Güncelleme Tarihi:
İşte o röportaj:
İzmir’de bir ilk okul.. Kısa etekli bir kız.. Elinde top.. Sürüyor… Sürüyor.. Sürüyor…
İzmir’de bir ilk okul..
Kısa etekli bir kız..
Elinde top..
Sürüyor… Sürüyor.. Sürüyor…
Sonra potaya atıyor..
Ve sayı oluyor..
Etraftan kuvvetlice bir alkış…
Sonra bir ses;
-”Aferin kızım. Sen ileride çok büyük bir basketbolcu olacaksın..”
Önce okul şampiyonaları.. Sonra alt yapılar.. Sonra yıldız, genç milli takımları derken…
Oluyor da…
Kim mi bu kız;
O kız, Birsel Vardarlı Demirmen..
Hem Fenerbahçe’nin, hem A Milli Kadın Takımımız’ın vazgeçilmez yıldızı..
Biz bu röportajı yaptığımızda tarih 12 Temmuz 2016 idi.
Ve Birsel’in doğum günüydü.
Bir taraftan eşi başta olmak üzere herkesin tebriklerini kabul ederken, bir taraftan da soruları yanıtlamaya çalıştı.
Senin basketbola başlama hikayen ilginç. Onunla başlayalım;
-Önce futbolcu olmak istedim. Çünkü çocukken mahalle arasında, sokakta futbol oynardım. Sonra bir kulüpte futbol oynamaya başladım, ama kulüp kapandı. Beni illa da sporcu yapmak isteyen annem “Tekvando’ya git” dedi. 15 gün falan da tekvandoya gittim. Ama tekvandodan hoşlanmadım. Sonra ilkokul 4-5’inci sınıfta basketbolcu olmaya karar verdim. Evdekilere ‘Ben basketbolcu olacağım, okulumu değiştirmek istiyorum’ dedim. Okuldaki antrenörüm benimle çok ilgilendi. Bendeki yeteneği gördü. Guard olarak yetişmemi sağladı. Okulda ve alt yapılarda herkes benim oyum stilimi Petar Naumoski’ye benzetiyordu. Bu yüzden Naumoski’yi taklit etmişliğim var yani.
Ailende senden başka sporcu olan var mıydı?
- Yoktu. Bizimkiler sadece amatörce sporla uğraştılar.
Neden peki hep 7 numara?
- Basketbola ilk başladığımda 7 numara değildim. İlk olarak 11 numaralı formayı giyiyordum. O zamanki antrenörüm Namık Karaaslan “Guardlar 7 numaralı forma giyer, sen de bundan sonra 7 numaralı formayı giy” dedi. Ama az önce de söyledim. Ben o dönem Efes forması giyen Petar Naumoski’den çok etkilenmiştim. O da 7 numaralı forma giyerdi. Ben de onun gibi guarddım. O günden bu güne Naumoski gibi 7 numaralı formayı giymeye başladım.
Şöyle bir yorumlara baktım da senin için “Türkiye’nin Steve Nash’i” diyorlar..
- Sağolsunlar. NBA’yi çok fazla takip etmediğim için Steve Nash hakkında tam bir yorum yapamayacağım. Ama onun gerektiğinde çok asist ve yine gerektiğinde sayı atan biri olduğunu biliyorum. Ben daha çok asist yapmaya çalışırım. Ama takımın ihtiyacı olduğu dönemde sayı atmayı da severim.
“Böyle hatırlanmak ve anılmak güzel bir şey”
O zaman biraz geriye gidelim. 25 Kasım 2007. Fenerbahçe-Burhaniye maçı. 12 sayı, 12 ribaunt, 12 asist. Yani triple double yaptın. Bu rekor bildiğim kadarıyla Türkiye’de kadın basketbolunda henüz kırılmadı.
- Yakın zamanda ben de hatırlamıyorum. Belki geçmişte varsa. Ama olsa öğrenirdim. Böyle hatırlanmak ve anılmak güzel bir şey. Kaldı ki benim bir başka rekorum daha var. Tam 11 sezondur Fenerbahçe’deyim. Futbol takımını bilmiyorum ama basketbol takımında benden başka bu kadar uzun süre Fenerbahçe forması giyen başka sporcu yok her halde. Belki basketbolu benden çok önce bırakmış olan Nalan Abla olabilir ama o da galiba alt yapıdan başladığı için. A Takımı seviyesinde ben tekim sanki.
Peki?. Maç oynanıyor. Sen o sırada sayı atıyorsun, asist yapıyorsun, ribaunt alıyorsun. Ne oluyor o an kenardan biri bağırıp, “Birsel bir asist daha yaparsan” ya da “Birsel 1 sayı daha atarsan double double yapıyorsun” mu diyor?
- Bunu benim maç oynanırken düşünmem ve hesaplamam imkansız. Genelde yardımcı antrenörler bazen devreye girerler, onlar söylerler, “Şunu yaparsan şu rakamı geçersin”diye.
Kendine Türkiye’nin en iyi guardı diyebilir misin?
- Yok hayır diyemem.. Demem de..
Ama “Birsel Erkek Basketbol Milli Takımı’nın guardı olsa yadırgamam” diyenler var.
- Böyle düşünenler varsa hoşuma gider. Ama hepsi bu.
“EUROLEAUGE’DE ŞAMPİYONLUK İSTERİM”
Fenerbahçe’de geride kalan 10 sezonunda 8 şampiyonluk, 5 Türkiye Kupası, 6 Cumhurbaşkanlığı Kupası, 2 Euroleague ikinciliği, 1 Euroleague üçüncülüğü, 1 Euroleague dördüncülüğü, Milli Takım’da ise Akdeniz Oyunları Şampiyonluğu, Dünya dördüncülüğü, Olimpiyat beşinciliği, Avrupa ikinciliği ve üçüncülüğü var. Başka ne istersin?
- Euroleague şampiyonluğunun iki kez kıyısından döndük. O kategoride bir şampiyonluk isterim.
Milli Takım’da sana “Gaffur” diyorlar. Bu lakabı Nevriye takmış. Neden Gaffur?
- Bir zamanlar televizyonlara Avrupa Yakası diye bir dizi oynuyordu. Orada bir Gaffur karakteri vardı. Ondan esinlenerek sürekli dalga geçiyorduk. Nevriye ile beraber Fenerbahçe’de oynadığımız dönemlerde bana Gaffur demeye başladı. Bu Gaffur lakabı üzerime yapıştı kaldı. Aslında gidin bu soruyu Nevriye’ye sorun. Neden bana “Gaffur”demiş.
Neden Birsel’e Gaffur lakabını taktın?
Nevriye: Fenerbahçe’de Birsel ile birlikte oynadığımız dönemlerde TV’de Avrupa Yakası dizisi oynuyordu. Orda bir Gaffur tiplemesi vardı. Her antrenmana gelişimizde Birsel başta olmak üzere kızların çoğu onu taklit etmeye çalışırdı. En iyi Birsel taklit ettiği için ben de ona Gaffur dedim. Lakap öylece kaldı..)
Senin adına açılan ‘BV7’ Spor Okulları var. İşler nasıl?. Yoğun mu?
- Okulu açalı 1.5 yıl oldu. Önceleri böyle bir düşüncem vardı. Eşim Emre Demirmen zaten okulun içindeydi. İkimizin ortak fikri oldu. Ailelerimizden de yardım aldık okul işine girerken. Eşim de işinden ayrılmadan okulla ilgilenmeye başladı.
Okulun ismi ‘BV7’. Yani Birsel Vardarlı ile giydiğin forma numarasının ortak hali. Ama sen evlisin ve eşinin soyadı Demirmen’i forman dahil her yerde kullanıyorsun. Okulun ismini neden ‘BVD7’ yapmadın?
- Aslında değiştirmek istedik. Ama sonra eşimle oturup karar verdik. BV7 olarak kaldı.
“Çok gülen bir insanım”
Gördüğüm kadarıyla sade bir yaşantın var. Sporcu resimlerin dışında hiçbir yerde fotoğrafını görmüyoruz. Hatta verdiğin röportajlar bile çok resmi ve sade. Sen böyle sade bir insan mısın?
- Aslında çok gülen bir insanım. Ama işle alakalı röportaj ya da resimlerde ciddi olmaya özen gösteriyorum. Öyle çok davetlere, yemeklere gitmiyorum. Zaten buna vaktim de yok. Kulüp bir yerde özel kutlama yaparsa gidiyorum. Bu yüzden sağda solda resmimim yayınlanmaması çok normal.
Seni iyi ya da kötü anlamda en çok ne etkiler?
- Kötü anlamda Allah korusun aileden birine bir şey olursa, ya da sakatlık olursa. İyi anlamda ailemle birlikte olmak ve beraber tatile çıkmak çok etkiler.
Nelere kızar, nelere sevinirsin?
- Aşırı kızgın biri değilim.
Gelelim biraz da müzik zevkine. Çünkü ilginç bir müzik dinleme alışkanlığın var.
- Eski parçaları, özellikle de 80’ler ve 90’lar müziğini dinlemeyi çok severim. Gerek yabancı, gerekse de Türkçe pop rock. Yeni çıkan hiçbir parçayı dinlemem. Çok çıkmasak da eşimle gece eğlenmeye gittiğimizde rock müziği dinlemeyi isterim. Guns N’ Roses, Depeche Mode sıkça dinlediğim gruplar.
TV’de ne izlersin?
- Öncelikle film izlerim. Çerez niyetine de O Ses Türkiye ve Survivor. Bir de komedi programlarını çok izlerim. Tabii spor kanallarını da sayayım. Deplasmanlara gittiğimizde ise vakit geçsin diye dizi izlerim.
Diyelim ki maçı oynadın, eve geldin. Açtın televizyonu, karşında az önce senin oynadığın maç. Oturup izler misin?
- Fenerbahçe’ye ilk geldiğim zamanlarda kendi maçlarımı çok izlerdim. Son zamanlarda o kadar izlemiyorum.
Birsel Vardarlı Demirmen’in evde 1 günü nasıl geçer?
- Evde bir bütün gün kalır mıyım?. Yok ya, kalmam. Boş günde mutlaka tedaviye giderim. Masaja giderim. Sinemaya giderim. Evde sadece dinlenirim. Çok oturmam.
O zaman ev işi de yapmıyorsun?
- Yardımcı var. Yemeği de, işleri de o yapar.
Eşin demiyor mu “Yahu Birsel, bugün yemeği sen yap da yiyelim?”
- Eşim yemek yapmamı istemiyor..
Evlilik ve sporculuk. İkisi aynı anda nasıl gidiyor?
- Eşim çok anlayışlı. Zaten başka türlü olmaz. O zaten benim bu hayatımı bilerek evlendi. Sağolsun bu konuda çok da yardım ediyor. Maçtı, kamptı, Milli Takım kampıydı derken çok az görüşüyoruz. Şimdi Rio’ya da gideceğiz. 15-20 gün yine görüşemeyeceğiz.
“ABD’ye gidip WNBA sistemini görmek isterdim”
İçinde ukde olarak kalan, ‘Ya keşke şunu da yapsaydım’ dediğin bir şey var mı?
- Aslında yok. Belki basketbol vizyonu açısından ABD’ye gidip WNBA sistemini görmek isterdim. Ancak yaz aylarında hep Milli Takım kampları olduğu için bunu da ciddi anlamda düşünemedim.
Bu kadar muhteşem kariyerli basketbol geçmişinde başından mutlaka iyi ya da kötü bir anı geçmiştir.
- Geçti. Bir gün deplasmana giderken ilk kez havalimanına kendi arabamla gideyim dedim. Takım Atatürk Havalimanı’na otobüsle gitti. Deplasman dönüşü meğerse Sabiha Gökçen Havalimanı’na imiş. Uçak oraya indi. Sağolsun kulüp personelinden biri Atatürk Havalimanı’na gidip arabamı alıp geldi.
Sosyal medyaya bakışın nasıl.. Yorumları okur, haberlerden etkilenir misin?
- Sosyal medyada varım ama çok iyi bir kullanıcı değilim. Arada bir kapatırım. Sonra tekrar açıp bakarım. Beni sevenler de var, eleştirenler de. 2 sene önce hesap açtım, kapattım, sonra tekrar açtım. İnsan üzülüyor oradaki olumsuz yorumlara bakınca. Beni seven de var, karşı çıkan da. İlk başlarda tabii daha çok üzülüyordum. Şimdi çok da takmıyorum.
Ekşi Sözlükte senin hakkında 15 sayfa yorum var. Okudun mu?
- Biliyorum. Bakıp geçiyorum.
“Her takımı yenmek için müthiş bir efor sarf etmemiz gerekiyor”
Senin de içinde bulunduğun A Milli Kadın Basketbol Takımımız Rio Olimpiyatları’nda Türkiye’yi temsil edecek. Orada gerçekçi hedefimiz ne?
- İşimizin zor olduğu bir gruptayız bence. Her takımı yenmek için müthiş bir efor sarf etmemiz gerekiyor. İnşallah sağlıklı, sakatlık olmadan turnuvayı geçirirsek çok ilerilere gidebiliriz diye düşünüyorum. Grupta Avustralya var. Ev sahibi Brezilya var. Birinci olmak çok önemli. Ama çok zor. 2 ya da 3 olmak, 4’üncü olmaktan iyidir. 4’üncü oldun mu karşına çeyrek finalde ABD geliyor. Yapılan hesaplara göre 2’nci bile olsak çapraz eşleşmede yarı finalde bile karşına ABD çıkmıyor. Madalyaya gitmek için neden olmasın diyorum.
Şu anda hep konuşulan bir konu var. Nevriye Olimpiyat sonrası basketbolu bırakıyor. Seneye belki sen de olmayacaksın. “Ne olacak bu Milli Takım’ın hali?” diyorlar.
- Ülkemizde kısa pozisyonunda yetişen çok oyuncu var. Ama uzun yok. Şu an için Nevriye, Tuğçe, bir de devşirme var. Nevriye uzun zamandır orayı domine ediyor. Diğer uzunların yetişmesi ve başarıyı yakalaması zaman alacak.
Son olarak; Fenerbahçe’de geride kalan 10 yılında seni en çok etkileyen oyuncu kimdi?
- Penny Taylor. (TBF)