Paylaş
Ne gyros, ne musakka ne de başka bir şey. Girit denilince aklıma sadece Hanya’da yemyeşil bir park içindeki tarihi bir köşkte hizmet veren Kipos kafede yediğim ‘Sfiakianes Pie’ geliyor. İlk bakışta sıradan bir ballı hamur tatlısı gibi gözükse de kestiğiniz andaki çıtırtı ve ağızda dağılan peynirli dolgusu ile ilk lokmada insanı kendinden geçiriyor, ‘Sfiakianes Pie’. Dışı bizim bazlamayı andırdan el açması hamur içi ise ’Tiromalama’ dedikleri özel bir beyaz peynir ile dolu. Bu özel tatlının üzerinde ise yemelere doyamayacağınız adaya özel kekik balı var.
Kipos’un sahibi Vassilis o kadar tatlı bir beyefendi ki, bir yandan bu şahane lezzetleri size tattırıyor bir yandan da köşkün tarihi hakkında bilgiler veriyor. Türk olduğumuzu öğrenince, 1870’li yıllarda inşa edildiği bilinen bu köşkte dönemin Osmanlı Paşalarından olan Rauf Paşa’nın da konakladığını anlatmadan geçmiyor. Kim bilir belki de ‘Hanya’yı Konya’yı görmek’ sözü de Rauf Paşa’dan bize yadigardır. Vassilis tarihle oldukça ilgili zaten onun bu merakını içeri adım atar atmaz fark ediyorsunuz. Kipos farklı ülkelerden, bizzat Vassilis tarafından seçilmiş antika pazarlarından alınma mobilyalarla dekore edilmiş.
Yunanistan’ın en büyük, Akdeniz’in ise beşinci büyük adası olan, uğruna birçok savaşlar yapılan Girit’in Retimnon, Kandiye gibi birçok büyük şehri olsa da bence en güzeli Hanya. Kırmızının binbir tonunu görebileceğiniz bir günbatımı izleyebileceğiniz limanı, tarihe tanıklık eden yirmi bir metre yüksekliğindeki deniz feneri, dar sokakları, tersanesi, Osmanlı Dönemi’nden kalma camisi, müzeleri, muhteşem plajları, rengarenk evleriyle, eğlence ve huzuru bir arada sunan bu liman kentine yolunuz düşerse ‘Public Garden of Chania’nın içinde yer alan Kipos’u mutlaka ziyaret etmelisiniz.
Kipos’ta ılık rüzgar kahvenize, kuşların cıvıltısı tatlınıza eşlik edecektir. Ben sadece tadına doyamadığım ’Sfiakianes Pie’ı anlatsam da waffle’larının da muhteşem olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Bir gün yolunuz düşer de Kipos’a giderseniz umarım Vassilis de orada olur. Hanya’da keyifli bir akşam yemeği içinse bence adresiniz merkezin biraz uzağında yer alan Mylos olmalı. Buranın özellikle dekorasyonuna hayran kalacağınızı bilmenizi isterim. Her köşesinde birbirinden tamamen bağımsız, doğal ürünlerle dizayn edilmiş farklı konseptler yaratılmış.
Aleo vera bitkisinden yapılmış lamba, ağaç kabuklarından yapılmış duvar süsleri bunlardan sadece birkaç… Yemeklerine gelecek olursak Mylos fazla turistikleşmemiş, muhteşem deniz ürünleri, tadına doyamayacağınız mezeler yiyebileceğiniz geleneksel bir Yunan tavernası. Mavi beyaz Yunan klasiğinin dışına çıkmak, biraz daha uzaklara kaçmak isterseniz şahane koyları, uzun plajları, doyumsuz yemekleri, hayran kalacağınız tarihi, keyifli sokakları ile Girit sizi bekliyor…
Paylaş