Yusuf Şimşek: Yeteneklerime ihanet etmesem Arda'nın olduğu yerde olurdum

F.BAHÇE ve Beşiktaş formalarıyla şampiyonluk yaşayan ve “Telefon kulübesinde bile adam çalımlar” diye övülen Yusuf Şimşek, sadece futboluyla değil, özel yaşamıyla da yıllarca gündemde oldu.

Bu sezon Mersin İdmanyurdu’u çalıştıran Şimşek, yaşadıklarını anlatırken, bugünün futbolcularına örnek olması dileğiyle geçmişe dair pişmanlıklarını ortaya koydu.

- Türkiye’nin gelmiş geçmiş en teknik oyuncuları arasında adının geçmesine rağmen inişli çıkışlı, kopuk kopuk bir futbol hayatın oldu. Hataların neydi, pişmanlıkların var mı?

- Çok doğru söylediniz. Gerçekten de ben de sizin gibi düşünüyor ve yeteneğimi sunamadığım için kendime kızıyorum. Şu anki kafam olsa dünyanın en iyi takımlarında oynayabilirdim. Geçmişte yaptığım hatalar bana bu bedeli ödetti. Özellikle Milli Takım’da çok az oynamam benim için hayal kırıklığıdır. Düzenli hayatım olsa Fenerbahçe’de 3.5 değil, 15 yıl oynardım.

"ARKADAŞINI İYİ SEÇEMEZSEN..."

- ‘Bugünkü Yusuf o günlerde olsaydı’ diyor musun?

- Bugünkü kafam olsa, Türkiye’nin en büyük kulübü olmasına rağmen Fenerbahçe bana yetmezdi. Yurt dışındaki en büyük kulüplerde oynayabilirdim. Bugün Arda’nın olduğu yerde olurdum. Şimdi oyuncularıma bunları anlatıyorum.

- En büyük hataların?..

- Her şeyi yaşadım. Çapkınlık, alkol, kumar, az uyku, düzensiz beslenme, hepsi oldu. Çok büyük hatalar yaptım. Bu emeği, bu enerjiyi keşke futbola verseymişim. Arkadaşlarını, çevreni iyi seçmezsen bunların kurbanı oluyorsun.

Uyaran, akıl veren bir ağabey yok muydu?  

- Rüştü Abi, Ogün Abi, bir de babam sık sık ‘Oğlum yapma, hayatına çeki düzen ver’ diyorlardı. ‘He he’ deyip, bildiğimi okuyordum. Pişmanım ve pişman olduğumu söylemekten gocunmuyorum.

"FENERBAHÇE'DEN 'ŞAMPİYON OLAMAYIZ’ DİYE GİTTİM AMA..."

Şöhret olmak mı seni kötü hayata itti?

- Yoo, popüler olmadan da böyleydim. Kemer’de, Denizli’de de dengesiz yaşıyordum. Uyku, beslenme yok, alkol, gece hayatı var. Var, var, var.

- Peki seni bugünkü kafana getiren ne oldu?

- Bekarken nerede yatığım, nerede kalktığım belli değildi. Evlendim ve çok değiştim. Milli Takım’a seçildim, 32 yaşında Beşiktaş’ın Trabzon’un peşinden koştuğu biri oldum.

- Fenerbahçe’den neden gitmiştin?

- Büyük hatalarımdan biridir. Bana kimse ‘Git’ demedi. Tam tersine Daum da, Aziz Yıldırım da ‘Gitme’ dedi. Devre arasında Beşiktaş 8 puan fark yapmıştı. Şampiyon olamayız sandım. G.Antep’e kiralık gitmeyi çok istedim ve gittim. F.Bahçe şampiyon oldu. Dönmek istedim ama bu kez de Daum beni istemedi.

"ETO’O, ARABASINI ÖDÜL DİYE VEREN ADAMDIR"

“Eto’o ilk benim oyuncumdu. Kaliteli futbolcu, kaliteli insan. Büyük takımlarımızın Eto’o’yu hâlâ almamış olmasına inanamıyorum. Hiçbir kötü alışkanlığı yok. 2 yıl daha zirvede oynar. Gençlere öğreticidir. Hangi futbolcu, arkadaşına ‘Yılda 12 asist yap 400 bin Euro’luk arabamı sana vereyim’ der. Eto’o Emrah’a bunu dedi. Ama Emrah başaramadı ve arabayı alamadı.”

"FENERBAHÇE DENİZLİ’DE BİZİ YENEMEZDİ"

 - F.Bahçe’nin şampiyonluğu kaybettiği 2005-06 sezonu sonundaki Denizli çok tartışıldı. Oradaydın. Neler yaşandı?  

- Denizli benim hayatımda en önemli yerlerden birisi. Hayatımı futboldan kazanmış birisiyim. Şayet o maçta farklı şeyler olmuş olsaydı veya ben farklı şeyler yapmış olsaydım yüzümde ve alnımda hep kara bir lekeyle gezen biri olacaktım. “Yusuf Fenerbahçe’ye maçı verdi, maçı sattı” denilecekti. Çok şükür ne teşvik primi aldım, ne maçı sattım. Alnım açık, başım dik, vicdanım rahat. Maç temiz bir maçtı. Biz çok iyi oynadık. 1-0 öne geçtik ve 2-3 gol daha atabilirdik ama maçı da kaybedebilirdik. Hele maç 1-1 olduktan sonra Appiah o golü atsaydı iş değişebilirdi. Daum, Anelka’yı oynatmadı diye eleştirildi ama o gün kim oynarsa oynasın biz o maçı kaybetmezdik. Çok iyi motive olmuştuk.

O maçın son dakikalarında oyundan çıkarken, yerine giren İbrahim’e, “Fenerbahçe şampiyon olsun” dediğin dedikodusu çıkmıştı...

- Allah korusun. Öyle şey der miyim. İbrahim’e sadece, “Dayanın, az kaldı” dedim.

MUSTAFA DENİZLİ BİR BAŞKADIR...

- Çalıştığın hocalar içinde en beğendiklerin...

- Mustafa Denizli çok iyi teknik adamdır. Futbolcunun dilini bilir. Futbolcunun en sevdiği idmanları yaptırır. Mustafa Hoca ile biri Fenerbahçe, diğeri Beşiktaş’ta iki şampiyonluk yaşadım. Ersun Yanal’ı da çok beğenirim, Güvenç Kurtar’ı da... Ersun Yanal’ın Trabzon’da başarısız olmasına çok şaşırıyorum. Fenerbahçe’de şampiyonluk yaşarken Ersun Hoca’yı bazı futbolcuların sevmediği söyleniyor. Sıkı idmanlardan dolayı olabilir.

MERSİN’DE HEDEF SENEYE SÜPER LİG

 “Teknik direktörlükteki hedefim 10 yıl içinde Milli Takım’ın başına geçmek. Bu hayal kurarak olmaz elbette. Bir farklılık ortaya koymanız gerekiyor. Bunun için çok çalışıyorum. Mersin İdman Yurdu’nu bu yıl ligde tutup, önümüzdeki sezon Süper Lig’e çıkarmak için savaşacağız.”