412 satranç takımıyla Guiness'te

Güncelleme Tarihi:

412 satranç takımıyla Guinesste
Oluşturulma Tarihi: Mart 08, 2012 12:21

Profesyonel ofis mobilyası sektöründe hizmet veren Nurus'un kurucusu ve yönetim kurulu başkanı Gökyay, 1975 yılından bu yana yaklaşık 90 ülkeden topladığı 412 satranç takımıyla, Guiness Dünya Rekorları'ndan sertifika aldı.

Gökyay'ın koleksiyonunda kesme saç, metal döküm, pirinç, mermer, deri, taş, keçe ve camdan, balık kemiğine kadar bir çok farklı materyalden yapılmış satranç takımları bulunuyor. Fiyatları 200 dolardan 1.300 dolara kadar değişen takımlarda, kabile savaşları, devlet başkanları, siyasiler, Fenerbahçe ile Galatasaray arasındaki ezeli rekabet, hayvanlar, çizgi film karakterleri gibi farklı temalar işlenmiş.

Gökyay, satranç oynamayı babasından öğrendiğini belirterek, “Babam matematik öğretmeniydi ve çok iyi bir satranç oyuncusuydu. Ben 72 yaşındayım. Çocukluğumda satranç, şimdiki gibi okullarda öğretilmiyordu. Bu kadar yaygın değildi” dedi.

“Babama sürekli yenilmek şevkimi kırıyordu”

Babasının kendisini zorla karşısına oturtup satranç oynadığını anlatan Gökyay, “Her seferinde de yenerdi. Bir kez olsun benim gönlüm olsun diye numaradan yenilmezdi. Bu yüzden satrançtan bir dönem çok soğudum. Sürekli yenilmek şevkimi kırıyordu. Sonra yavaş yavaş babamı yenmeye başladım. Birini yenmenin büyük hazzının yanında, bir de babamı yenmiş olmanın verdiği haz olunca satrançtan zevk almaya başladım” diye konuştu.
Çok büyük hırsları olan bir insan olmadığını, değişik konulara merakının olduğunu ifade eden Gökyay, şöyle devam etti:
“Sadece satranç değil, kupa, baston, ufak maket evler, tahta, bez ve porselen karışımı ulusal kıyafetli bebekler, tespih topluyorum. Ayrıca 5 bin 500 civarında kitabım var. Tarihe çok meraklıyım. Bu kitapların 2 bin 800'ü Osmanlı ve Cumhuriyet tarihiyle ilgili ama ilk olarak satranç toplamaya başladım.”

İlk satranç takımının hikayesi

İşi nedeniyle hep seyahat ettiğini ve ilk satranç takımının biraz maceralı bir hikayesi olduğunu belirten Gökyay, şöyle devam etti:
“1975 yılında Milano'da bir mağazanın vitrininde bir takım beğendim. O zamanlar Milano'da dükkanlar cumartesi öğlen kapanır pazartesi öğlen açılırdı. Tasarıma meraklıyım ve bu takımı bir tasarım ürünü olarak düşündüğüm için almak istedim ama mağaza kapalıydı. O takım için seyahatimi uzattım ve 3 gün daha kaldım. Daha sonra gittiğim her yerden takım almak hoşuma gitmeye başladı ve bugüne kadar 430 civarında takım aldım.”
Satranç takımlarının hepsinin ayrı bir olayı, kültürü simgelediğini dile getiren Akın Gökyay, “Bunlar öylesine takımlar değil. Bu takımlarla satranç oynayamazsınız. Ayrıntılara bakmaktan, takımı incelemekten oyuna konsantre olamazsınız” dedi.

Gittiği her ülkeden mutlaka satranç takımı, kupa ve o şehirle ilgili bol resimli bir kitap aldığını dile getiren Gökyay, şunları söyledi:
“Eğer eşiniz sizi desteklemezse o konuda başarılı olmanız mümkün değil. Eşim de çok sevdi satrancı, ancak 20 takımım olduktan sonra hem yer teşkil ettiği hem de temizliği zor olduğu için fabrikaya taşımaya karar verdim. Hepsi burada kilitli dolaplar içinde duruyor.”

“Rekorumun kolay kolay kırılabileceğini sanmıyorum”

Akın Gökyay, Guiness Dünya Rekorları'na geçen yıl Ekim ayında başvurduğunu belirterek, istenen belgeleri hazırladıktan sonra bu yıl Ocak ayında belgeleri gönderdiklerini kaydetti. Başvuru için noter tasdiki de istendiğini anlatan Gökyay, “Takımların hepsi sigortalı. Bunu da belgeleyerek gönderdik ve Ocak ayı sonunda rekorumun kabul edildiğine dair sertifika gönderdiler. Birbirine çok benzeyen takımları göndermedim çünkü kabul etmiyorlar. 430 civarında takımım var ama 412 tanesini gönderdim” dedi.

Bu kadar çok satranç takımı toplamanın çok zahmetli bir iş olduğunu ve çok zaman gerektirdiğini ifade eden Gökyay, kendisinin bu işe 30 yılı aşkın süre emek verdiğini ve rekorunun kolay kolay kırılabileceğini sanmadığını dile getirdi.

Koleksiyonunu paylaşmak istediğini, bunu bir müzeye çevirerek satranç severlere açmayı planladığını anlatan Gökyay, sözlerini şöyle tamamladı:
“İstanbul'daki binamızın bir katını boşalttık ve bunun için hazırladık. Bu ayın 15'inden itibaren 1 ay süreyle orada sergileyeceğiz. Daha sonra da Ankara'daki binamızda bir sergi olacak. Türkiye'de satranç çok ilerledi ve ilgi gün geçtikçe artıyor. Eminim bu takımları ilgiyle karşılayacak insanlar vardır. İnsanların bu konuya ilgi göstermesi hoşuma gidiyor. Bana ait olmasının bir önemi yok. Önemli olan insanların bu konuya ilgi göstermesi.”
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!