Güncelleme Tarihi:
Cumartesi akşamı Manchester United – Arsenal karşı karşıya. Dk 39. Arsenal’in Rus golcüsü Arshavin United ceza alanı içinde kendisine doğru uçarak gelen Fletcher’ın darbesiyle yerde. Biraz bir gün sonra oynanan Fener - Manisaspor maçındaki pozisyonları andırır nitelikte, İngiliz hakem Mike Dean birbirine yakın gözlerini kırpıştırıyor, ‘devam’ diyor. Oyun devam ediyor, Arsenal hücumu da öyle: top cezaalanının dışında Arshavin’de. Rus inanılmaz güzel vuruyor: Arsenal 1-0 önde.
İngiliz spiker penaltı pozisyonu ve gol tekrar tekrar ekrana gelirken şöyle diyor: ‘Penaltı olduğunu düşündüğü pozisyonla gol vuruşunu yapması arasında sadece 24 saniye var. Penaltı pozisyonunu unutması için ona 24 saniye yetti.’
Bir gece sonra Kadıköy’de Fenerbahçe kaptanı Emre’yi izliyoruz. Hakemin gözü önünde önce Manisaspor’lu futbolcuya arkadan dirseği ile kelimenin tam anlamıyla ‘giriyor’. Sonra bir de üzerine o meşhur parmağı önde yürüyor, oyuncu değişiklikleri yapmış ve gol için yüklenen ekibini bir anda 10 kişi bırakıveriyor. Edip Uras yazıyor
Cuma gecesi Beşiktaş – Gaziantepspor maçı. Son zamanlarda moda olduğu üzere zeka özürlü olduğunu tüm milletimizle paylaşmak zorunda olduğunu hisseden bir yeni arkadaşımız Beşiktaş golü bulmak üzere bastırırken sahaya atlıyor, koşuyor filan. Yakalanıyor karşı kaleye girdikten sonra. Gol olacak ya! Bu sırada tribünler inliyor, yayıncı kuruluş sesi kısıyor. Tribün aşağı inip arkadaşının annesinin hatrını sormak istiyor. Lig TV spikerinden bir kahkaha. Yorum: ‘Tribün kendi üslubu ile protesto ediyor.’ Diyor. O zaman sesi kısmayın… bir. E, o takımın kalecisi yanlış hatırlamıyorsak (çok da olmadı ama kimbilir?) hakeme maçın annesiyle ilgili yorum yaptı diye bilmemkaç hafta ceza almadı mı? Hakem de gülüp geçebilirdi: Rüştü kendi üslubu ile protesto ediyor diyebilirdi değil mi?
Dolayısıyla evet maalesef Avrupa’da değiliz. Olmaya çalışsak da olamıyoruz. ‘Tarih yazar’ ekibimiz UEFA Kupası’nı kaldıralı 10 sene oluyor, kutlamalar yapılacak. Ondan beri elle tutulur bir şey var mı? Yok. Kadıköy’lü ezeli rakibi Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek final oynadı, yarı finalin kapısından döndü. Devamı nerede? Bir sonraki sezon Şampiyonlar Ligi’nde gruplarda takıldı kaldı. Bu sezon o da yok. Beşiktaş’ın zaten bu taraklarda bezi yok. Diğerlerini hiç sayma, kafayı çıkardıkları andan itibaren karşılarındaki Avrupa ekibi kendilerinden kötü olsa bile hezimete uğruyorlar. Bu futbol kalitesi devam ederse, bu saha içi saha dışı saçmalıklarına dur demezsek, herkesin söylediğini kelime anlamlarıyla değil de, ona buna düşmanlık fikirleriyle dinler okursak, her konuda ‘iyi de onlar da böyle yapıyor’ kolaycılığına kaçıp kendi hatalarımızı örtbas etmeye çalışırsak daha bir yerde olacağımız da yok.
Ortalama bir Avrupa Liginde orta sıralardaki takımlarda bile zor yer bulacak oyuncular akıl hayal kabul etmeyecek milyon Euro’larla ordan oraya uçuyorlar. Takımlarımız dönüp dolaşıp ordan oraya kovulan yerli yabancı aynı hocalarla kısır döngünün içinde yuvarlanıyor. Bunun nedeni beceriksizlik olamaz, bunun nedeni iş bilmezlik olamaz. Kimseler bu kadar iş bilmez olamaz çünkü.