Paylaş
Karadağ’ın UNESCO tarafından koruma altına alınmış, şirin sahil kasabası, Avrupa’nın en güney fiyordu Kotor’da beklentilerinizin çok üzerinde keyifli bir tatil yapabilirsiniz. Karadağ’ın başkenti Podgorica’ya uçtuktan sonra yaklaşık üç saatlik bir otobüs yolculuğunu ardından Kotor’a ulaşıyorsunuz. Yol süresi biraz uzun olsa da yolculuğunuza eşlik eden Karadağların ve fiyordların büyüleyici manzarası sayesinde düşler içinde kayboluyorsunuz.
Kotor’da ‘Old Town’ denilen merkezin etrafı surlarla çevrili ve araç trafiğine kapalı. Bu tarihi şehre bir sur kapısından giriyorsunuz ve bir anda kendinizi birkaç yüzyıl öncesine ışınlanmış gibi hissediyorsunuz. Etrafınız yüzyıllar öncesinden kalma taş binalarla çevrili. Burası, çok sayıda cruise gemisinin yanaşması ve Balkan turlarının geçiş güzergahında yer alması sebebiyle öğlen saatlerinde oldukça kalabalık oluyor. O dar sokaklar, tarihi meydanlar turist grupları ile dolup taşıyor. Bu saatleri plajda geçirmek ya da bir tekne turuna katılarak yakın kasabaları gezmek güzel bir alternatif olacaktır.
Fiyord manzaraları eşliğinde tekne turu
Tekne turları yaklaşık iki buçuk saat sürüyor. Bu süre zarfındaki duraklar arasında üzerinde sadece bir kilise olan ‘Lady of Rocks’ adası, şirin bir sahil kasabası olan ‘Perast’ ve tabi ki yol boyunca size eşlik eden eşsiz fiyord manzaraları da cabası. Karadağ’ın adı gibi kapkara dağlarının kara renginin denize vuruşu ilk bakışta biraz ürpertici gelse de fiyordların nefes kesen manzarası bir anda havanızı değiştirecektir.
Kotor’da, Old Town’da ya da onların deyimi ile Stari Grad’da geziyorsanız bence çok fazla tavsiyeye gerek yok çünkü burası ufacık bir yer. Kendinizi yollara vurun ve sokaklarda kaybolun, sizi her köşede farklı bir tarih, farklı bir güzellik bekliyor olacak. Bu keşif gezisi sırasında St. Tryphon Kilisesi’nin hemen arkasında yer alan ‘Gelateria di Cattaro’da muhteşem bir İtalyan dondurması yemeyi de asla ihmal etmeyin. Hatta dönene kadar hep gidin, hep yiyin. Buranın hoş sohbetli çalışanlarının da sizi kucaklayacağını göreceksiniz.
Birçok Avrupa şehrine göre daha uygun
Kotor’da yeme içme birçok Avrupa şehrine göre oldukça uygun. Eğer ‘Adriyatik kıyılarına geldik deniz ürünü yemeden dönmek olmaz’ diyorsanız, Old Town’da kiliseye karşı oturabileceğiniz ‘Dekaderon’ ya da ‘Skala Santa’ restoranlarından birini tercih edebilirsiniz. Aperatif bir şeyler ya da İtalyan yemeği yemek istiyorsanız yine Old Town’da yer alan ‘Luna Rossa’da risotto ‘Bokun’da tazecik otlarla hazırlanmış lezzetli salatalar yiyebilirsiniz. Yerel Karadağ şaraplarının tadına bakmak isterseniz de yine Old Town’da yer alan ‘Old Winery’e mutlaka uğramalı lezzetli atıştırmalıklar eşliğinde güzel bir kadeh Karadağ şarabı içmelisiniz.
Tarihle ve surlarla bu kadar iç içe olmak yeter biraz da denizle iç içe olalım derseniz de surların dışına çıkıp, sağa dönerek kısa bir yürüyüş yapıp önünde plajı da olan ‘Konuba Akustik’de yöresel Balkan yemeklerin tadına bakabilirsiniz. Kotor’a geldiniz mi yapmadan dönmemeniz gerekenlerden biri de yaklaşık 45 dakika süren bir merdiven çıkma mücadelesi ile kaleye tırmanmak, o nefes kesen fiyord manzarasına bir de tepeden bakmak. Ne fiyordların iç içe geçmiş manzarasının ne de yorgunluğunuzun uzun süre hafızalarınızdan silinmeyeceğine emin olabilirsiniz.
Kotor diğer Avrupa şehirleri ile kıyaslandığında daha uygun fiyata tatil yapabileceğiniz üstelik vizesiz gidebileceğiniz keyifli bir destinasyon. Karadağ’ın bir diğer popüler kasabası Budva’ya da birkaç saat uzaklıkta Kotor. Gününüz kalırsa hemen hemen her saat başı kalkan otobüslerle Budva’ya da geçmeden dönmeyin derim.
Fotoğraflar: Sıla Uçan / www.ucanmutfak.com
Paylaş