Güncelleme Tarihi:
En sık görülen fıtık sorunları nelerdir?
Omurlar arasında olan ve süspansiyon görevi gören disk aniden veya yavaş yavaş bozulabilmekte ve dış tabakaları delinebilmekte, diskin merkezinde olan jöle kısım dışa sızarak sinire basınç veya bası yaparak ağrı, uyuşma, karıncalanma, kuvvet kaybı gibi bulgulara neden olabilmektedir. Çok nadiren de cerrahi gerektirebilen düşük ayak, idrar veya gaita kaçırma bulgularına neden olabilmektedir.
Kimler daha çok bu probleme maruz kalırlar?
Omurga esnekliğini sağlayan diskler, eklemler, bağlar ve kaslar fazla kiloların baskısı nedeniyle aşırı yüklenmeye maruz kalmakta ve deforme olarak bel fıtığına veya disk dejenerasyonuna hatta faset eklem bozukluklarına neden olabilmektedir. Ayrıca vücudun ağırlık merkezini değiştirerek bel kaymalarına zemin hazırlayabilmektedir. Ayrıca obezite kanal daralması ve bel kayması riskini de artırmaktadır. Fazla kilolarınızı vererek bel fıtığı riskini azaltabilirsiniz. Genetik yatkınlığı olup ağır iş yapanlar, öne eğilerek ağır kaldıranlar, uzun yol şoförleri, agresif spor ile uğraşanlar, sürekli oturarak iş yapanlar, trafik kazası yaşayanlar, düşme yaşayanlar risk altındadır. Öne eğilerek yerden bir şey alırken bele binen yük fazla kilo ile 5-10 kat artmaktadır. Fazladan 50 kilogramlık bir ağırlığın gün boyunca taşınması bel omurları arasındaki disklerde, bağlarda, kaslarda, eklemlerde kronik zorlanmaya ve bozulmaya yol açar. Ayrıca 50 kilogram fazla kilosu olan bir insanın eğilerek bir kalemi alması durumunda dahi bele en az 250 kg ekstra yük binmektedir. Bu da fazla kiloların veya ağır yük taşımanın bel fıtığı oluşumundaki etkisini çok açık bir biçimde ortaya koymaktadır.
Fıtık konusunda dikkat edilecek noktalar nelerdir?
Fıtık hastaları öncelikli olarak bu konuda yetişmiş bilgili ve yeterli tecrübeye sahip Fizik Tedavi Uzmanı veya Beyin Cerrahi Uzmanlarını araştırıp bulmalıdırlar. En iyi yöntem ehil bir hoca bulmaktır. Bu konuda ehil bir hoca onlarca yöntemden hangi fıtık türüne hangi yöntemi kullanacağını iyi belirleyecektir. Tek yöntemin çoğunlukla yetersiz kaldığını belirtmekte yarar vardır. Doktorunuzun önerilerini dikkate almalısınız. İşbirliği içinde fıtıktan ancak kurtulabilirsiniz. Doktorunuzun yaptığı işlemlere ek olarak önerilere uyulmadığı takdirde fıtığın genellikle sorun olarak kalacağını bilmelisiniz; istisnalar kaideyi bozmaz. Ağrı kesilmesinin fıtık iyileşmesi olarak değerlendirilmesi son derece yanlıştır.
Bel fıtığı olan kişi yürüyüş yapsa iyi gelir mi?
Eskiden yürüyüş önerilirdi. Ancak her fıtık hastasına yürüyüş önerilmemesi gerekmektedir. Yürüyüş öncelikli olmamalı egzersiz bazlı tedavi verilmelidir. Egzersizin yürüyüşten çok daha önemli olduğu tecrübelerle sabittir. Ameliyat sonrası hastaların egzersize önem vermeleri sağlanmalı, özellikle kilolu hastaların bu konuya dikkati çekilmelidir. Ameliyat sonrası gelişen fıtık tekrarlarının ve faset eklem büyümelerinin önüne geçmek amacı ile hastaların bizzat doktorları tarafından bilinçli bir hayat yaşamaları sağlanmalıdır. Özellikle hastalar kendi başına bırakılmamalı rutin kontrollere davet edilmelidir. Ayrıca yatışa geçiş yatarken kalkış, oturuş, yürüyüş ayarlanması, çalışma şekil ve şartları için ergonomik düzeltmeler, spor yapma tarzları, gerekir ise iş değişikliği, çocuk bakımı, hasta bakımı, korse kullanımı, uzun yol şoförü olanlar için tarz kazandırma hatta cinsel hayatı düzenlemeye kadar ciddi eğitim ile yeni hayat şekillendirmesi ciddi olarak yapılmalıdır.
Tedavi seçenekleri nelerdir?
Sadece ağrıyı hedef alan uygulamaların tasvip görmediğini belirtmekte yarar vardır. Bel fıtığı olan hasta mutlak surette konuya hakim- ehil bir uzman hekim tarafından muayene ve tedavi edilmelidir. En önemli konu hangi tedavinin gerektiği veya gerekmediği konusudur. İhmal edilen bir yöntem kalmamalıdır. Bu bakımdan bu kararı doğru olarak verebilecek bu konuda uzmanlaşmış ehil bir hoca arayıp bulmak hayli önem arz etmektedir. Tedavide önceliği hastanın eğitimi almalıdır. Hastaya doğru duruş, eğilme, yük taşıma, yatış ve oturma pozisyonu öğretilmelidir. Bel fıtıklarının çok büyük çoğunluğu ameliyatsız iyileşir veya zararsız hale gelebilir. Hastanın bel boyun, bacak, kol ve ellerinde ilerleyici güç kaybı varsa bile hemen cerrahi önermek bir hatadır. Tedaviye cevap vermez ve tedaviye rağmen ilerleme olur ise cerrahi karar verilmesi uygun bir tavır olacaktır. Tedavi adı üstünde fıtıklaşan kısmın yerine döndürülmesini hedeflemelidir. Ameliyat ise diskin dışarı sızan kısmının çıkarılıp atılmasını amaçlamaktadır. Boyun ameliyatları boynun ön kısmından yapılagelmesi nedeniyle takviye bir yapay sistem konulmasını kaçınılmaz hale getirmektedir. Bel ameliyatları ise omurganın temel yük taşıma zeminini daha da zayıflatmaktadır. Bu bağlamda bel ve boyun hastası çok ayrı bir titizlikle ele alınmalı ve komisyon kararı olmadan cerrahi yaklaşım öngörülmemelidir.