Huzura kaçış: Ohrid Gölü
Bir göl düşünün bir ucu Makedonya’da bir ucu Arnavutluk’da, bir göl düşünün 200 metre derine kadar görebileceÄŸiniz, alabildiÄŸine berrak bir su. Ä°ÅŸte o göl halk arasında göz yaşı gölü de denilen Ohrid Gölü. Ohrid ise bu muhteÅŸem gölün çevresine kurulmuÅŸ, tarihi altı bin yıl öncesine dayanan, UNESCO tarafından koruma altına alınmış, Game of Thrones’a set olmuÅŸ, incisiyle ün salmış bir ÅŸehir. Bu küçücük ÅŸehirde geçmiÅŸte 365 tane kilise varmış, kim bilir belki de bu yüzden Balkanlar’ın Kudüs’ü diye anılıyordur.Â
Arnavut kaldırımlı sokakları, cumbalı evleri ile Osmanlı’nın izlerini çok yakından görebileceğiniz, yemyeşil ağaçlarla süslenmiş bu küçük Makedon şehrinde farklı bir huzur var sizi sarıp sarmalayan. Ohrid’e yapmanız gerekenlerin başında kesinlikle tekne turu geliyor. Bu kocaman gölün berraklığına yakından, şehrin samimi mimarisine ise uzaktan bakmalı bol bol fotoğraf çekmelisiniz. Hatta denk getirebilirseniz güneşi teknede batırabilir kızıl gökyüzünün verdiği mutlulukla hayallere dalabilirsiniz.
Akşam yemeğinizi ise gün batınca hafif ürpertici bir karanlığa dönüşse de göl kenarındaki restoranlardan birinde yemenizi tavsiye ederim. Benim önerim ‘Momir’. Burada ‘belvica’ denilen Ohrid Gölü'nün alabalığını tadabilir, balık keyfinizi kurutulmuş biber ve sarımsak ile yapılan lutenica, biber özlü ajvar, bir tür sarımsak ezmesi olan ‘makalo’, üzeri rendelenmiş peynirle kaplı Makedon salatası; ‘shopska’, Ohrid'ye özgü bir çeşit hamur işi olan ‘gjomleze’ ile taçlandırabilir, kendinize mini bir ziyafet sofrası kurabilirsiniz.
İnsanıyla, evleriyle, sokaklarıyla, aklınızdaki Balkan algısını yerli yerine oturtacak bu küçük şehir belki de geçmişimizi, tarihimizi çok hissettirdiğinden sizi fazlasıyla sarmalayacaktır. Ohrid’e gelmişken kaleye çıkıp şehri tepeden görmeyi ihmal etmeyin. Dönüş yolunuzda ise Ayasofya Kilise'sini es geçmemelisiniz. Karşılıklı mağazaların yer aldığı caddede gezerken sadece Ohrid'ye özgü bir balığın pullarından yapılan doğal inci takılar arasında kaybolabilir, sonrasında şirin kafelerden birinde yorgunluğunuzu atabilirsiniz.
Buralara kadar gelmişken Ohrid Gölü’nün kaynağı olan St. Neum’a da mutlaka gitmeli, yeşilin ve mavinin bin bir tonunu görebilmek adına sandal turu yapmalısınız. Sandal sefasının sonunda ise bahçesinde tavus kuşlarının salındığı kiliseyi gezebilir, suyun soğukluğuna aldırış etmezseniz gölde yüzebilirsiniz.
Rumeli şivesi ile konuşan halkın sıcaklığı ve samimiyeti, kendinizi oldukça zengin hissettirecek bir para birimine sahip olması (Makedon Denarı), ulaşımınızı makul fiyatlara ayarlayabilmeniz hatta kendi arabanızla bile gidebilecek olmanız Ohrid’yi tercih etme sebeplerinizi arttıracak etkenlerden sadece birkaçı…
Â
