Boğaz’ın Maradona’sı

Güncelleme Tarihi:

Boğaz’ın Maradona’sı
OluÅŸturulma Tarihi: Åžubat 08, 2010 09:58

Beşiktaş'ın Şubat ayı maç trafiği hem Denizli'nin hem de takımda bulunan bazı futbolcuların kaderini çizecek...

Özellikle Gençlerbirliği karşılaşması başlangıç olması açısından büyük önem taşıyordu...
Maç öncesi zor olacağı düşüncesindeydim. Nitekim öyle oldu...
Skorun 4–1 olması karşılaşmayı izlemeyenleri aldatabilir...
Şu şekilde açıklayabilirim eskiler iyi bilir "Beş dakkada Beşiktaş" oldu aslında...
Ãœmitlerin yavaÅŸ yavaÅŸ azaldığı dakikalarda Yusuf - Tabata ikilisi düğümü, düğün yaptı...       Â

**

Maça dönersek...                  Â
İlk yarının 30 dakikalık dilimi içinde Beşiktaş kazanmak için pek bir şey yapmadı...
Statik diziliş pek bozulmadığı için Nihat'ın içe katedip yakaladığı pozisyonun dışında rakip savunma zorlanmadı...
Ne olduysa zaten ilk yarının son 15 dakikasında oldu...       Â
Bobo'nun akıl dolu pası ve Sivok'un altın dokunuşu...
Zaman zaman dile getiriyorum Sivok daha çok hücuma çıkmalı...
Mevcut zihniyet maalesef buna engel...
Es kaza kaptığı topun devamında içgüdüleriyle pozisyonu takip ederek sonuca ulaşıyor...             Â
Hazır fırsat bulmuÅŸken tekrar dile getiriyorum...        Â
Sivok, Ernst ile birlikte orta alanda oynarsa Beşiktaş'a daha faydalı olur...
Sürpriz çıkışları Sivok'u Beşiktaş'ın gizli golcüsü yapar...
Sivok'u çıkartın, topun gittiği yerde Beşiktaşlı oyuncu yok…
Devam edelim…
O dakikadan itibaren skor 3 veya 4 farka çok rahat gelebilirdi...
Biraz şans biraz da son vuruşlardaki beceriksizlik ilk yarının 1-0 tamamlanmasına neden oldu...
Gel gelelim Denizli'nin en büyük hatası Gençlerbirliği Teknik Direktörü Thomas Doll'un ilk yarıda yaptığı hamleyi görememesi... (Hurşut Meriç - Cem Can değişikliği)
Hurşut gibi yetenekli bir futbolcuyu Doll'un yanında oturması da Gençlerbirliği adına büyük talihsizlik...
Hurşut farkı 2. yarının başından itibaren kendini hissettirdi...
Kadro kalitesi içerisinde Hurşut çok fazlasını yapıyor...
Mustafa Pektemek ile ikisi Gençlerbirliği'ni ligde bir yere kadar tutabilir...
1–1 ile birlikte Gençler kontra toplarla ikinci gole yaklaştı...
Hatta Rüştü'nün, Mustafa'nın şutunu müthiş bir refleks ile kurtarması maçın ilk dönüm noktası oldu...
İkinci dönüm noktası ise Yusuf - Tello ve Holosko - Nihat değişikliği...
Özellikle Yusuf, Tello'nun verimsizliği ile körelen sol kanadı adeta ateşledi...
İlginçtir, halen alakası olmadığı düşüncesindeyim...
Belki son 15 dakika etkili olabilir...
Ancak 90 dakikalık oyunda Yusuf, sol kanatta iş yapmaz...
Sonuç olarak Beşiktaş maçın ilk ve ikinci 15 dakikalık diliminde kazanmayı bildi...
Maçta iki futbolcu için parantez açılabilir...
Birisi Tabata diğeri Hurşut Meriç...
Tabata, Antalyaspor karşılaşmasından itibaren yükselişe geçmişti...
Bu maçta da yapacağını fazlasıyla yaptı. Oyunun her alanında vardı...
Hem mücadele etti hem de gole giden yollarda arkadaşlarına yardımcı oldu...
Asıl işi gol attırmak olsa da istekli futbolu Demirören'le birlikte tüm camiaya derin bir oh çektirdi...
Şubat ayı onun için çok önemli, devamının geleceğini çok iyi biliyorum...
Beşiktaş Şubat'tan kazasız belasız kurtulursa "Tabata mı, Alex mi?" söylentileri bile başlar benden söylemesi!

**

Hurşut Meriç çok enteresan bir futbolcu...
Ayrı değerlendirilmesi gerekiyor...
Fiziksel yapısı Danimarkalı Gravesen'i, yetenekleri doğduğu ülkenin ünlü futbolcusu Overmars'ı anımsatıyor...
Kuvvetli, süratli, yetenekli...
Tam anlamıyla futbolcu...
Gençlerbirliği'nde düzenli olarak forma şansı buluyor. Ancak 90 dakika oynaması gerekiyor...
Sürekli olarak ilk on birde forma şansı bulursa çok daha iyisini yapacağı kanısındayım...
Bu nedenle Türkiyemspor forması giyerken ona takılan "Boğaz’ın Maradona’sı" lakabını yazımın başlığına taşıdım...
Geç keşfedilmiş bir değer...
4 gol 3 asist...      Â
Fena sayılmaz...       Â
26 yaşındaki Hurşut için sezon sonu çok takım kapışır...
İlhan Cavcav'la şimdiden pazarlık masasına oturmalarını tavsiye ediyorum...
Yoksa her geçen gün Hurşut fiyatını katlar...
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!