12 Dev Adam basın toplantısı düzenledi

Güncelleme Tarihi:

12 Dev Adam basın toplantısı düzenledi
Oluşturulma Tarihi: Eylül 14, 2011 10:39

Litvanya'da düzenlenen Avrupa Basketbol Şampiyonası'na erken veda eden 12 Dev Adam basın mensuplarının karşısına çıktı. Başkan, teknik ekip ve kaptan Hidayet, yaşananlardan dolayı üzgün olduklarını söyledi. Turgay Demirel, A Milli Takımımız'ın ilk 8'e giremeden turnuvaya veda etmesini 'İş kazası' olarak nitelendirdi.

Haberin Devamı


Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı  Turgay Demirel ve A Milli Erkek Takımı'nın kurmayları, “12 Dev Adam”ın  Litvanya'da düzenlenen Avrupa Şampiyonası'ndaki mücadelesini değerlendirdi.

Abdi İpekçi Spor Salonu'nda düzenlenen basın toplantısına federasyon  başkanı Demirel'in yanı sıra, Erkek Milli Takımlar Teknik Koordinatörü Bogdan  Tanjevic, A Milli Takım Başantrenörü Orhun Ene, A Milli Takım Kaptanı Hidayet  Türkoğlu ve A Milli Takım Menajeri Harun Erdenay katıldı.

Basketbol Federasyonu yönetim kurulu üyelerinin de takip ettiği 1 saat 20  dakika süren toplantıda, Demirel ve diğer yetkililer gazetecilerin sorularını  yanıtladı.

Şampiyonadan erken dönmenin kendileri için büyük bir düş kırıklığı olduğunu ifade eden Turgay Demirel, “Biz bu  şampiyonaya olimpiyat hakkını elde edebilmek için gitmiştik. Oldukça güçlü bir grupta başladığımız şampiyonada  arzuladığımız noktaya ulaşamadık. Hem kadromuz hem sporcularımız her zaman  ellerinden gelenin en iyisini yapmak için sahaya çıktılar. Mücadele açısından  zaman zaman belki tempo düşüklüğü görünmesine rağmen genel olarak baktığımızda bu  anlamda bir eksik yaşadığımızı söyleyemeyiz” şeklinde konuştu.

Basketbolda bazen küçük detayların neticeyi belirlediğine kaydeden  Demirel, başa baş giden maçlarda küçük hatalarla kaybettiklerini anlattı.

Türk basketbolunun her zaman Avrupa'nın en iyilerinden birisi olma  hedefinden vazgeçmediğini belirten Demirel, “Olimpiyat şansını kaçırmamıza  rağmen Türk basketbolu yine Avrupa'nın en büyük basketbol ülkelerinden birisi  olmaya devam edecek. Türkiye gerçekten çok önemli bir basketbol ülkesi olmuştur.  Dünyanın ilk 6 ülkesi arasında yer almak bunun bir göstergesidir. Amaç istikrarlı  bir şekilde bu turnuvalarda başarılı olmaktır. Önümüzdeki süreç için en doğruyu  bulmaya çalışacağız” şeklinde ifadeler kullandı.
       
Türkiye'nin dışındaki turnuvalarda kötü neticeler alındığı hatırlatılarak  yöneltilen bir soruyu yanıtlayan Orhun Ene, Avrupa Şampiyonası'nın kolay bir  turnuva olmadığını ifade ederek, “Her zaman kafanıza koyduklarınızı  gerçekleştiremiyorsunuz. Aynı maçları Türkiye'de oynasaydık 5'ini, 4'ünü  kazanabilirdik belki de. Kazanmak için büyük bir mücadele ortaya koyduk bunu  söyleyebilirim. Kamp dönemi içinde büyük bir çalışma ve gayret ortaya koyduk.  Maçın son bir dakikası da veya belli periyodunda bir dakika da çok önemli oluyor.  Yenildiğimiz takımlar da Avrupa'nın iyi takımları. Bazen kazanabiliyorsunuz,  bazen onlar kazanabiliyor” ifadelerini kullandı.

Kaçan faullerle ilgili bir soru üzerine, faul kaçırmanın bir hastalık,  bir virüs gibi olduğunu kaydeden Ene, kulüp takımlarında oyunculardan  beklentilerin daha farklı olduğununu vurgulayarak, “NBA'de oynayan oyuncular  belli görevleri yerine getiriyorlar. Avrupa'da ve milli takımda oynarken  beklentiler daha farklı. Şampiyonada Zaza Paçulia ile konuşma şansım oldu. NBA'de  kendilerine iyi bir hayat sunulduğunu ancak takımda sadece bir görevi yerine  getirdiğini söyledi. Milli takıma geldiğinde de kendisinden her şeyi  beklediklerini anlattı. Oyuncu orada maç başına 4 faul atacak iken milli takımda  8 faul atabiliyor” diye konuştu.
         
“TANJEVİC'IN BANA KATKISININ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM”
         
Tanjevic'in varlığında yeterli rahatlığı bulup bulamadığı sorulan Ene,  milli takımların mevcut yapısında uzun süredir Tanjevic ile çalıştığını  hatırlatarak, “Tanjevic'in bana her zaman katkısı olacağını ve olduğunu  düşünüyorum” dedi.

Ene, konuyla ilgili özetle şunları söyledi:
“Bu Avrupa şampiyonasında tecrübeli, sadece Türkiye'de değil Türkiye'nin  dışında da çalışıp başarılı olmuş bir insanın benimle olması büyük bir kazançtır.  Bu süreç içinde de ben kendisini yakından tanıdığım için, çoğu zaman direk olarak  karışmamak için kendini çok tutmuştur, fikrini söylemiştir, beklentisini  söylemiştir. Belki de çoğu zaman da kızmıştır bana. Bu süreçte benim olumlu  anlamda ondan alıp dinleyip yapmadığım şeyler de olmuştur. Her zaman için bu  takımı en iyi tanıyan, başarısında birebir katkısı olan kendisinin bana her zaman  katkısı olacağını ve olduğunu düşünüyorum.”

Semih Erden'in şampiyona kadrosunda yer almamasının nedenini de anlatan  Ene, bu oyuncunun yaşadığı sakatlıkların ardından turnuvaya hazır olamayacağını  gördüklerini ve bu nedenle de kadroda yer almadığını kaydetti.

Kadroda bulunan İzzet ve Cenk tercihlerinin çok tartışıldığının ifade  edilmesi üzerine Ene, “Cenk senelerden beri milli takımda olan, geçen yılki  iskeletin de içinde olan bir oyuncuydu. İzzet'in tartışılmasına hiç anlam  veremiyorum. Tecrübesiz olması milli takım kadrolarında olmamasını gerektirmiyor.  Türk basketbolunda korunması gereken bir oyuncu. İzzet'i daha çok oynatmam  gerekiyordu. Bunların sorulması gerekiyor” diye konuştu.

Son toplarda neyin yanlış gittiği ve doğru hücumun neden yapılamadığı  sorusuna da Ene, “Geriden gelip maçın sonunda mucizevi şekilde boş atış bulmak,  kolay sayı bulmak mümkün olmuyor. Siz neyi düşünüyorsanız karşınızdakinin de bir  düşüncesi var. Basketbol devamlılığı olan bir oyun. Son topta bir şansı elde  etmeye çalışıyorsunuz. İstediğinizi yapın, hiçbir zaman son topu istediğiniz  gibi, kafanızda kurguladığınız gibi yapamıyorsunuz” şeklinde yanıt verdi.

Ülke olarak farklı bir yapıya sahip olunduğunu, kaybedildiğinde çok  üzülüp, kazanıldığında çok sevinildiğini anlatan Ene, bu aşırı tepkilerde  insanların süreç devam ederken kafasını sonuca taktığını kaydederek, “Bu da  üzerimizde baskı oluşturuyor. Kaybettiğimiz bir maçtan sonra hemen en kötü  senaryolar akla geliyor. Bu etkiliyor. Savaşma ve mücadele etme anlamında kötü  bir süreç olmadı. Bütün maçların bir şekilde içinde kalarak, sonuna kadar  mücadele ederek, mücadelelerde teslim olmadığımızı düşünüyorum” şeklinde  konuştu.

Oyun kuruculardan memnun olup olmadığıyla ilgili soru üzerine Ene,  “Dünya şampiyonasında iki oyuncumuz da çok iyi oynadılar. Bir iki oyuncunun  formsuz olması kötü olmasının bizi engellememesi lazım. Kerem sorumluluk sahibi  olduğu için bunu da itiraf edip söyleyebilen bir insan. Bazen kendine karşı  objektifliğini de kaybediyor. Sadece ondan kaynaklanan bir problem değil, takımla  ilgili bir problem. Bir çok oyuncu ofansif anlamda istediğini yakalayamadı”  şeklinde ifadeler kullandı.

“DAVET EDİLDİĞİM SÜRECE MİLLİ TAKIM FORMASINI ŞEREFLE GİYMEYE  DEVAM EDECEĞİM”
       
A Milli Erkek Basketbol Takımı'nın kaptanı Hidayet Türkoğlu, milli takımı  bırakmayacağını açıkladı.

Milli formayı hak eden bir sporcu olarak 1998 yılından bu yana milli  takıma çağrıldığını ve 300'e yakın maçta milli formayı giydiğini kaydeden  Hidayet, “Son 3 senedir de kaptanlık yapıyorum. Burada olduğu kadar hiçbir yerde  keyif aldığımı hatırlamıyorum. Yaşım 32. Hedefim Avrupa Şampiyonası'nda başarı ve  olimpiyatların ardından misyonumu tamamlayacağım yönündeydi. İstediğimiz başarıyı  elde edemedik. Ben de buraya tekrar davet edildiğim sürece formayı şerefle  giymeye devam edeceğim. Kaptanlığı yapmaya devam edeceğim. Tekrar davet  edilirsem, bundan sonra da böyle devam edecektir, 13 senedir yaptığım gibi”  şeklinde konuştu.

Seyirci desteğiyle her zaman daha iyi oynadıklarını anlatan Hidayet,  kendine güveni olan iyi bir milli takım olduklarını anlatarak şöyle konuştu:
“Milli takım olarak kendimize hedefler koyduk. Her maça kazanmak için  çıktık. Bazı nedenlerden dolayı, küçük nüanslardan dolayı son saniyelerde çok  önemli rakiplere karşı 3 maç kaybettik. Bazen istediklerimiz olmuyor. Bazen itici  destek olarak seyirciyi hissedemiyorsunuz. Sırbistan maçında kötü yüzdeyle  atmamıza rağmen yine maç dönebilirdi, olmadı. Bütün arkadaşlarımla gurur  duyuyorum, göstermiş olduğumuz mücadeleden dolayı. Hiçbir maçta ezilmedik bütün  rakiplere karşı kafa kafaya oynadık. Sonunda baktığımızda bir başarı yok ama bu  bence bir ışıktır. Bu milli takımın, Türk sporunun ne kadar geliştiğinin  göstergesidir. Bu turnuvada sergilediğimiz basketbol ileriye doğru daha iyi  şeyler yapacağımızın göstergesidir.”

Üst üste isabet kaydedemediği halde 3 sayılık atış denenmesiyle ilgili  yöneltilen soruya Hidayet, “Bazen sokamadığınız anlar oluyor. Oyuncu  psikolojisinde bu vardır. Ben 10'da 0 da atsam 11'inci topta hiçbir zaman  tereddüt etmem yine atarım. Bu kendine olan güveni gösterir. Belirli bir noktadan  sonra kariyerde daha da ileriye gitmeyi sağlayacaktır bu güven. İstekli ve  arzuluyduk. Bu takım başarı için elinden gelen her şeyi yaptı. Sırbistan gibi  ekibe 29 faul attık. Bence şu ana kadar tarihte yoktur. Bu bizim ne kadar iyi bir  takım olduğumuzu gösteriyor” diye yanıt verdi.

Hidayet, Semih ile kavga ettiği söylentileri için de, “Bu tip şeyler  beni üzüyor. Bu konuda benim yorum yapmam yanlış olur. Bunu bütün genç  arkadaşlarımıza sormanız gerekir. Benim onlarla diyaloğumu, sevgi çerçevesindeki  dostluğumuzu onların cevaplaması doğru olur. Bu tip haberlerin çıkmasına  üzülüyorum. Hepsine kardeşim olarak değer veriyorum. Başarısızlıkta bunlar ön  plana çıkacaktır normal. Ben de takım kaptanı olarak ister istemez bazı  noktalarda payımı alacağım. Her zaman bu konularda kendime güvendiğim için dik  duracağım” şeklinde konuştu.
       
DEMİREL: “BELLİ Kİ MUTLAK BAŞARILI OLMA BASKISI BİR TEDİRGİNLİK  YARATTI”
       
TBF Başkanı Demirel, mental anlamdaki eksiklikle ilgili bir soru üzerine,  bu şampiyonada bu sıkıntıyı yaşamadıklarını ancak mutlak başarılı olma baskısının  takımda bir tedirginlik yaratmış olabileceğini ifade etti.

Milli takımın hedeften uzaklaştıktan sonra turnuvadan kopabildiğini  anlatan Demirel, “Litvanya maçından sonra İspanya maçı oynadık ve yenmesini  bildik. Bu şampiyonada mental anlamda bir sorun yaşandığını sanmıyorum. Belki  başarılı olma baskısı bir tedirginlik yarattı. Bu tedirginlik 3 sayılara yansıdı.  3 sayılık atışlarda sıralamamız neredeyse sonlara düştü. Mental olarak ben bu  turnuvada Litvanya maçından sonra düşüş yaşandığını düşünmüyorum. Takım son maça  kadar mücadele etti” diye konuştu.

Kerem Gönlüm, Semih Erden ve Sinan'ın yaşadığı sakatlık ve sağlık  sorunlarının, güçlü milli takım kadrosunun eksilmesine ve belki de öz güven  eksikliğine yol açtığını kaydeden Demirel, “Elimizdeki malzemede çok değerli  oyuncularımız var. Bütün bunlarla beraber önümüzdeki 10 yılda basketbolumuzun  geleceğini pozitif olarak görüyorum” dedi.

Demirel, Beykoz'da 80 dönümlük bir arazi aldıklarını ve buraya yakında  başlayacak projeyle basketbol eğitim merkezi yapılacağı bilgisini verdi. Projede  4 salonun yer aldığını bildiren Demirel, burada bütün altyapıların kamp  yapabileceğini, merkezin oyuncu geliştirme projeleri için kullanılacağını  kaydetti.
         
“ORHUN ENE İLE İYİ BİR İŞBİRLİĞİMİZ VAR”
       
Erkek Milli Takımlar Teknik Koordinatörü Bogdan Tanjevic, Orhun Ene ile  iyi bir işbirliğinin yanı sıra dostluk ve arkadaşlık oluşturduklarını ifade  etti.

Ene'ye sadece danışmanlık yaptığını, kendisine danıştığı zaman  tavsiyelerde bulunduğunu kaydeden Tanjevic, “6 yıldır beraber çalışıyoruz.  Aramızda iyi bir işbirliği var. Bu işbirliğinin yanı sıra dostluk ve arkadaşlık  da oluşturduk” dedi.

Alınan sonuçta kendisinin de sorumluluk hissettiğini anlatan Tanjevic,  özetle milli takımın performansını şöyle değerlendirdi:
“Kötü bir kurayla başladık. Sakatlıklar oldu. Kerem Gönlüm'ü direk  kaybettik. Kerem Gönlüm iyi bir takım oyuncusu. Bütün takıma pozitif enerji  veren, her zaman gülen bir oyuncu. Defanstaki bütün boşlukları kapatabilen bir  oyuncu. Antrenmanlarda her zaman takıma destek olabilen bir oyuncu. Çok önemli  olabilecek bir turnuvada Sinan Güler yoktu. Ömer ve Semih de operasyonlardan  dolayı iyi durumda gelmediler. Ersan'ın da ufak tefek problemleri vardı. Çok  antrenman kaçırdı. Biz şampiyona boyunca bu oyuncuları normal kondisyonlarına,  form durumlarına çıkartmaya çalıştık. Yavaş yavaş bu oyuncular yükseliyorlardı.  Basketbol hayatımda 5 maçın bir topla kaybedildiği başka bir turnuva  hatırlamıyorum.”

A Milli Takım Menajeri Erdenay ise geçen yıl elde edilen Dünya 2.'liğinin  ardından milli takıma verilen ödüllerin hala konuşuluyor olmasının takım üzerinde  bir baskı yarattığını düşündüğünü anlatarak, “Aradan bir yıl geçti hala bu  ödüller konuşuldu. Bu bence bir baskı oluşturdu oyuncularda. Orada bitmesi  lazımdı, bir sene boyunca hala bu dile getiriliyor. Bu Türk spor tarihinde ilk  alınan ödül değildi. Futbol takımı da almıştı, haltercilerimiz de alıyor. Bence  bu baskı oluşturdu” ifadelerini kullandı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!