Paylaş
Arbatskaya
Moskova’nın tarihi Arbat semti, hediyelik eşya satıcıları, sokak müzisyenleri, antikacıları, kafeleri ile şehrin en hareketli alanı. Eski (Stary) Arbat trafiğe kapalı bir cadde iken, Yeni (Novy) Arbat, altı şeritli yoluyla, Sovyet döneminden kalma yüksek binalarla çevrili. Arbat Meydanı birbiriyle zıtlık içinde olan Eski ve Yeni Arbat’ı birbirine bağlıyor. Arbat’ta Rus mutfağının başarılı örneklerini deneyebileceğiniz gibi Dünya mutfaklarından yemekler de yiyebilirsiniz.
Moskova Nehri’nin kuzeyinde yer alan Cathedral of Christ the Saviour (Kurtarıcı İsa Katedrali), 1931’de Stalin tarafından yıkıldıktan sonra, 2000’li yıllarda aslına uygun şekilde yeniden inşa edilmiş. Katedralin tamamen bakırdan üretilen 3 kubbesi bulunuyor.
Moskova’da Rus halkının tarihinden izler bulacağınız 80’in üstünde müze vardır. 1898 yılında kurulan Puşkin Güzel Sanatlar Müzesi, 13. ve 16.yüzyıl Ortaçağ ve Rönesans dönemi Avrupa sanatına ilişkin eserler, 17. ve 18.yüzyıl Hollanda ve Flemenk koleksiyonu, 19.yüyıl Empresyonist ve 20.yüzyıl Post-Empresyonist ressamlarının eserleriyle Moskova’nın en önemli müzelerinden. Puşkin Güzel Sanatlar Müzesi’ne ayrıca Antik Uygarlıklara ait Maya, Mezopotamya, Yunan, Mısır ve Roma döneminden eserler de sergileniyor.
Puşkin Güzel Sanatlar Müzesi’nden bahsedip, her ne kadar Arbatskaya semtinde olmasa da Tretyakov’a değinmemek olmaz. Tretyakov Galerisi’nde dünyanın en kapsamlı (100.000’in üzerinde eser) Rus sanat koleksiyonu sergileniyor. Zengin işadamı Pavel Tretyaov’un kendi özel Rus sanatı koleksiyonunu bağışlaması üzerine 1892 yılında bu müze kurulmuş. Daha sonra yeni eserlerin eklenmesiyle koleksiyon genişlemiş.
Rus edebiyatının en önemli yazarlarının yaşadığı evler, yazarların kişisel eşyaları da kısmen muhafaza edilerek müzeye dönüştürülmüş. Arbatskaya’da bu şekilde çok sayıda yazar, şair ve bestecinin evi bulunuyor. Yazar Puşkin’in Evi, yazar Beli’nin Evi, piyanist Skryabin’in Evi bu semtte. Moskova’nın değişik bölgelerine yayılmış Dostoyevski’nin Evi, Tolstoy’un Evi, Çehov’un Evi, ziyaret edilebilecek diğer müze evlerden.
Tverskaya
Ticaret merkezlerinin ortasında bulunan Tverskaya semti ve bu semtte bulunan Moskova’nın en işlek alışveriş ve eğlence caddesi olan Tverskaya Caddesi Moskova’ya gelindiğinde mutlaka gidilmesi gereken yerler arasında. Burada bulunan Tiyatro Meydanı, Bolşoy Tiyatrosu, Moskova Sanat Tiyatrosu gibi yapılar burayı aynı zamanda bir kültür ve sanat merkezi de yapıyor.
Dünyanın en eski bale topluluğu olan Bolşoy, Moskova’nın en ünlü sembollerinden. 1780’lerde açılmış olan Bolşoy Tiyatrosu 2000’li yıllarda kapsamlı bir restorasyon geçirmiş. Çok sayıda ulusal ve uluslararası sanatçıya ev sahipliği yapan tiyatro, görkemli salonu ve altı katlı locası ile dünyanın en önemli sahnelerinden.
Moskova metrosu
Moskova metrosu, Dünyanın en iyi metrolarından biri olarak biliniyor. Moskova metrosu sadece Moskova trafiğini rahatlatmıyor aynı zamanda her biri sanat eseri olarak kabul edilen istasyonları, müze gibi turistler tarafından da ziyaret ediliyor. Heybetli avizeleri, estetik heykelleri ve muhteşem iç mimarisiyle sanat galerilerini andıran metro istasyonlarında dolaşmak bir keyif. Bu kapsamda Beloruskaya İstasyonu, kır manzaralı mozaikleri; Ploşçad Revolyutsi, istasyonun yapımına yardım eden sıradan vatandaşların gerçek boyuttaki bronz heykelleri; Arbatskaya, Sovyet kızıl yıldızı biçimindeki girişi; Park Kulturi, nişlerde bulunan beyaz mermerden rölyef madalyonlarıyla dikkat çekiyor.
Gorky Park
Merkezin biraz dışında Moskova’nın en meşhur parkı bulunuyor. Mimar Konstantin Melnikov’un tasarladığı Gorky Park (Park Gorkavo), şehrin kültürel aktivitelerinin yapıldığı önemli bir dinlenme ve eğlence merkezi. Moskova Nehri boyunca 120 hektarlık alan içine yayılmış parkın içinde luna park, 10 bin kişilik açık hava tiyatrosu, lokantalar, kafeler, bisiklet yolları bulunuyor. Yazın gölde sandal gezisi yapılabileceği gibi kışın, buz pistinde buz pateni yapılabiliyor.
Denize kıyısı olmayan başkentleri sıkıcı bulanlardanım. Fakat Moskova, benim gibi bir şehirde mutlaka deniz arayanları bile içine çeken tarihi bir şehir. Sokaklarından binalarına, metro istasyonlarından parklarına her yer o kadar estetik ve sanatsal ki bir de üstüne Kremlin sarayı gibi kompleksleri ve Puşkin Müzesi, Tretyakov Galerisi gibi yapıları ekleyince Moskova’da sıkılmak neredeyse imkansız. Bu tarihi ülkenin güçlü başkenti, adım attığınız her dakikadan itibaren geçmişten günümüze ilmek ilmek işlediği hazinelerini size göstermek için hazır bekliyor.
Nerede kalınır?
Moskova’nın geniş metro ağı sayesinde her yere kolayca ulaşım mümkün olsa da burada merkezi otelleri önereceğiz. Moskova’nın merkezinde yer alan Hotel Baltschug Kempinski Moscow, Kadashevskaya, Four Seasons Moscow ve Metropol Hotel Moscow önereceğimiz otellerden.
Ne alınır?
Votka, havyar, iç içe geçen matruşka bebekler, semaverler, özellikle Sovyet döneminden kalma antikalar alınabilir.
Paylaş