Güncelleme Tarihi:
Türkiye’yi yeniden basketbol coşkusu sarıyor! Geçen yıl ev sahipliği yaptığımız FIBA Dünya Şampiyonası’ndan sonra A Milli Takımı’mız bu sefer Avrupa Şampiyonası için Litvanya’ya gidiyor. Millilere hem Türkiye hem de Avrupa’dan çok sayıda Türk seyirci eşlik edecek. Fakat takımın ana sponsoru Turkcell, destek işini şansa bırakmadı. 12 Dev Adam’ın deplasmanda yalnız kalmaması için Turkcell Coşkusu adlı 15 kişilik bir orkestra kurdu. Turkcell Genel Müdür Yardımcısı Koray Öztürkler orkestranın kuruluş amacını şöyle anlatıyor: “Avrupa Şampiyonası’nda, geçen yıl elde ettiğimiz başarıyı tekrarlamak istiyoruz. Ana sponsor olarak Milli Takım’a maddi destek veriyoruz. Bununla birlikte basketbol heyecanına farklı bir renk katmak istedik. Takımın deplasmanda Türkiye desteğini hissetmesi çok önemli. Tribünlerin dolu olması oyuncuların performansını artıyor. Fakat basketbolun, futboldan farklı bir ruhu olduğu için sırf seyirci tezahüratı yetmiyor. Tribünlerdeki en büyük eksiklik uyum. Her köşeden başka ses çıkıyor; tribündeki coşku sahaya yansıyamıyor. Bu nedenle seyircilere orkestra şefliği yapacak, oyuncuları destekleyip, karşı takımın kafasını karıştıracak bir bando kurmaya karar verdik. Başka takımlarda bu tür uygulamalar yapılıyor. Örneğin ev sahibi Litvanya’nın pota arkasında 20-30 kişiden oluşan bir davul grubu var. Bu grubu gittikleri her maça götürüyorlar. Biz bunun bir adım ötesine gitmeye karar verip Milli Takım için bir ilke imza attık ve çok sayıda enstrümandan oluşan bir bando kurduk. Hem Basketbol Federasyonu hem de Milli Takım oyuncuları çok heyecanlandı. İlk kez hazırlık turnuvalarında çaldılar. Karşı takım Almanlar çok şaşırdı! Bando, şampiyona boyunca tüm maçlarda takıma eşlik edecek.”
HER TELDEN ÇALACAKLAR
Turkcell Coşkusu Ritm Topluluğu, Mustafa Kemal Çokşen’in (42) kurucusu olduğu RitmArt Perküsyon ve Müzik Topluluğu’nun müzisyenlerinden oluşuyor. Ekip 15 kişi. Aralarında hem profesyonel hem de avukattan mühendise çok farklı meslek gruplarından amatör müzisyenler var. Çokşen, turnuva için en az basketbolcular kadar sıkı bir çalışma yaptıklarını anlatıyor: “RitmArt olarak 2000’lerin başından beri Türk Sanat Müziği’nden halk müziğine, yabancı müzikten etnik müziğe içinde ritm olan her şeyi çalıyoruz. Milli Takım’a destek için oluşturduğumuz ekipte trombondan saksofona, tulumdan davula birçok enstrüman var. Takıma yakın olabilmek için tribünde pota arkası veya ‘maraton’ olarak adlandırılan orta bölüme konuşlanacağız. Sahaya girerken Pınarbaşı’nı çalacağız. Repertuvarımızda aralarında ‘Osman Ağa’ ve ‘Damat Karşılaması’ gibi Balkan havalarının da olduğu 15 şarkı var. Fakat maçın coşkusuna göre spontane, repertuvarda olmayan başka şarkılar da çalabiliriz. Her durum için ayrı tonlama düşünüyoruz. Eğer takım farkla galipse oyun havaları, gerideyse ritm ağırlıklı, motivasyon artırıcı melodiler çalacağız. Atak yaparlarken dikkatlerini dağıtmayacak sakin tonlarla eşlik edeceğiz. Basket attıklarında biz de tempoyu artıracağız. Rakip takım atak yaparken dikkat dağıtıcı karambol müzikler yapacağız. Herkes rastgele, deli gibi elindeki enstrümana vuracak. Hazırlık maçlarında denemesini yaptık; bu yöntemle Yunan takımı birçok rebound’u kaçırdı. Takımın istek parçalarına da açığız. Maçın bitiş düdüğü çalana kadar biz de çalacağız!”
Hukuk bürosunu bıraktım
DENİZ KUMAŞ (29)
Yeditepe Üniversitesi Hukuk Bölümü mezunuyum ama küçüklüğümden beri müzikle iç içeyim. Eskiden ritm gitar çalıp söylüyordum. Üç-dört yıldır RitmArt grubuyla perküsyon çalıyorum. Bir avukatlık bürosunda çalışıyordum ama işten ayrıldım ve şu an sadece bu işi yapıyorum. Maçları seyretmeye giderdim ama tribün kenarında ilk defa çalacağım. Milli Takım’ı destekliyor olmaktan gurur duyuyorum.
Tüm enstrümanlarımı çalacağım
MAHİR KARTAL (24)
İstanbul Teknik Üniversitesi konservatuvarından mezunuyum. RitmArt’ın başka etkinliklerinde de yer alıyorum. Bu organizasyonda saksofon, tulum, zurna, kaval gibi nefesli enstrümanları çalıyorum. Maçlarda yanıma tüm enstrümanları götürüp oradaki havaya göre en uygununu çalacağım.
Millileri desteklemek için yıllık iznimi kullanıyorum
EVREN YURDAKUL (33)
Uludağ Üniversitesi’nde uluslararası ilişkiler okudum. Şu an da lojistik sektöründe uluslararası konteyner taşımacılığı yapan bir şirkette çalışıyorum. Bir restoranda, masada rastgele tempo tutarken keşfedildim. Bir buçuk yıldır RitmArt’ta perküsyon çalıyorum. Litvanya’da Milli Takım’a destek verebilmek için tüm yıllık izinlerimi kullanıyorum.