Güncelleme Tarihi:
İŞ dünyasının önemli isimlerinden Sevil Sabancı, küçük yaştan itibaren gönül verdiği binicilik sporunda yaptığı başarılı çalışmalarla, adını uluslararası alanda da duyurdu. Sabancı’nın sahibi olduğu SIEC (S Uluslararası Binicilik Merkezi)’in geliştirdiği; genç binicilerin deneyim kazanmasını amaçlayan SIEC Junior Cup projesi, FEI (Uluslararası Binicilik Federasyonu) tarafından kabul edilerek yürürlüğe kondu. İlki bu yıl gerçekleştirilen organizasyonda, FEI’ye bağlı 173 ülkede yapılan elemelerde başarılı olan sporcular, 17-20 Eylül tarihlerinde İstanbul Maslak’taki SIEC’te, SIEC-FEI World Youth Series adıyla düzenlenen final yarışmalarında sahneye çıkacak. Yıllardır binicilik sporuna yaptığı katkılarla FEI Başkanı Ürdün Prensesi Haya’nın büyük beğenisini kazanan Sevil Sabancı, SIEC World Youth Series’in organizasyonunu gerçekleştirmek amacıyla kurulan FEI Gelişim Danışmanlığı Komisyonu’nda da üye olarak görev aldı.
Türkiye’de binicilik sporunun liderliğini üstlenen ve genç yaşına rağmen uluslararası arenada da söz sahibi olan Sevil Sabancı, binicilik sporuyla tanışmasını, verdiği hizmetleri ve hedeflerini Hürriyet’e anlattı.
· Binicilik sporuyla nasıl tanıştınız? Bu at sevgisi nereden geliyor?
Ben meşhur Atlı Köşk’te büyüdüm. Orada hepimizin bildiği üzere çok güzel bir at heykeli var. Küçük yaşlarda iken en büyük isteğim o at heykeline binmekti. Bu vesileyle atlara büyük bir ilgi ve sevgi duymaya başladım. O gün bugündür atlarla haşır neşirim. Ayrıca, şunu unutmamak gerekir ki, at bizim kültürümüzde çok önemli bir figürdür. Türkler bütün savaşlarını at üzerinde yapmış ve bütün sorunlarını at üzerinde çözmüş bir millettir.
· Binicilik halk arasında pahalı bir spor olarak algılanıyor. Gerçekten de öyle mi?
Bu işi hobi olarak yapanlar için kesinlikle pahalı değil. Binicilik için harcanan para tenisten fazla değil. Ama olay hobi olmaktan çıkıp belli bir düzeye gelince elbetteki pahalı bir spor oluyor.
· Türk binicilerin olimpiyatlara katılma şansı var mı?
Olimpiyatlara katılmak hepimizin hayali ama biz öyle şanssız bölgedeyiz ki, İspanya, İtalya, Almanya gibi binicilik sporunun lideri olan ülkelerle aynı elemelere giriyoruz. Dolayısıyla bu ülkelerin arasından sıyrılıp olimpiyatlara gitme şansımız yok. Ben Türk binicilerin de olimpiyatlara katılmasını sağlamak amacıyla geçtiğimiz ay Londra’da FEI Başkanı Prenses Haya ile bir toplantı yaptım. Bu toplantıda, mevcut düzende Türk binicilerin olimpiyatlara gitmesinin imkansız olduğunu anlattım ve geçmiş yıllarda sırf siyasal nedenlerle oluşturulan bölgelerin değiştirilmesini istedim. Kendisi düşüncelerimi olumlu karşıladı. Olimpiyat elemelerindeki mevcut bölgelerin sınırlarının değiştirilmesi için IOC’ye (Uluslararası Olimpiyat Komitesi) bir öneri götüreceklerini söyledi. Bu gerçekleştiği taktirde İspanya, İtalya, Almanya gibi ülkelerle aynı elemelere girmekten kurtulup olimpiyatlara gitme şansını yakalayabiliriz.
· Binicilik sporunu yeni nesile yaymak için yaptığınız çalışmalardan bahseder misiniz?
Eskiden dünya nüfusu bu kadar kalabalık değilken çocukların oyun alanları vardı, evlerinin bahçelerinde hayvan besleyebiliyorlardı. Ama artık yaşam koşulları gereği çocuklar evlerinde tek kaldı. Biz onlara hayvan sevgisini aşılayarak, hem sosyalleşmelerini sağlıyoruz hem de sorumluluğu öğretiyoruz. Her yaştan çocuklar Maslak’taki SIEC’te gelip binicilik eğitimi alıp at binebilir. 2008’in haziran ayında bu amaçla SIEC bünyesinde “Pony Projesi”ni başlattık. SIEC Pony Club, “Küçük Atlarla, Büyük Hedefler” sloganlı bu projede, henüz bir yılı doldurmuş olmamıza rağmen, 200’ün üzerinde minik biniciyi bünyesine kattı. Ayrıca, zihinsel ve bedensel engelli çocukların rehabilitasyonunu amaçlayan “hypoterapi” konusunda da yürüttüğümüz altyapı çalışmalarının sonuna geldik. Bu amaçla Metin Sabancı Vakfı ile başlattığımız işbirliğinde atla terapi konusunda pilot eğitimlere başlamış bulunmaktayız.
Dünyanın en şık sporu
· Neden binicilik, diye sorsak cevabınız ne olur?
Dünya üzerinde iki ayrı canlının bir arada uyum içinde yaptığı tek spor dalı biniciliktir. Ayrıca, şık bir spordur; şık elbiselerle ve kravatla yapılır. Bu özelliğiyle de dünyada tektir. At, insana pozitif enerji veren bir hayvandır. At üzerinde iken bütün sıkıntılarınızı unutursunuz.
· Binicilikte yaş sınırı var mıdır?
Hayır. İster yedi yaşında, ister yetmiş yaşında olsun, hiç farketmez herkes binicilik yapabilir.
Bir atı yurt dışına çıkarabilmek için tam bir ay uğraşıyoruz
Türk biniciliğinin en büyük sorunu nedir?
Atların AB koşullarına göre seyahat etme zorunluluğu bizi en çok uğraştıran sorun. Yani, biz atları bir yere götürmeye kalktığımız zaman, gerekli izinleri alabilmek için en az bir ay uğraşmak zorunda kalıyoruz. Bu arada at son anda hastalanır ya da başka bir şey olursa başka bir at götürme şansımız da olmuyor. Bu sıkıntılardan dolayı uluslararası yarışmalara pek gidemiyoruz; çok lokal kalıyoruz. Tabii bu da binicilik sporunun gelişimini olumsuz yönde etkiliyor.
PRENSES HAYA’DAN BÜYÜK ÖVGÜ
Sevil Sabancı, Uluslararası Binicilik Federasyonu’nun (FEI) başkanı olan Ürdün Prensesi Haya ile sık sık bir araya gelerek, Türk biniciliğinin sorunlarını ve çözüm yollarını anlatıyor. Prenses Haya, çalışmalarını takdirle karşıladığı Sabancı’nın, FEI Gelişim Danışmanlığı Komisyonu üyeliğine seçilmesinde büyük rol oynadı.
Fotoğraflar: Emre OKTAY