Güncelleme Tarihi:
Süper Lig’in, Avrupa’daki hiçbir lige benzemediğini ve farklı alışkanlıkların olduğunu dile getiren Samsunspor Teknik Direktörü Markus Gisdol, “Muhtemelen Avrupa’da Türkiye liglerine benzeyen bir lig yoktur. Özellikle Almanya’da böyle bir şey olmuyor. Belki de bu Türk kültürünün bir parçasıdır. Bunu olduğu şekilde kabul etmemiz gerekiyor. Samsun’a gelmeden önce de bazı arkadaşlarım ile konuşmuştum. Bana buradaki riskin büyük olduğunu söylemişlerdi. Kendimi iyi hissetmiştim. Bu sebepten dolayı da risk almak istedim. Risk aldığım için de mutluyum. Bahsettiğimiz konu belki de Türk kültürüne özgü bir şeydir. Her 3-4 ayda bir teknik direktör değişimi oluyorsa bu Türk futbolu adına ‘iyi bir şeydir’ diyemem. Çünkü yeni bir hoca geldiğinde sistemini, oyun stilini ortaya koymaya ve takıma öğretmeye çalışıyor. Bu da zaman alabiliyor. Hocaların başarılı olması için biraz zamana ihtiyaç duyulabiliyor. Çok fazla hoca değişikliği olmasının doğru olduğunu düşünmüyorum. Bence bu sık değişimler Türk futbolu için de iyi bir şey değil” dedi.
“Odağım sözleşme değil, kalan maçlarımız”
Sezon sonunda sözleşmesi sona erecek Alman teknik adam, odağının sözleşme görüşmeleri değil, kalan 11 maç olduğunun altını çizerek, “Şu an zor bir yoldayız. Sözleşme konularını konuşmak için ligin bitmesini beklememiz gerekiyor. Ligin sonuna geldiğimizde zaten bu konuşmalar başkanımızla olacaktır. Şimdi bir yolda ilerliyoruz ve konsantrasyon eksikliğine sebep olsun istemiyorum. Odaklanmak istediğimiz şey, kalan maçlar. Bir sonraki deplasmanda oynayacağımız maç, Başakşehir maçına odaklıyız” diye konuştu.
“Başarı, bir zincirin halkaları gibi hepimizin başarısıdır”
Elde ettikleri başarılı sonuçların tek sorumlusunun kendisi olmadığını ve çok iyi bir çalışma ortamının bulunduğunu da vurgulayan Gisdol, “İyi bir teknik heyetim var. Fuat Çapa ve Yüksel Yıldırım bana çok destek oldular, beni yalnız bırakmadılar. Buradaki ambiyansa beni çok iyi hazırladılar. Video analizlerimiz çok iyi. Samsunspor’dan teklif gelince tereddüt etmeden kabul ettim. Burada neler yapabileceğim hakkında uzun süre düşündüm. Takım için en iyisinin ne olacağına karar verdim. Samsunspor’a gelmeyi kabul ettikten sonra da çalışmalarımı bu yönde ilerlettim. Geldiğim ilk günden beri şehir ve taraftarlar beni çok iyi karşıladılar. Bu da benim Samsun’daki çalışmalarımı daha kolay bir ortamda gerçekleştirmemi sağladı. Kulübün kendi analiz departmanı da bana çok iyi destek veriyor. Analizleri yapıp, sorularıma cevap veriyor. Bu da benim maçlara en iyi şekilde hazırlanmama imkan sağlıyor. Bunun dışındaki takımdaki liderlerle de iletişimim çok iyi. Bir sorun olduğunda ya da bir karar almam gerektiğinde onlarla oturup, birlikte karar alıyoruz. Kısacası hep birlikte başarılı oluyoruz. Bir başarı varsa bu başarı, bir zincirin halkaları gibi hepimizin başarısıdır” şeklinde konuştu.