Güncelleme Tarihi:
Kathy Kleiner, korkunç saldırıyı yaşadığında henüz hayatına yeni başlıyordu. Florida State Üniversitesi'nde ikinci sınıf öğrencisiydi. Bir gün hava durumu sunucusu olmak istiyordu, ertesi gün arkeolog, tiyatro öğretmeni ya da dekoratör. Bu yüzden farklı farklı dersler alıyor, öğrenciliğin tadını çıkarıyordu.
Takvimler 1978 yılının Ocak ayını gösteriyordu. Soğuk bir cumartesi gecesiydi. Kleiner o gün bir düğüne gitmiş, epey yorulmuştu. Üstelik pazartesi günü de bir matematik sınavı vardı. O yüzden hem Kleiner hem de kız yurdundaki oda arkadaşı Karen Chandler, daha gece yarısı olmadan ışıkları söndürüp uykuya yattı.
ELİNDE ODUNLA ÖĞRENCİ YURDUNA SIZMIŞTI
Kleiner, sabaha karşı yatak odasından sesler geldiğini fark etti ve uyanmaya çalıştı. Kleiner'ın duyduğu seslerin kaynağı, ABD tarihinin gelmiş geçmiş en kanlı seri katillerinden biri olan Ted Bundy'di.
Kleiner'ın kaldığı öğrenci yurduna gizlice giren Bundy'nin elinde binanın bahçesindeki odun yığınından aldığı bir kütük vardı.
Bundy, ülkenin batı eyaletlerinde işlenmiş birçok cinayetin zanlısı olarak aranıyordu. Utah'ta kaçırma girişimi suçlamasıyla yargılanmış ve suçlu bulunmuştu. Aynı zamanda Colorado'da açılan davada birinci derecede cinayetle suçlanmıştı.
Küçük bir kasaba hapishanesinde tutulan Bundy, buradan firar edip doğuya, Florida'nın Tallahassee eyaletine kaçmış ve kendisine yeni hedef olarak Kleiner'ın kaldığı kız yurdunu seçmişti.
1974-1978 yılları arasında en az 30 kadını ve genç kızı öldüren Bundy, hakkında "seri katil" tanımlaması kullanılan ilk suçlulardan biri oldu. Yargılanma süreci ülke genelinde televizyonlardan yayınlanan Bundy, işlediği korkunç suçlara rağmen, yıllardır popüler kültürün ilgisini çekiyor; kitaplara, filmlere, belgesellere, oyunlara ve hatta şarkılara konu oluyor. Son olarak 2019 yılında vizyona giren 'Extremely Wicked, Shockingly Evil and Vile' filminde, Bundy'i Zac Efron canlandırdı.
"BAŞUCUMDA KARANLIK BİR GÖLGE GÖRDÜM"
Bundy'nin girdiği ilk oda Margaret Bowman'a aitti. Bowman'ı odunla vurup sersemlettikten sonra boğarak öldüren Bundy, ardından karşı odaya girmişti. Burada kalan Lisa Levy'i de dövüp boğan Bundy, bu da yetmezmiş gibi genç kadına tecavüz etmiş, bir saç spreyi şişesiyle istismarda bulunmuş ve vücudunun çeşitli yerlerini ısırmıştı. (Geride bıraktığı diş izleri sayesinde suçlu bulundu.)
Bundy'nin girdiği bir sonraki odada Kleiner ve Chandler uyuyordu. Kleiner o dakikaları yıllar sonra The Guardian'a şu sözlerle anlattı:
"Yataklarımızın arasındaki küçük dolaba takılıp epey gürültü yaptı. Gözlüğüm olmadığından karanlıkta gözlerimi kısarak baktığımı hatırlıyorum. Başucumda dikilmiş bana bakan karanlık bir gölge gördüm. Bir anda kolunu kafasının üzerine kaldırıp sert bir şeyle yüzüme vurdu. Tuhaf bir durumdu çünkü 'pat' sesini duydum ama bir şey hissetmedim, canım yanmadı."
Halbuki o darbe Kleiner'ın çenesini üç yerden kırmış ve yanağını parçalamıştı. Darbenin etkisiyle ısırdığı dili neredeyse kopma noktasına gelmişti.
Kleiner şöyle devam etti:
"O noktada oda arkadaşım uyanıp kıpırdanınca onun yatağının yanına gitti. Kolunu kaldırıp odunu onun yüzüne vurdu. Ben inliyordum; bağırmaya çalışıyor ama başaramıyordum. Ellerimle yüzümü tutuyordum. Islak ve yapışkandı ve tek yapabildiğim şey hırıltılı sesler çıkarmaktı."
Kleiner'ın kaldığı kız yurdu
BİR ANDA ODA AYDINLANDI
Gölge yeniden Kleiner'a dönmüş ve bir darbe daha indirmek için odunu bir daha havaya kaldırmıştı. Kleiner, "Top gibi kıvrıldım, kendimi mümkün olduğunca küçültmeye çalıştım. Öleceğimi biliyordum" diye konuştu.
Tam o anda oda aydınlandı. Yurda kalan kızlardan birini bırakmaya gelen bir otomobilin farlarından geliyordu bu ışık ve Kleiner ve Chandler'ın perdeleri açık olduğundan bütün gücüyle odaya dolmuştu. Bu durum Bundy'i korkuttu. Belki de araçtaki kişilerin kendisini gördüğünü zannetmişti. Sebep her neyse, durmasını sağladı.
Apar topar kız yurdundan kaçan Bundy, bu kez birkaç sokak ilerideki bir apartmanın bodrum katında bulunan bir daireye girdi ve Cheryl Thomas isimli dans bölümü öğrencisine saldırdı.
O sırada Chandler, sendeleyerek yatağından kalkıp yardım çağırmayı başarmıştı. Kleiner'ın bilinci kapanıp açılıyordu ancak etrafındaki kaosun farkındaydı.
Yurttaki diğer kızlar ambulansa ve polise haber vermişti. Bazıları kan içindeki odanın halini görüp kusmaya başlamıştı. Kızlardan biri Kleiner'ın yanında kalmıştı. Kan içindeki çarşafların üzerine oturup Kleiner'ı kollarının arasına almış ve ambulans gelene kadar onunla konuşmuştu. Kleiner, bu kişinin kim olduğundan emin olamasa da "Şefkati unutulmazdı. Birinin bana göz kulak olacağını hissetmiştim" diye konuştu.
ODANIN DÖRT BİR YANI KAN İÇİNDEYDİ
Hastanede bir hafta kalan Kleiner, bugün bile devam etmekte olan çene ameliyatlarının ilkini geçirdi. Çenesi tellerle kapatıldı. Dili de parçalanmış olduğundan konuşabilecek halde değildi. Sadece saldırıya uğradığını biliyordu. Ailesi daha fazlasını duymaya hazır olmadığı görüşündeydi.
Kleiner, hastaneden taburcu olduğunda Miami'deki evine döndü. Ancak Tallahassee'den ayrılmadan önce yurt odasına döndü. Polis kendisinden saldırganın odadan bir "hatıra" alıp almadığına bakmasını istemişti.
Kleiner, "Bir şey kayıp mı değil mi anlayamıyordum. Orada ne yaşandığını bile hatırlayamıyordum" diyen Kleiner, Bowman ve Levy'nin odalarının polis bantlarıyla kapatıldığını gördü. (Her ikisi de hayatlarını kaybetmişlerdi.)
Kleiner, "Odama girdik. Her yerde parmak izi tozları ve kan vardı. Yatağımın baş tahtası, nevresimlerim, yatağım, duvarlar; hepsi kahverengi lekelerle kaplıydı. Etrafa bakınıp duruyordum. Korkunçtu ama faydalı da oldu. Kafamın biraz netleşmesini sağladı: 'Demek bunlar yaşanmış' dedim. İçinde yatmakta olduğumu bildiğim yataktan uzaklaştım. Yataktayken top gibi kıvrılmıştım, şimdi ayakta duruyordum. Kapıdan çıkacak, bütün bunlardan uzaklaşacak ve daha iyi bir yere gidecektim" dedi.
KENDİ KENDİNE TERAPİLER ÜRETİYORDU
Kleiner bir daha üniversiteye dönmedi. Ailesinin yanında, sakin bir hayat yaşamaya başladı. Annesi Küba asıllı olduğunu belirten Kleiner, "Birçok Kübalı ebeveyn gibi annemin de tarzı problemleri halının altına süpürmekti. Sorunlarınızdan bahsetmez, başkalarını işinize karıştırmazsınız. Hele terapiye kesinlikle gitmezsiniz" dedi. Ailesi daha ziyade Kleiner'ın fiziksel sağlığına kavuşmasına odaklanmış ve kızlarını olan bitenden korumak için ellerinden geleni yapmıştı. Kleiner, yaşananları haftalar sonra haberlerde gördü.
Kleiner, çevresinde hissettiği karanlığın içinde kaybolmamak için kendi kendine terapiler uyduruyordu. Gelecekte bir gün ıssız bir adada bir palmiyenin gölgesinde yatacağını hayal ediyor, tırnaklarına oje sürmekten ilk defa katı bir şeyler yemeye küçük mutluluklarla kendini iyileştirmeye çalışıyordu.
Tanımadığı erkeklerle aynı ortamda olduğunda rahatsızlık hissettiğini fark etmişti Kleiner. Bunu aşmak için kendine bir maruz bırakma terapisi uyguladı. Saldırıdan üç ay sonra bir kereste deposunda kasiyer olarak iş bulan Kleiner, "En kısa sürede en fazla sayıda görebileceğim bir yerdi orası. Beni asla rahatsız etmediler. İşlerini yapan sıradan insanlardılar. Issız adaya bir adım daha yaklaşmıştım" dedi.
AİLESİ EVLENMESİNE KARAR VERDİ
Kleiner'ın üniversitedeki keyifli hayatı sona ermişti. Sık sık kaldığı yurdu arayıp arkadaşlarına sesli mesaj bırakıyor ancak bir türlü yanıt alamıyordu. Kleiner, bugünden baktığında arkadaşlarının kendi travmalarını yaşadıklarını anladığını ama o dönemde reddedilmişlik hissettiğini belirtti.
O günlerde, Kleiner'ın üniversitede tanıştığı erkek arkadaşıyla evlenmesine karar verildi. Kleiner, "Hayatım boyunca çıktığım ilk erkekti. Saldırıdan sonra benim ailem ve onun ailesi, birilerinin bana göz kulak olmasına ihtiyacım olduğuna karar verdi. Ben de kabul ettim. Çünkü annemin normalliğe ihtiyacı vardı. Benim de keyfim yerindeydi. Davetiyeleri gönderiyor, menüye yemek seçip pasta tadımına gidiyordum. Eğlenceliydi. Bir bakıma, buna ihtiyacım vardı" dedi.
1978 yazında evlenen Kleiner, "Altı ay içinde hayatımı bambaşka bir yöne çevirdim" diye konuştu.
"YOK HÜKMÜNDEYDİ"
Öte yandan Bundy yakalanmıştı. Balayından kısa bir süre sonra, Tallahassee'ye çağırılan Kleiner, büyük jüri önünde ifade verdi. Bundy'i ilk kez o zaman gören Kleiner, "Uzun bir masanın ucunda oturuyordu; ben de diğer uçtaydım. O noktada onun geçmişini ve savcıların suçlamalarını öğrenmiştim. Korkmuyordum. Yok hükmündeydi. Günümüzde yakışıklı bir adam olarak hatırlanıyor ama ortalama bir insandı; yanından geçerken dikkatinizi çekmezdi. Sabırsız, kibirli bir tavırla orada oturuyordu. Sanki sıkılmış bir orta düzey yönetici gibiydi. Sanki biz zamanını boşa harcıyor gibiydik" sözleriyle anlattı o günü.
Bir sonraki yıl Bundy; Bowman ve Levy'i öldürmek, Kleiner, Chandler ve Thomas'ı da öldürmeye teşebbüs etmek suçlamalarıyla mahkemeye çıktı. Duruşmalarda ifade verenlerden biri de Kleiner'dı. "Parlak kırmızı bir elbise giyip, öz güvenli bir biçimde salona girdim" diyen Kleiner ekledi:
"Saldırı gecesi neler yaşadığım ve aldığım yaralar soruldu. 'Size saldıran kişi bu mu?' dediler ve 'Bilmiyorum' demek zorunda kaldım."
Buna rağmen Bundy, hakkındaki tüm suçlamalardan suçlu bulundu ve ölüm cezasına çarptırıldı.
BUNDY EFSANESİNİN NE KADARI GERÇEK?
Bundy hakkında yaratılan kurgulara da tepki gösteren Kleiner, "'Şeytani dahi' ya da hukuk dehası filan değildi" dedi.
Gerçekten de Bundy'nin notları en iyi ihtimalle vasattı. İlk üniversitesini sekiz yılda bitirebilmiş ardından iki hukuk fakültesinden atılmıştı. Hayatı boyunca bir pansiyon odası dışında evi olmamıştı. Kurbanlarını yakışıklılığıyla kendine çektiği de doğru değildi. Kadınlar, yanına koltuk değneğiyle ya da sargılı bir kolla yaklaştığında, nezaket gereği Bundy'e yardım etme zorunluluğu hissediyordu. Dahası kurbanların çoğu tek başlarına yürürken ya da Kleiner gibi yataklarında uyurken aldıkları darbeler sonucu ölmüştü.
Kleiner, "Bir noktada gerçeği kurgudan ayırmak gerçekten önemli bir hal aldı ve ben onun zavallı küçük bir adam olduğunu anlayabilmek için pek çok psikoloji kitabı okumak zorunda kaldım" dedi.
KİTABI GEÇEN YIL RAFLARA ÇIKTI
Bu berbat başlangıca rağmen, Kleiner çok mutlu bir hayat yaşadı. Michael adını verdiği bir oğlu oldu. Kendi tabiriyle "yanlış nedenlerle evlendiği" eşinden 6 yıl sonra boşandı. Ancak daha sonra, bu kez doğru sebeplerle, nörobilim profesörü Scott Rubin'le evlendi. 35 yıldır birlikte olan çift Rubin'in kariyeri nedeniyle defalarca şehir değiştirdi. Kleiner birkaç kez bebeğini kaybetti ve meme kanseri atlattı.
Şu an 66 yaşında olan Kleiner, kendini şanslı hissettiğini belirterek, "O ıssız adaya gittim, o şezlongda oturdum ve ayak parmaklarımı kuma gömdüm" dedi.
Hikâyesini kaleme almayı yıllar evvel düşündüğünü ancak ertelediğini de sözlerine ekleyen Kleiner, "Geçmişte yaşamak istemedim. Michael'ın çocukluğundan tat almasını istedim. Kekler yapan, havuz partileri ve doğum günü partileri organize eden, beyzbol maçlarını izleyen bir anne olmak istedim" dedi.
Kleiner'ın kitabı 'A Light in the Dark' (Karanlıkta Bir Işık) Ekim 2023'te okurlarla buluştu.
Kleiner'ın kitabı 'A Light in the Dark' (Karanlıkta Bir Işık) Ekim 2023'te okurlarla buluştu.
Oğlunun yaşananları 37 yaşındayken öğrendiğini de belirten Kleiner, sözlerini şöyle noktaladı:
"Bir röportaj okuduktan sonra beni aradı. Ben gerçekleri hiç gizlememiştim. Küçükken yüzümdeki yara izlerini sorardı, ben de bir gece kötü bir adamın bana vurduğunu söylerdim. Sorularını yanıtladım ama çocukluğuna Bundy'nin gölgesinin düşmesini istemedim. Aradığında sesi titriyordu ve şoke olmuştu. 'Anne, sen çok normal görünüyordun' dedi. Benim istediğim de buydu. Ona 'Hâlâ öyleyim' dedim."