Paylaş
Yılın her 31 Ekim günü kutlanan eğlenceli bir gelenek olan Cadılar Bayramı aslında Türkiye’de yeni yeni yaygınlaşmaya başladı. Yurt dışında, özellikle Amerika’da yaygın olan bu bayramda minikler çok eğleniyorlar. Bu konuyu oldukça ciddiye alıp çeşit çeşit kostümler giyinip saatlerce süren makyajlar yapıp hazırlanıyorsunuz. ‘Trick or Treat’ yani ‘şekerleme mi korku mu?’ diye sorarak her komşunun kapısı çalınıyor ve şeker ve çikolata toplanıyor. Çocukların en sevdiği bayram olması hiç şaşırtıcı değil… Tabii bu durumu yetişkinler de en az çocuklar kadar ciddiye alıyor. Ana tema korku, bal kabağı, çılgın makyajlar, partiler ve şekerlemeler. Aslında çok saçma ama bir o kadar eğlenceli…
İster film karakterine bürünün isterseniz vampir olun isterseniz melek olun. O gün kim olmak isterseniz ve nasıl görünmek isterseniz her şey serbest. Kimse “Bu ne giymiş böyle?” deyip yadırgamıyor. Türkiye’de son zamanlarda birçok kişinin en az yurt dışında yapılan hazırlıklar kadar özen gösterdiğini görüyorum. Kimisi çok yadırgıyor, özentilik olarak algılıyor.
Kimse cadıların varlığını kutlamıyor veya bir bayram olarak algılamıyor. Tamamen eğlence odaklı bir durum olduğunu düşünüyorum. Şahsen her yıl cadılar bayramında yurt dışında olduğumuz için biz de kutluyoruz. Kutlama derken sadece kostüm giyip özel partilere katılıyoruz ve çok eğleniyoruz. Ötesi yok yani… Özellikle Disneyland’da yapılan hazırlıklar inanılmaz. Bir sürü kostümlü çocuk ve yetişkin, her yerde önünüze çıkan devasa bal kabakları, çeşit çeşit animasyonlar… Her detaya o kadar özeniyorlar ki!
Son zamanlarda favori kostümlerim Taş Devri çizgi filminden Çakıl ve Alice in Wonderland filminden Alice oldu. Ondan önce de Pamuk Prenses olmuştum. Alkan’ın favorileri ise Mad Hatter ve Joker. Bakalım gelecek yıl nerede ve nasıl kutlayacağız.
Paylaş