Sigara verdi vermedi kavgası

ZAMDAN önce, üretici firmalar son dört gündür bayilere sigara vermedi.

Haberin Devamı

Sigaraya zam geleceğini herkes gibi, üretici firmalar da biliyordu. O nedenle, bayiilere sigara vermediler, spekülasyon yaptılar.”

Bu iddia Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu (TESK) Başkanı Bendevi Palandöken’e ait.


Maliye sigaradan alınan özel tüketim vergisini arttırıyor, sigara üreticileri de, bu vergiyi sigaraya fiyatına yansıtıyor. Sigaraya, markasına göre, yüzde 15 ile yüzde 40 arasında zam yapılıyor.


Bayilerle sigara üreten firmalar arasındaki kavga burada çıkıyor.

BAYİLER KIZGIN


Dün Palandöken’le konuşuyorum. TESK Başkanı çok dertli:


“Zamdan önceki dört gün hiç vermediler, son on gündür de, sınırlı sigara verdiler. Firmalara sorduk, ‘
yıl sonu sayımı yapıyoruz’ cevabını aldık. Bu duruma Tütün Üst Kurulu el koymalıdır, aksi halde biz eyleme geçeceğiz.”

Haberin Devamı


Bayiler neden bu kadar kızgın?


Palandöken
’in verdiği bilgiye göre, Türkiye’de günde 15 milyon paket sigara tüketiliyor. Bayi kârı da yüzde 4.

3.6 MİLYON LİRA


Şimdi bir hesap yapmak mümkün.

Sekiz sigara markasının ortalama fiyatı zamdan önce 4.5 lira. Zamdan sonra ortalama fiyat 6 lira. Zam ortalama 1.5 liralık artış getiriyor. Günde 15 milyon paket satıldığına göre:


15 milyon paket x 1.5 lira = 22.5. Günde 22.5. milyon liralık artış. Dört günde 90 milyon liralık artış ediyor.


Bayi kârı yüzde 4 olduğuna göre, dört günde zamlı satış sonrasında, bayilere kalması gereken miktar 3 milyon 600 bin lira.


İddiaya göre, üretici firmalar zamdan önce dört gün bayilere sigara dağıtmıyor, dolayısıyla bayilere gitmesi gereken 3 milyon 600 bin lira üretici firmalarda kalıyor.


Kavga buradan kopuyor. Bunların hepsi iddia.


Buna karşılık, sigara üreten bir kaç firma temsilcisi ile konuşuyorum, onlar bu iddiayı çirkin buluyor ve reddediyor.


Gözler şimdi Tütün Üst Kurulu’nda. İddiaları belki ciddiye alır, inceleme başlatır, belki hiç oralı olmaz.

Yazıklar olsun ev sahibine ve komşulara


EVİN dış sıvası yapılacak. Bir sıvacı bulunuyor, anlaşma yapılıyor, sıvayı fiilen yapacak olan kişi o eve geliyor, ev sahipleri bakıyor ki, sıvacı Kürt, vazgeçiyorlar.

Haberin Devamı


Yıllardır o mahallede bakkallık yapıyor. Bakkal Kürt, son zamanlarda müşterisi azalıyor.


İnşaat firması kalifiye olmayan işçi arıyor. O firmanın inşaatlarında çalışmış olanlar yine başvuruyor. Bu sefer bazıları alınmıyor, alınmayanlar Kürt.


Bunlar tanık olduğum bir kaç tehlikeli olay. Bu örneklere çok, ama çok ayıp bir yenisi ekleniyor. Şimdi Ahmet Türk’e kiralık ev vermiyorlar.


Ev sahibi ve itiraz eden komşular Türk olduklarını mı kanıtlamış oluyor? Aman ne kanıt, ne kanıt. Size ve diğer örneklerdeki kahramanlara yazıklar olsun.


Asıl tehlike burada. Kürt Sorunu karşısına Türk Sorunu çıkmaya başlıyor.


Birileri şimdi bunu körüklüyor. Bunun adı ateşle oynamak. Vazgeçin.

Haberin Devamı

Dört emniyet sistemi devre dışı

BİLECİK’teki tren kazası üzerine dün Devlet Demir Yolları (DDY) Genel Müdürü Süleyman Karaman ile konuşuyorum. Karaman elbette çok üzgün:

“Trenlerde herhangi bir kazayı önlemek için dört ayrı emniyet sistemi var. Elektronik sistem kurduk. Öyle bir sistem ki, lokomotifin içinde kırmızı ışıkta tren otomatik olarak mutlaka duruyor. Makinist görmese bile, tren kırmızı ışıkta mutlaka duracak. Ama bu sefer, lokomotifin içindeki sistem dahil, dört emniyet sisteminin dördü de iptal olmuş. Şimdi bunun nedenini araştırıyoruz.”


Teknik araştırmanın yanı sıra, gözaltına alınan makinistin ifadesine başvuruluyor.


DDY Genel Müdürlüğünü ararsanız, telefonda bir şarkı var, “çağına yaraşır, rüzgarla yarışır, hızlı tren” diye. Belki rüzgarla yarışıyor ama, bu kazalar çağa ne kadar yakışıyor, o ayrı.

Yazarın Tüm Yazıları