Son CHP: Ayçiçeği ve güneş

PARTİYE 43 bin acele üye kaydı var. Mahkeme bunun 10 bin 394’ünü iptal ediyor. Davası biten 10.394. Geride kalan 33 bin üye kaydının mahkemesi sürüyor.

Üyeliği iptal edilen 10.394 üye içinde 100 tanesi kurultay delegesi.

CHP’de kurultay süreci 14 Ekim 2007’de başlıyor. O süreçle birlikte, tüzükte yer alan bir madde, genel başkana istisnai üye yazma hakkı tanıyor. Buna dayanarak, son beş ayda partiye 43 bin üye kaydediliyor. İptal edilen 10 bin küsur üyelik, işte bu 43 binin ilk parçası.

Eğer üyelik iptal ediliyorsa, iptal edilen üyeler arasında kurultay delegesi varsa, bu kurultay hukuken geçerli mi?

Kurultay başlamadan kurultayın üzerine hukuk gölgesi düşüyor. Hukuk mu? Söz konusu CHP, hangi hukuk?

MUTLAKA BEKLENTİ

Genel başkan adayı olmak için, en azından 253 delegenin başkanlık divanı önüne gelip imza vermesi gerekiyor.

Kesinleşen son rakama göre, kurultayda 1231 delege var. 1231 içinde 253 babayiğit çıkacak ve Baykal dışındaki diğer adaylardan birini önerecek, imza verecek.

Aralarında benim de bulunduğum birkaç gazeteci ile önceki akşam buluşan genel başkan adayı Haluk Koç kendinden emin, "ben yeterli imzaları buldum" diyor.

Halktan kopuk, kendi içine kapanmış, ne sosyali, ne demokrasisi kalmış sosyal demokrat CHP hep seçim kaybediyor. Artık iktidar iddiası da yok. Türkiye’nin yarısında hiç yok. Olduğu yerlerde geriden geliyor.

Böyle bir partide, politbüro yani, genel merkez hala orada oturabiliyor. Çünkü, delege hala bu politbürodan ve genel başkanından yana.

Ayçiçeği-güneş ilişkisi, havuç-sopa ilişkisi.

Ayçiçeği güneşe baktıkça açıyor. CHP delegesi genel merkeze baktıkça açmayı bekliyor. Ama, şu belediye meclis üyeliği, ama il ya da ilçe binasının kirası, ama sade CHP ilçe ya da il başkanlığı. Sonuçta, mutlaka bir statü, mutlaka bir beklenti.

"Bana oy verirsen şunlar olur, vermezsen, haydi yoluna" gibi havuç göstermeye kanmak.

Dolayısıyla, asıl sorun genel merkezde, politbüroda değil, sorun delegede. Genel merkeze karşı olursam, ben ne olurum kaygısına düşen delegede.

Oysa, kendisini aşıp, bu kaygıyı kırarak partide değişimi sağlasa, Türkiye’nin önü açılacak. İktidar şansını yakalayacak.

HALUK KOÇ MARATONDA

Genel başkan adayı Haluk Koç 66 ili dolaşıyor. Genel seçim gibi. Yüzlerce delege, binlerce parti üyesi ile konuşuyor. CHP’nin parti olarak gidemediği yerlere Haluk Koç gidiyor. Koç:

"Taban artık değişim istiyor. İktidar özlemi içinde. Partinin bugünkü yönetimiyle CHP’nin iktidar olamayacağını artık görüyor."

Haluk Koç maraton koşuyor. Kurultayda kazansa da kaybetse de, yürüyüşünün devamı var. Kazanırsa:

1- Liderlik anlayışı değişecek. Halktan kopukluk sona erecek. Güven ve inanç aşılayan liderlik süreci başlayacak.

2- Tüzük kurultayı toplanacak. Tüzük değişecek. Parti içi demokrasi ve parti üyeliği hukuk teminatı altına alınacak.

3- İktidara gelmeyi hedef alarak, sosyal demokrat niteliklere dönülecek. Demokrasi, laiklik ve Cumhuriyetin temel değerlerinin korunmasına devam edilecek.

Hayır, kaybederse, Haluk Koç maratonu sürdürmekte kararlı.
Yazarın Tüm Yazıları