuncak alabilirlerdi. Genellikle ben oyuncaklarımı çamurdan yapardım. Çamurdan öyle güzel traktör, taksi, biçerdöver yapardım ki şaşar kalırsın. Bir pantolonla bir yıl idare etmeye çalışırdık, iki de gömleğimiz olurdu.’’

İlaç gibi 3 milyon

‘‘Futboldan ilk parayı Burdur'dan aldım. Maaşımın 750 bin lira olduğunu söylemişlerdi ama, zar zor 50 bin lira veriyorlardı. Antalyaspora'a gelirken bana iki yıllık imza attırdılar, toplam 15 milyon liraya. Peşin aldığım 3 milyon bana ilaç gibi geldi, hayatımda o kadar para görmemiştim. Parayı hemen dövize yatırdım.’’

Gs taraftarıydım

‘‘Futbolla ilgilenmem Cumhuriyet İlköğretim Okulu'nda okurken başladı. Engin ve Hayrettin ağabeylere hayrandım. O zamanlar Galatasaray taraftarıydım ama, İstanbul'a ayak basıp Fenerbahçe formasını giydiğim andan beri Fenerbahçeliyim. Yıllardır Fenerbahçe ile özdeşleşmek, onun bir parçası olmak için uğraşıyorum. Türkiye'de kalırsam futbolu bırakıncaya kadar Fenerbahçe'de oynarım.’’

Gs'dEn kaçmış

‘‘Burdur’da oynarken Mustafa Denizli döneminde Ömer Kılıç'ın tavsiyesiyle 18 yaşımda Galatasaray'a geldim, bir hafta idmanlara çıktım ama, yapamadım. Mustafa hoca bana; ‘Yaşın daha genç, bizim PAF takımında kal, sonra çıkarsın A takımına' dedi. Hocaya teşekkür edip Korkuteli'ne kaçtım. Beni ilk keşfeden Fatih Terim'dir, bunun için kendisine şükran borcum vardır.’

Önce eşinin duası

‘‘Her maça gitmeden önce eşim Işıl'la mutlaka konuşurum, onun hayır duasını, başarı dileklerini alırım. Sahaya sağ adımımla girip, elimle çimlere dokunup bismillah çekerim. Düdük çaldıktan sonra hiçbir heyecanım kalmaz, konsantrasyonum topa ve rakibe kilitlenir. İstanbul'a gelene kadar namazlarımı kılardım, Cuma'ları kaçırmazdım.’’

Oyum MHP'ye

‘‘Son seçimlerde MHP'ye oy verdim. Vatanımı severim, bayrağımı severim, insanları severim, Atatürk ilkelerine bağlı, Atatürk'ü çok seven bir insanımdır. Profesyonel sporcu olduğum için siyasetten uzak duruyorum.’’

BEN HAREKETLİYİM

‘‘Dünyada birçok iyi kaleci var ama Schemeichel hala benim gözümde 1 numara. Allah onu doğuştan kaleci yaratmış. Ben de biraz daha uzun, biraz daha iriyarı olmayı isterdim. Onu kendime örnek aldım ama, ben de kendime ait bir stil oluşturmaya çalışıyorum. Ben çabuk ve hareketli bir stile sahibim, çizgi kalecisi değilim. Onsekiz içinde mümkün olduğunca özgür olmayı seviyorum.’’

10 GÜN UYUMADIM

‘Sen kaleci olarak bütün önlemlerini alırsın ama, yine de iğne deliğinden top geçer. Mesela MTK maçında yediğim golü hala unutamıyorum. Bu olayı atlatmak için İrlanda kampında 10 gün mücadele verdim. Topu tutarken çekiniyordum, elimden yine kayacak diye. Bir de Milli Takım'la dışarda Finlandiya'ya 3-1 yenildiğimiz maç. Orada yan topa daha erken çıkabilirdim, zamanlama hatası. Futbol hatalar oyunu aslında. Hatalar olacak ki gol olacak, gol olacak ki insanlar sevinecek, eğlenecek.’’

EŞİM MİNİ GİYEMEZ

‘‘Eşimi kıskanırım Yener ağabey. Işıl da beni kıskandıracak, rahatsız edecek bir şey yapmaz zaten. Dışarı çıkar, istediği gibi gezer, arkadaşlarıyla buluşur ama, ben hava kararmadan onun eve gelmesi lazım. Mini etek, aşırı dekolte bize uymaz. Başta minik sıkıntılarımız oldu ama o da artık bana ayak uydurdu.’’

Turgay Şeren: Avrupa’nın her takımında oynar

‘‘Çok samimi söylüyorum ki, Rüştü bana göre şu anda Avrupa'da oynayacak Türk futbolcularının en önde gelenidir. Rüştü en büyüğünden en küçüğüne kadar Avrupa'nın her takımında rahatlıkla oynar.

En büyük özelliği çok çabuk ve anında karar vermesi ve zaman ayarının çok iyi olması. Bazen oyunda dikkatsiz oluyor,

onu da teknik direktörü düzeltecek. Rüştü gibi bir kaleci kolay yetişmez.’’

Eşi: MTK maçı kahrETTİ

Işıl da Rüştü'yle evleninceye kadar Cim-Bom'luymuş.

‘‘Beni Rüştü Fenerbahçeli yaptı, artık gerçek bir Fener'liyim öyle laf olsun diye değil. Maça gittiğimde önce maçın kazasız belasız bitmesi için dua ediyorum. Rüştü gol yediği zaman çok üzülüyorum. En kahrolduğum maç MTK maçıydı.’’

Ben Işıl'la konuşur-ken Rüştü bize birer bardak soğuk soda getirdi.

‘‘Rüştü elektronik şeylerden çok iyi anlar, ev işlerini bilmez. Mutfakla arası yoktur, zaten ben de onu mutfağa hiç sokmadım. Zaten eve çok yorgun geliyor. Rüştü'nün beslenmesine çok önem veriyorum. Evde herşeyi düzenli olarak yapıyorum.’’

Işıl tam adı gibi ışıl ışıl bir genç kız.

‘‘Yener ağabey, eskeden beri elimden geldiği kadar modayı izlerim. Özenli, bakımlı olmak hoşuma gidiyor, bu benim ruhumda var. Kolumdaki dövmenin dışında, nişan yüzüklerimizin altına adlarımızı da dövme olarak yazdırdık. Daha çok şık spor kıyafetlerden hoşlanıyorum. Benim kendi stilim var, belli markaları kendi tarzıma çok yakıştırıyorum. Bir de zengin bir saat koleksiyonum var, hepsini bankadaki kasada saklıyorum.’’

Işıl'ın gönlünde Akdeniz ülkeleri yatıyor.

‘‘Rüştü'nün Milan ya da Real Madrid'de oynamasını çok isterim.’’

Işıl'ı bol para harcayan şımarık bir kız olarak anlatmışlardı.

‘‘Her bayan gibi ben de alışveriş yapmasını çok seviyorum. Bu asla kontrolden çıkarcasına değil. Hiçbir zaman şımarık olmadım. Kendi ailem de çok şükür her istediğimi alıyordu, hiç zorluk çekmeden büyüdüm. Onun için bende sonradan görme halleri olamaz. Elbette belli bir standartta yaşıyorum. Aslında ben değil Rüştü müsrif sayılır.’’