Paylaş
POLONEZKÖY
Polonezköy her ne kadar İstanbul ahalisi için piknik yeri gibi algılansa da benim için yeşillik içindeki kahvaltı mekanlarımın başında kalmaya devam edecek. Polonezköyde çok fazla alternatif olduğunu biliyoruz fakat size en güzellerinden birkaç seçenek sunacağım. Öncelikle Polonezköy denince ilk akla gelen yerlerden Leonardo’da nezih bir ortamda lezzetli bir kahvaltı yapabilirsiniz. Yine bu sene keşfettiğim Villa Polonez hem otel hem de restoran olarak hizmet veriyor ve kahvaltı konusunda oldukça başarılı. Kahvaltıdan sonra upuzun yürüyüş parkurunda yürüyebilir veya bisiklet kiralayıp bisiklete binebilirsiniz. Son olarak mangal keyfi yapmak isteyenler hem mekan hem de servis konusunda iyi olan Gülayım Bahçe’yi tercih edebilirler. Değişik bir etkinlik arayanlar ise içerisinde hayvanat bahçesinin bulunduğu Polonezköy Country Club'ı ziyaret edebilirler.
RİVA
Annelerimizin, babalarımızın meşhur bir Riva’sı vardır ya işte ondan bahsediyoruz. Biz gençliğimizde Riva’da denize girer oradan güzel bir balık lokantasına gider akşam da şirin bir otelde kalırdık diye başlayan hikayelerin başrolüdür hep Riva. Beykoz ilçesine bağlı bir mahalle olan Riva İstanbul’a 45 dakika uzaklıkta. Artık deniz sezonu geçtiği için sabah kahvaltı veya akşam yemeği için de tercih edebilirsiniz burayı. Riva’da yemyeşil doğanın içinde güvenle gidebileceğiniz Riva’s Club’da ister konaklayabilir isterseniz sabah kahvaltısı veya bruncha giderek keyifli dakikalar geçirebilirsiniz. Bir diğer seçenek ise yine günübirlik gidebileceğiniz Riva deresi kenarında mis gibi bir kahvaltı yapabileceğiniz Riva Çiçek Restaurant. Kendin pişir kendin ye konseptinde mangal yapma seçeneğini de sunuyorlar.
ŞİLE
Hem yaz hem de kış aylarının vazgeçilmez hafta sonu kaçış rotalarından biri olan Şile Karadeniz kıyısında oluşuyla mis gibi bir deniz havası sunuyor ziyaretçilerine. İstanbul’a yaklaşık 1 saat uzaklıkta olan Şile de gezilecek yerler arasında Şile Feneri, Şile Kalesi ve Kavala Parkı bulunuyor. Şile’nin bildiğiniz gibi bir de meşhur bir Saklıgöl’ü de bulunuyor. Şile’ye gitmişken yemyeşil doğanın içindeki gizli kalmış bu cennete uğramamak olmaz tabii ki. Şile’de hafta sonu için konaklamak isteyenler Şile’yle özdeşleşmiş Casa Lavanda Oteli mutlaka denemeliler. Hem konaklama açısından hem de restoranda sundukları lezzetler açısından pişman olmayacağınıza garanti verebiliriz. Şile’ye günü birlik gitmek isteyenler uçsuz bucaksız bir sahil manzarasının tepesinde bulunan Vadi Şile’de kahvaltı edip yan tarafında nehir kenarında bulunan kafeteryasında kahvelerini yudumlayabilirler.
AĞVA
Yıllardır özellikle çiftlerin kaçış noktası olan Ağva şu sıralar oldukça popüler. Hem İstanbul’a 1 buçuk saatlik uzaklığı hem de nehir kenarında yeşillik içindeki oteller burayı özellikle hafta sonu kaçamağı için vazgeçilmez kılıyor. Ne kadar rağbet görse de burası tam anlamıyla huzurun diğer adı diyebiliriz. Ağva’ya kadar gelmişken nehir kenarında kalmak en doğru seçenek olacak. Ağva’da çok fazla otel seçeneği olsa da favorilerimden başlamak isterim. Öncelikle mükemmel kahvaltısıyla bizi çok mutlu eden Beyaz Ev Ağva hem temizlik açısından hem de konfor açısından memnun kalabileceğiniz otellerden. Diğer favori otellerim ise Ağva Wineport Lodge, Lethe Exclusive Hotel, Robin’s Nest, Tranquilla Nehir Evi ve Ağva Greenline Guest House. Ayrıca Ağva’da yapabileceğiniz pek çok aktivite de bulunuyor. Bunlar arasında en popüler olanları doğa yürüyüşleri yapmak, balık tutmak, nehirde su bisikletine binmek veya kano yapmak.
SAPANCA
Geçtiğimiz seneye kadar Sapanca denince akla hep SPA otelleri ve hafta sonu kaçamağı gelse de pandemiyle birlikte bu algı biraz değişti ve burada da pandemiye uygun yeni tesisler açılmaya başladı. İstanbul’a iki saat uzaklıkta, dört mevsim boyunca tatil yapılabilen Sapanca’da artık kendi özel bungalovlarınızda kalabiliyorsunuz. Bu aralar en popüler Bungalov oteller arasında hem restoran hem de konaklama hizmeti veren Heinz Bungalov bulunuyor. Bunun dışında yeni açılan Sapanca Siyah Bungalov ve Sapanca Göldibi Suit de yine rağbet gören bungalovlar arasında. Eğer bungalov değil de otel tarzında bir yer istiyorum diyorsanız o zaman size kesinlikle SASA Otel’i tavsiye ederim. Göl manzarası eşliğinde özel tasarım odalar hem güvenli hem de çok konforlu. Konaklamanın yanı sıra yine aktivite olarak önerim; yeşillikler içinde upuzun göl kenarında sahil yürüyüşleri yapabilir veya göl kenarındaki tesislerde göl manzarası eşliğinde bir şeyler yiyip içebilirsiniz.
İZNİK
Benim de bu yıl keşfettiğim ve gerek doğasıyla gerek temiz havasıyla beni kendine aşık eden bir yer İznik. Osmangazi köprüsü sayesinde İstanbul’a 1 buçuk saat uzaklıkta olan İznik’e bu kış mutlaka gitmelisiniz. Ayrıca İznik’te yapılacak o kadar çok aktivite var ki… Gölde kanoyla gezebilir, çini atölyelerinde kendi çininizi yapabilir, tarihi İznik kentini gezebilir, zeytin bahçelerinde zeytin tadımı yapıp salamura atölyesine katılabilirsiniz. İznik’in köylerinde bisikletle gezip zeytin ağaçlarının arasında kendinizi kaybedebilirsiniz. İznik’in zeytininin ve zeytinyağının da meşhur olduğunu ben bu sene öğrendim. Bu yüzden İznik’e gidince sofranızda kullanmak üzere mutlaka zeytin ve zeytinyağı alın. İznik’te konaklama için ise size tek önerim Lake House İznik olacak. Bu 12 odalı küçük otelin her bir yanı özel olarak düşünülüp dizayn edilmiş ve rahat etmeniz için bütün olanaklar sağlanmış durumda. Burada doğayla baş başa kalıp, yeşilin dinlendirici ve huzur veren gücünü hissedeceksiniz. Son olarak otelin sazlıklar arasından yürüyüp ulaştığınız iskelesinde günbatımını izlemeden dönmeyin derim.
Paylaş