Son dizi: İlk hedef reyting

GECE saat 01.00 Günün tüm programları, dizileri bitmiş, sıra ölçümlere geliyor. Ölçümler Milano’ya gönderiliyor, orada analiz ediliyor, sonuçlar sabah 06.00’da Türkiye’ye bildiriliyor.

Haberin Devamı

Ne oluyorsa, 01.00 ile 06.00 arasında oluyor, ölçümler (reyting) üzerinde oynanıyor.

Reyting demek, para demek. Bir dizi bir kanalla reyting üzerinden anlaşıyor. Örneğin, 5 reytinge o kanal o diziye bölüm başına 100 bin lira ödüyor. Reyting 7’ye çıkarsa, bölüm başına para 200 bin liraya, 10’a çıkarsa, beş yüz bin liraya yükseliyor. Yüksek reytingden hem yapımcı firma, hem yüksek reyting alan diziyi yayınlayan kanal kazanıyor.

Son rakam şu. TV’lerin bir aylık toplam reklam geliri 227 milyon 765 bin 358 lira. Yılda 2.5 milyar lirayı aşan pasta. Kavga bu pastadan pay alma kavgası.

ÜÇ YIL ÖNCE ŞAHİN

Reyting sistemi ile ilgili çarpıklığı ilk dile getiren TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin.

Üç yıl önce Şahin kendisine getirilen TRT ölçümleri ile TRT’nin elindeki oranları karşılaştırıyor.

İkisi arasında dağlar kadar fark var. Ölçüm şirketi AGB’ye göre, TRT yerlerde sürünüyor. Ama, TRT’nin kendi verilerine göre, öyle değil.

İbrahim Şahin görüştüğü AGB yöneticisine, “bizim reytingimiz şudur, yeniden bakın” derken, AGB yöneticisi, “TRT izlenmiyor” iddiasında ısrar ediyor.
Bir süre sonra AGB ile ikinci görüşme, bir şey değişmiyor. İbrahim Şahin orada sürpriz bir çıkış yapıyor. Elinde liste var. Yöneticiye:
“Elimdeki bu liste illerdeki deneklerin listesi, bunun gizli olması gerek, ama işte bende var, o zaman herkeste olabilir. Denek gizli değilse, reyting ile istendiği gibi oynamak mümkün.”

Bir başka teknik hata daha var. Denekler her yıl yüzde 20 oranında değiştirilmek zorunda iken, ya pek değişmiyor ya da iddiaya göre, kendine göre denek seçimine gidiliyor. Öyle denekler ki, istenen reyting sonucu daha baştan belli, iddiası.

TRT AGB’den çekiliyor, başka bir ölçüm firmasına geçiyor, AGB hakkında suç duyurusunda bulunuyor.

Arada AGB’nin yöneticisi değişiyor, bir Türk’ün yerine bir yabancı geçiyor. Geçen yıl o yabancı İbrahim Şahin’e veda ederken, elinde bir dosya var.
O dosyada Dünya Futbol Şampiyonasında TRT’nin reytingi yüzde 59. TRT’nin anlaştığı yeni firma anlık ölçümleri veriyor. Bu kez ölçümler yukarıda.

İNTERNETTE 800 DENEK

Çömleği patlatan olay başka.

Gizli olması gereken denekler daha önce nasıl ele geçtiyse, bu kez 800 denek internete düşüyor. İşin şeyinin çıktığı yer. Polis baskınlar düzenliyor, bazı ölçüm firma yöneticileri gözaltına alınıyor. Dizilerin reytingi ile oynanıyorsa:

- Reklamlar hedef kitleye seslenmiyor, boşa gidiyor.

- Reklam verenler dolandırılmış, halk aldatılmış oluyor.

- Birileri açıktan yüksek kazanç elde ediyor, bazı kanallar zarara uğruyor.

Şimdi sıra yeni dizide. “İlk Hedef Reyting”, 32 kısım tekmili birden, tüm kanallarda.

Haberin Devamı

RTÜK ölçüm firmalarını denetledi mi

Haberin Devamı

ŞİMDİ bir başka perde arkası.

Önce haber kanalları zayıflatılıyor. Sıra dizileri yayınlayan diğer kanallara geliyor. Haberlerden sonra diziler. Dizilerde şike iddiası o diğer popüler kanallara zarar verebilir.

Bu durumda, muhafazakar yayın yapan kanallara gün doğabilir. Oradaki kanalların izlenme payı artabilir. Bir taşla iki kuş, hem muhafazakar şırınga, hem reklam pastasından onlara daha çok pay şansı.

RTÜK Başkanı Prof. Davud Dursun bir süre önce, bayram değil, seyran değil, açıklama yapıyor, “bu diziler ahlaksız” diye. Reytingten gelen pis kokularla birlikte, savcılığın ve polisin dizilere ilgisi bu açıklama sonrasına dayanıyor.

Madem “ahlaksız” ve reyting kuşkusu zaten kaç yıldır var, o zaman soru şu:

Yasal görevi reyting firmalarını denetlemek olan RTÜK reyting firmalarını denetliyor mu? Son denetim ne zaman yapılıyor?

Bir zamanlar diziler hükümetin ve hepimizin gözdesi. Diziler ihrac ediliyor, para kazanılıyor, Türkiye’nın dış tanıtımı artıyor, hükümet üyeleri bundan övgüyle söz ediyor.

Şimdi hayat değişiyor.

Haberin Devamı

Çarpıcı dönüşüm

RADYO ve TV dünyasında görülmeyen bir hücum var.

Gözlerden ırak yerlerde, muhafazakar görüşe sahip yayın yapan bazı yerel radyo ve TV’lere bir anda 47-48 yayın hakkı veriliyor.

Bizler büyük medyada olanlarla ilgiliyiz. Ulusal kanallar ve ulusal medya ile. Çünkü, hepimizin gözü önünde ve biz o dünyada yaşıyoruz.

Oysa, tabanda çarpıcı bir dönüşüm yaşanıyor. Muhafazakar yayın yapan kuruluşlar hızla artıyor.

Yazarın Tüm Yazıları