Güncelleme Tarihi:
TÜRKİYE Futbol Direktörü Fatih Terim'in 1990'lı yıllarda, Avrupa'da yaşayan Türk gençlerini milli takıma kazandırmak amacıyla Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Avrupa Ofisi'ni hayata geçirdi. Terim, Avrupa Ofisi'nin suistimal edildiği ve verimli çalışmadığı gerekçesiyle 2015 yılında bu kez kapattı. Türk milli takımı daha önce Avrupa Ofisi üzerinden milli takıma Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinden futbolcu kazanırken şimdi ise direkt milli takım hocaları vasıtasıyla genç Türk yetenekler izleniyor. TFF Avrupa'da yaşayan gençleri hangi yöntemlerle izlediğini ve bu gençleri milli takıma nasıl kazandırdığını Ümit Milli Takım Teknik Direktörü Abdullah Ercan'a sorduk.
EN KIYMETLİ OYUNCUYU ARIYORUZ
Teknik Direktör Ercan, Türkiye ile başka ülkelerde yaşayan Türk futbolcularının kendileri için aynı derecede öneme sahip olduğunu önemle vurguladıktan sonra şunları anlattı: “Avrupa'da ve oynayan genç oyuncular bizim için çok kıymetli. Neden kıymetli? Çünkü onlar aynı zamanda bizim için şans. Gerçi bu çift taraflı bir şanslılık durumu. Bizim ve onlar için alternatif çoğalıyor. Biz öncelikle milli takıma oyuncu seçerken Avrupa ve Türkiye diye bakmıyoruz. Bizim temel hedefimiz, hangi ülkede olursa olsun Türk milli takımı için en kıymetli oyuncuyu arıyoruz. İleride tribünleri ayağa kaldıracak, her anlamda milli formayı taşıyacak futbolculara bakıyoruz. Kalbi Türkiye için atıyorsa değerlidir. Türkiye'de yaşayan futbolcu ile Avrupa'da yaşayan arasında bizim için fark yok. Her yerde de futbolcu bakıyoruz. Mümkün olduğu kadar her yere de ulaşmaya çalışıyoruz.”
HOCALARIMIZ HER HAFTA ALMANYA'DALAR
Abdullah Ercan, geçen yıl kapatılan TFF Avrupa Ofisi için “Fatih Hoca 1990 yılında kurdu, 2015 yılında da o kapattı. Çünkü suiistimalleri gördü. Fatih Hoca'nın bir açıklaması var. Orada derki 'bu bir sevda işidir. Kendisini Türk hisseden ve Türkiye forması giymek isteyen ve kalbi Türkiye için atan her oyuncu için kapımız açık.' Bu açıklamadan sonra federasyona mailler yağmaya başladı. Gelen maillerde oyuncularla ilgili bilgiler vardı. Açıkçası biz bu kadar ilgi beklemiyorduk. Bunun üzerine federasyon da milli takım hocalarını ülkelere ve yaş gruplarına göre görevlendirdi. Şuandaki sistem gönüllüler esasına göre yürüyor. Futbolcuları amatör ve profesyonel olarak ayırıyoruz. Ayrı ayrı değerlendiriyoruz. Güvenilir dostlarımızdan bilgilerini alıyoruz. Futbolcularla kontak kuruyoruz ve gelip maçlarını izliyoruz. Bu futbolcular bilmeli ki onları çok sıkı şekilde takip ediyoruz. Hocalarımız her hafta Almanya'ya geliyorlar, maçlarını ve turnuvalarını izliyorlar. Tabi küçük yaşlarda takip ettiğimiz futbolcu sayısı yaşları büyük olanlara göre daha fazla” bilgisini verdi.
FUTBOLCULAR BEKLİYORUZ
Abdullah Ercan, görüştükleri futbolcuların kararını çoğu zaman beklediklerini belirterek “Milli takıma aldığımız futbolcuyla konuşuyoruz. Bu bazen kolay olmuyor. Biz çağırıyoruz. Ancak futbolcu düşünmek istiyor. Biz her futbolcunun kararına saygılıyız. Kimisi çok küçük yaşlardan itibaren Türk milli takımını tercih ediyor. Kimi bekliyor. Yaşadığı ülkenin milli takımını tercih ediyor. Kimi de Emre Mor gibi yaşadığı ülkenin milli takımını bırakıp bize geliyor. Futbolcuların kararı ne olursa olsun biz saygı duyuyoruz” dedi. Ercan, 1996 doğumlu gençlerden oluşan yeni bir Ümit milli takım kurduklarını da söyledi. Ercan, ümit milli takımının hedefini ise şöyle açıkladı: “Ümit milli takımı olarak A milli takımına mümkün olduğu kadar fazla oyuncu kazandırmak istiyoruz. Belki bir önceki grupla şampiyonaya gidemedik ama ciddi sayıda mevcut A milli takımında futbolcu verdik. Açıklanan kadroda yedi sekiz ümit milli var. Bana göre esas başarılardan birisi bu. Öyle değerlendirmek gerekir. Fatih Hoca'nın gençlere verdiği önem de çok büyük. Ben Ümit milli takımı ne kadar biliyor ve tanıyorsam Fatih Hoca da en az benim kadar bilgi sahibi. Takip ediyor. Zaman zaman alıyor oyuncuları oynatıyor. Geniş kadroda yer veriyor” dedi.