Paylaş
Atikhisar Barajı, Çanakkale'de, Sarıçay üzerinde sulama ve taşkın kontrolü amacıyla 1971-1975 yılları arasında inşa edilmiş. Bu cennetten köşeye girişler ücretsiz. Yalnız çadır konaklama yerleri, piknik alanları ve yürüyüş parkurlar için mükemmel bir alan olmasına rağmen tuvalet, elektrik, yiyecek içecek alabileceğiniz bir alan bulunmuyor olmaması bu güzellik için eksi puan. Ayrıca alan içerisinde bir tane çeşme var ama suyu çok az akıyor, içilip içilmediği konusunda çeşme üzerinde herhangi bir uyarı bulunmuyor. Özetle bu tarz ihtiyaçlarınız için oldukça hazırlıklı gelmenizi öneririm.
Doğanın, kendisini bize gökkuşağı renkleri eşliğinde mis gibi çam ve nane kokularıyla sunduğu bu ve benzeri alanları gezerken, doğaya nasıl karşılık veriyoruz acaba? Anlatayım. Acaba diyorum bizim kamptan ve piknikten anladığımız; yaktığımız ateşin etrafını kıvılcımların etrafa sıçramasını önlemek için taşlarla çevrelememek, çöplerimizi itinayla etrafa saçmak, içecek şişelerinin kırılıp ‘nasıl olsa toprak eritir’ mantığıyla arkamızda bırakıp gitmek mi? Elimizin ayağımızın ulaştığı her yerde salgın dolaysıyla taktığımız maskeler vardı. Bu maskeler ya çam ağaçlarının dallarında ya da çayır çimende toprağa saplanmış durumdaydı. Öyle sanıyorum ki bunlar yürüyerek oralara ulaşmadı.
Gerçekten bu salgın döneminde şehir içinde her mekâna yüzümüzde maskelerle girmek zorunda kalıyoruz. Böyle bir dönemde, bu tarz mesire alanları doğanın bize büyük armağanları. Muhteşem manzarasını zaten söylemeye gerek duymuyorum. Peki ama hiçbir karşılık beklemeden kendini tüm güzelliklerle bize sunan doğaya karşı bu hırsımız neden? Anlamak gerçekten güç…
Harika doğada ‘çöp dağları’
Hafta sonu şehir içinde yüzümde maskeyle gezmektense, kendimi attığım bu mesire alanı da maalesef piknikçiler, mangalcılar ve kampçılar tarafından çöplüğe çevrilmiş durumdaydı. Tabii gerçek anlamda bir doğasever olarak, yanıma aldığım poşetlerden birini çöp torbası diğerini de gelenlerin bıraktığı çöpleri toplamak için elime geçirip etrafı temizledim. Siz de takdir edersiniz ki yüzünüze taktığınız maskelerin yemek yiyeceğim yerde bulunması sağlık açısından son derece sakıncalı. Çöplerin neredeyse tamamı mendil, peçete, ıslak mendil, maske, içecek şişleri, plastik poşetti.
İnsanların bu sorumsuzca davranışları sonucu bıraktığı çöpleri toplarken mutlu muydum, elbette koca bir hayır. Eminim sizde karşılaşmışsınızdır, yerde çöp gören insanların çoğu gördüğü pislikten şikayet eder. Ama şu çöpleri toplayayım diyen çok az. Şikayet eden yoluna devam ediyor. Tamam belki çöpü toplamak çöpü bırakmayanın görevi değil ama kuru kuru şikayet etmek de pek bir samimiyetsiz duruyor. Çöpleri toplarken bir an maskenin etrafında bulunan o ipler bir kuşun ayağına takılsa bunun vebalini nasıl ödeyecekler diye düşünürken buldum kendimi. Yapılan bu tarz yanlış davranışlar doğaya karşı işlediğiniz büyük bir günah. Siz de benim gibi gittiğiniz yerleri temiz tutun. Sizden önce çöplerini bırakanlara bakıp geçmektense toplamayı deneyin. Çünkü biz insanların, o kirlettiğimiz topraklara her zaman ihtiyacı olacak. Hem maddi hem de manevi. Eğer benim yaptığım gibi şikayet etmek yerine çöpleri toplayarak eyleme geçerseniz doğa da size ekstra ödül olarak tepenizden bir gökkuşağı geçirir. Benden söylemesi.
Atikhisar Barajı'na nasıl gidilir?
İzmir istikametinden gelirken Çanakkale çevre yolundan Bursa istikametine devam edin. Çan istikametine doğru giderken 10 kilometre, Çanakkale şehir merkezinden ise İzmir yolu takip edin. Çanakkale kavşağından Bursa istikametine devam edin ve yine Çan tabelalarını takip ederek 10-15 dakika sonra Atikhisar Barajı’na ulaşırsınız.
Paylaş