Güncelleme Tarihi:
Ben, ofsaytın bile ne olduğunu bilmeyen kadınlardanım. Hiç stadyuma gitmedim, televizyondan 90 dakika maç izlemedim. Öteden beri fanatik taraftarların duygularını merak ederim. Hele söz konusu hemcinsim ise. Geçen 5 Aralık’ta İnönü Stadı’ndaki Beşiktaş-Bursaspor maçı öncesi yüzü parçalanan muhasebeci Melda Mesut’un, “Her şeyin bittiği yerde Beşiktaş başlar” diyebilmesi ilgimi çekti. Bira şişesinin başında patlamasıyla yüzü kesikler içinde kalan, büyük ağrılar çeken bir kadın nasıl bu kadar rahat olabiliyordu? Mesut’a teybimi tuttum, o anlattı:
AMELİYATTAN KALKIP MAÇA GİTTİM
Doğduğumdan beri siyah-beyaz renkler içindeyim. Babam, annem ve tüm ailemiz Beşiktaşlıdır. O sevgiyle, o aşkla büyüdüm. İlk maça gittiğimde dokuz yaşındaydım. Benden üç yaş küçük kardeşim, ablam ve beni, teyzem maça götürmüştü. Arkası çorap söküğü gibi geldi. Antrenmanlara bile gitmeye başladım. Hâlâ maçlara kardeşimle gidiyorum. 25 sene oldu... Ölüm gelene kadar devam edeceğim. Hiçbir şey beni Beşiktaş’tan alıkoyamıyor. Ameliyat olduğumda cuma günü taburcu olmuş, pazar günü maça gitmiştim. Öteden beri Beşiktaş maçlarında çok heyecanlanıyorum. Çocukken izlediğim PSV-Beşiktaş maçında, Metin gol atınca heyecandan bayılmıştım.
TRİBÜN TOZU SAHNE TOZU GİBİ
Stadın her köşesinden maç izledim. İnönü Stadı’nın havasını solumak, sahne tozunu yutmak gibi bir şey benim için. Orada olduğumda yaşadığımı hissediyorum. Gitmezsem nefes alamıyorum. Devre arası olduğunda, maçların başlamasını iple çekiyorum. Taşdelen’de oturuyorum. Otomobilim yok, bazen maçtan dönmem gece 02.30’u buluyor. Buca deplasmanı maçına gidebilmek için patronumdan izin istedim. Bana, “Sen erkek çocuğu gibisin. Sürekli karşıma geçip, maç için izin istiyorsun” dedi. Allah’ıma binlerce şükür, iyi ki Beşiktaşlıyım. Çok iyi arkadaşlarım, dostluklarım oldu. Taraftarlık benim için yaşam biçimi. Annemi çok erken yaşta kaybettim, peşinden başka ailevi sorunlar üst üste geldi. Kötü günlerde Beşiktaş’a daha da sıkı bağlandım.
MALZEMECİLERİ BİLE TANIRIM
Benim aşkım, futbolcuya, teknik direktöre veya herhangi bir şeye değil; aşkım sadece Beşiktaş’a. Herkes gidiyor, baki kalan Beşiktaş. Geçmiş maçları, skorları hepsini tarihleriyle hatırlarım. Sadece futbolcuları değil, malzemecilerini bile bilirim. Türkiye’de Beşiktaş dışında hiçbir takımı takip etmem. Takip etmek bile benim için takımıma ihanet. Takımıma asla ihanet etmem. Beşiktaş adının geçtiği her maça giderim. Arkadaşlarım dalga geçiyor benimle, “Masatenisi maçına da gider misin” diye... Başka takımların Avrupa kupası maçlarını izlemem. İngiltere’den Arsenal’i, İspanya’dan Barselona’yı destekliyorum o kadar. Spor gazetelerini okurum. Gazeteleri de okumaya spor sayfalarından başlarım.
Tribünlerde 4-5 sezondur ciddi bir kadın taraftar kitlesi var. Ama olaylar çıktığında hiç kimse engel olamıyor. Çünkü iş, kadın olmakla bitmiyor. Her kulüpte kendini bilmeyen insanlar var. Doğrusu, ben de tribün atmosferine girdiğimde bütün kimliklerimi unutuyorum, kadın mıyım, erkek miyim... Tepkimi her ne olursa olsun göstermeye çalışırım. Fazla aşırıya kaçmadan...
HOLİGAN DEĞİLİM TAKIMIMI DESTEKLİYORUM
Normal hayatımda sakin, hanım hanımcığım. Ama ne yalan söyleyeyim, maçta küfür ederim. Holiganlıkla uzaktan yakından alakam yok. Sadece takımımı destekliyorum. Terbiyemizi, duruşumuzu bozmadan tavrımızı belli etmeyi seviyorum. En çok da bu asi tarafımıza bayılıyorum. Başıma gelen kazadan sonra tanıyan tanımayan herkes aradı. Mardin Beşiktaşlılar Derneği beni ‘Yılın taraftarı’ seçti.
Maç günleri ihmale gelmeyen tek aşkım, kulübüm. Henüz evlenmedim. Ama hayatımı paylaşacağım adamın Beşiktaşlı olması şart. Başka bir takımı tutanla yapamam. Evde sürekli tartışma çıkar. Kadın arkadaşlarımın çoğu Beşiktaşlı. Bir araya geldiğimizde hep takımımızı konuşuruz. Bütün maçları takip eden yaklaşık 300 kişilik bir arkadaş grubum var. Beşiktaş’ın geçtiği her yerde olmak boynumuzun borcu. Geçenlerde bir arkadaşımla markete çıktık, yolda yürürken tezahürat yapmaya başladık. O kadar kendimizden geçmişiz ki, marketi geçmişiz... Arkadaşlarım bir doğum günümde, “Allah seni 90 yaşında ak saçlı huysuz bir nine olana kadar Beşiktaş tribünlerinden ayırmasın” demişti. Buna söylenecek tek şey
var: Amin!
Yüzün çarşamba pazarına dönmüş sen hâlâ maç düşünüyorsun
DOKTOR KIZDI
Yüzümün yaralandığı gün maça girmek telaşındaydım. Stadyumun kapısının önündeydim, baktım kardeşim yerde yatıyor. İki takımın taraftarı karşılaşınca hengâme oldu. Polis olayı dağıtırken kardeşim kolundan, sırtından, bacaklarından coplanmış, ayağa kalkamıyordu. Ayağı kırılmış sandık. Beşiktaşlı taraftarlar kardeşimi kargatulumba taşıdılar, taksiye bindik. Ama o maça gitmek istedi. Taksiden indik, karşıya geçtik. Birden şişe yüzümde patladı. Yüzümde ve saçlı derimde çok derin kesikler oldu. Çok fazla kan aktı. Beni önce Şişli Etfal Hastanesi’ne götürdüler. Yaralarımı diken doktora skoru sordum, “Yüzünü çarşamba pazarına döndürmüşler hâlâ maç düşünüyorsun” dedi. Yine dikiş atıldıktan sonra kardeşime, zaman var hadi gidelim dedim... O maça giremedim. Sonraki birkaç maça da gidemedim. Yüzüm çok acıyor, sızlıyordu. Tribünlere 1.5 ay sonra Buca maçıyla döndüm. Kimseden şikayetçi olmadım. Doğrusu isterseniz o şişe maalesef bizim tribünlerden atılmıştı...
TEDAVİ MASRAFLARINI KULÜP KARŞILIYOR ÜCRETSİZ MAÇ BİLETİ SAĞLIYOR
Melda Mesut’un tüm tedavi giderlerini Beşiktaş Kulübü karşılıyor. Maç biletlerini de kulüp sağlıyor. Tedaviyi sürdüren Acıbadem Fulya Hastanesi’nden plastik ve estetik cerrahi uzmanı Prof. Dr. Ferit Demirkan, “Melda ilk müdahaleden beş gün sonra bana geldi. Saçlı deride kalan yaralar zaten kapanıyordu. Ama alnı ve yüzündeki yaraların izlerini azaltabilmek için bir ameliyat yaptım. Lazer uyguladım. Tedavisi sürüyor. Amacımız yaraların soluk ve silik hale gelmesi. Yara
izinin son halini alması 1.5-2 yılı bulur.