2012 A Milli Takımı’nın çekirdek kadrosu işte o ağlayan çocuklar olacak

Güncelleme Tarihi:

2012 A Milli Takımı’nın çekirdek kadrosu işte o ağlayan çocuklar olacak
Oluşturulma Tarihi: Ekim 02, 2005 02:08

Türk sporunun büyük bir kaos yaşadığı günlerde binlerce kilometre uzakta 20 genç yeni gurur kaynağımız oldu. Hepsi 17 yaşındaki genç futbolcular, Peru’daki Dünya Şampiyonası’nda birbirinden güzel maçlar çıkardılar. Yarı final maçında Brezilya karşısında son dakikada yedikleri gol sonrası sahayı hüngür hüngür ağlayarak terk ettiler belki ama, bu gözyaşları boşuna değildi. Türk futbolunun geleceğine damga vuracak bir oyuncu grubu izledik.

Bu yetenekli kuşak 2012’de Türkiye’nin ev sahipliği yapmak için başvurduğu Avrupa Şampiyonası’nda Milli Takım’ın çekirdeğini oluşturmak için hazırlanacak. Antrenörleri Abdullah Avcı’nın yönetiminde hem güzel futbol oynadılar hem de bol gol attılar. Alınan her galibiyet sonrası dünya futbolunun önemli kulüpleri bu yıldız adaylarına transfer teklifinde bulundu. Şimdiden Nuri Şahin’in ismi Chelsea, Caner Erkin’in ismi PSV Eindhoven ile anılıyor.

Peru’nun Trujillo şehrinde Mansiche Stadyumu’ndaki 19 bin seyirci heyecan içinde. Maçın son dakikaları oynanmasına karşın genç oyuncular hırslarından hiçbir şey kaybetmemiş, rakip kaleyi zorluyor. Türk oyuncular gol aradıkları bir anda topu kaptırıyor ve Brezilya’nın en önemli silahı Anderson kıvrak hareketlerle ceza alanına giriyor. Yerden yaptığı orta, kaleci Volkan’ı aşıp İgor’un önüne düşüyor. Ona da topu boş kaleye yuvarlamak düşüyor. Brezilya 90. dakikada golü bulup 4-3’lük üstünlükle final vizesi alıyor.

17 yaş altı Dünya Şampiyonası’nda birbirinden iyi maçlar oynayan Türk oyuncular bitiş düdüğüyle birlikte yere seriliyor. Caner Erkin, Nuri Şahin, Özgürcan Özcan 3-0’lık yenilgiden maçı beraberliğe getirmek için harcadıkları çabaya ağlıyor. Kırmızı kart gören kaptanları Erkan’ın yokluğu nedeniyle bir kişi eksik oynamalarına karşın insan üstü bir mücadele verdiler. Antrenörleri Abdullah Avcı ve yardımcıları oyuncularını teselli etmeye çalışıyor. Bu gece 23.00’te Hollanda ile üçüncülük maçına çıkacaklar. Belki üçüncülük madalyası bu yetenekli gençlerin acısını biraz unutturacak.

OYUNCU AVI

Genç Milli Takım’ın Dünya Şampiyonası yolculuğu, aslında iki yıl önce başlar. Abdullah Avcı, Türkiye Ligi’nde Metin Türel, Ziya Doğan ve Aykut Kocaman gibi teknik direktörlerin yardımcılığını yapmıştır, üç yıldır da Galatasaray altyapı takımlarını çalıştırmaktadır. 2003’te, Futbol Federasyonu’ndan Genç Milli Takım antrenörlüğü teklifi alır. Milli Takım sistemine göre 16 yaş takımı iki yıl için ona emanet edilir.

Avcı, İstanbul’un Beylerbeyi semtindeki Milli Takım tesislerinde çalışmaya koyulur. 1988 doğumlu oyunculardan en iyi takımı oluşturmaya çalışır. İlk hedef Avrupa Şampiyonası’dır. Geçen ekimde Hollanda’daki birinci tur elemeleri dönüm noktasıdır. Bu maçlara iyi hazırlanamayan gençler, Hollanda ve Galler ile 1-1 berabere kalır. Son maçta Ermenistan’ı Özgürcan ve Deniz’in golleri sayesinde zorlukla 2-1 yenerler. Ancak gol fazlasıyla ikinci tura yükselirler.

Bu arada Avcı, Galatasaray’dan iyi tandığı oyuncuları kayırdığı yönünde eleştiriler alır. Ama, o buna kulak asmaz. Yeni yetenekleri keşfetmek için Türkiye’nin dört bir köşesindeki seçmeleri izler. ‘Eksikliğini tespit ettiğimiz pozisyonlarla ilgili arayışa geçtik. Daha önce hiç Milli Takım’da oynamamış Vestel Manisalı Caner Erkin bu sayede kadroya katıldı. Buna karşın 30-40 kez milli olmuş oyuncuları fiziksel açıdan Avrupa seviyesinde olmadıkları için takımdan çıkarttık.’

Mart ayındaki ikinci tur maçları Kuşadası’nda oynanır. Almanya’da top koşturan Nuri Şahin, Tevfik Köse, Ferhat Bıkmaz ve Deniz Yılmaz’ın katkısıyla Fransa’yı 1-0, İskoçya’yı 2-0 ve Azerbaycan’ı 3-0 yenerek Avrupa Şampiyonası finallerine kalır. Bayer Leverkusen’den Tevfik, attığı üç golle yıldızlaşır.

Mayısta İtalya Terrano’daki Avrupa Şampiyonası’nda kendilerine güvenleri tamdır. İlk maçtaki İtalya yenilgisi bile morallerini bozmaz. İngiltere’yi 3-2, Beyaz Rusya’yı 5-1, Hırvatistan’ı 3-0 mağlup edip finale çıkarlar. Öyle bir futbol oynarlar ki, İtalya antrenörü ‘Türkiye’nin dört yıl gerisindeyiz ‘ demekten çekinmez. Finalde Hollanda’ya top göstermezler. Deniz ve Tevfik’in golleri Türkiye’ye şampiyonluk kupasını kazandırır.

Ama maçtan sonra galibiyetten çok Tevfik’in tişörtü konuşulur. Attığı gol sonrası formasının altından ‘Yüzde 100 Allah’ yazılı tişörtü çıkarınca eleştiri okları teknik ekibe yönelir. Genç oyuncu ‘Leverkusen’de bir arkadaşım rica etti. Onun için giydim’ der. Babası ‘Oğlum inançlı çocuk, kötü bir niyeti yok’ diye onu destekler. Abdullah Avcı da, bu olayın başarılarından çok konuşulmasına içerler: ‘Kişilik olarak sağlam, mütevazı bir çocuk. Almanya’da gol kralı oldu. Namazını da kılıyor. Çok temiz bir insan.’

Yaz kampı sonrası hedef Türkiye’den binlerce kilometre ötedeki Peru’dur. Türkiye 17 yaş grubunda ilk kez Dünya Şampiyonası’ndadır. Gruptaki rakipler Uruguay, Meksika ve Avustralya’dır. Pek alışmadıkları bu rakiplere karşı turnuvaya iyi başlarlar. 1-0’lık Avustralya galibiyetinden sonra rakip Uruguay maçını da 3-2 alırlar. Yedeklerle çıkılan son maçta, 90. dakikada Caner’in kafa golü 2-1’lik Meksika galibiyetiyle beraber grup liderliğini de getirir.

Bu skorlar, sergilenen güzel futbola da dikkati çeker. Dünyanın önde gelen takımları gözlerini Nuri, Tevfik ve Caner gibi isimlerin üzerine çevirir. Örneğin Chelsea’nin sahibi Rus milyarder Abramoviç’in Nuri için Dortmund’a beş milyon sterlin önerdiği iddia edilir. Abdullah Avcı, bu oyuncuların geleceğinin parlak olduğundan emindir: ‘Özellikle dört Almanya kökenli oyuncumuz öne çıkıyor. Özgürcan, Caner ve Mehmet de öyle.’ Hele Nuri Şahin’i öve öve bitiremez, ‘Nuri sahada bizim bile göremediğimiz yerleri görüyor.’

YİNE BREZİLYA

Iquitos kentinde son derece sıcak bir havadaki çeyrek final maçında, Türkiye rakibi Çin’i sürklase eder. 5-1’lik maçtan sonra FIFA’nın web sitesi Caner ve Nuri’yi turnuvanın yıldız adayları arasında gösterir. Artık final için önlerinde bir tek Brezilya vardır. Güney Amerikalı top cambazları, son iki dünya şampiyonasını kazanmış bir geleneğin devamıdır. Maç öncesinde Abdullah Avcı umutludur: ‘Brezilya da iyi bir takım, ama kazanan biz olacağız.’ Brezilya antrenörü Rodriguez de Türk oyuncuların yeteneklerinin farkındadır: ‘Türkler, Brezilya stili oynamayı hedeflemiş. Bireysel yeteneklerle donanmış, oyunu çirkinleştirmeyen, ofansif futbolu felsefe edinmiş bir Türk Milli Takımı ile oynayacağız.’ Türkiye, maç sonunda, tıpkı 2002 Dünya Kupası’nda A Milli Takım’ın aldığı sonuç gibi Brezilya’ya elenir.

GENÇ MİLLİ TAKIM KADROSU

1 Volkan Babacan F.Bahçe 11.8.1988 Kaleci

2 Mehmet Yılmaz Bursaspor 26.3.1988 Savunma

3 Ferhat Bıkmaz Hannover 96 6.7.1988 Savunma

4 Erkan Ferin G.Saray 20.3.1988 Savunma

5 Serdar Kesci G.Saray 18.1.1988 Savunma

6 Harun Karadaş G.Saray 14.1.1988 Savunma

7 Deniz Yılmaz Bayern Münih 26.2.1988 Orta Saha

8 Caner Erkin Vestel Manisa 4.10.1988 Orta Saha

9 Tevfik Köse Bayer Leverkusen 12.7.1988 Forvet

10 Nuri Şahin Dortmund 5.9.1988 Orta Saha

11 Özgürcan Özcan G.Saray 10.4.1988 Forvet

12 Onur Kıvrak Karşıyaka 1.1.1988 Kaleci

13 Emre Balak Samsunspor 11.08.1988 Savunma

14 Aydın Yılmaz G.Saray 29.1.1988 Orta Saha

15 Anıl Taşdemir Göztepe 1.1.1988 Savunma

16 Ergün Berisha Grasshopper 24.6.1988 Savunma

17 Cengiz Çoban Trabzonspor 20.1.1988 Savunma

18 Murat Duruer Ankaragücü 15.1.1988 Orta Saha

19 Aykut Demir NAC Breda 22.10.1988 Savunma

20 Eray Birnican Yıldırım Bosna 20.7.1988 Kaleci
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!