Paylaş
Vikingleri bilirsiniz, savaşçı adamlar ve bir o kadar güçlü, güzel kadınlardan oluşan istilacı bir millet. İşte onların yaşadığı yerlerden biri de İzlanda. Geçen ay bu masalsı Viking ülkesini ziyaret ettik. Tam uçağa binip döndüğümüz gün, başkentin
30 kilometre uzağındaki havalimanı yolu üzerinde Fagradalsfjall Yanardağı lav püskürtmeye başladı. Aslında aynı bölgede son iki yıl içinde üçüncü kez lav fışkırıyor. Yanardağın eteklerindeki üç çatlaktan her yöne akan lav 200 metrelik bir pınar oluşturmuş. İzlanda’da aktif 33 volkanik sistem var, yaklaşık 5 yılda bir patlama yaşanıyor. 2010’da Eyjafjallajökull patladığında Avrupa geneline yayılan duman yüzünden 100 binden fazla uçuş iptal olmuştu.
İzlanda’nın haritadaki yerini dünyanın tepesinde diye tarif edebiliriz. Grönland’ın güneydoğusu, İskandinavya ve Büyük Britanya’nın kuzeybatısında bir ada. 103 bin kilometrekarelik ülkede yaşayan insan sayısı yaklaşık 350 bin kişi. Avrupa’nın en seyrek nüfuslu ülkesi. Türkiye’den direkt uçuş yok ama bir aktarmayla ulaşabiliyorsunuz başkente. Biz Amsterdam aktarmalı gidip Zürih aktarmalı dönüşü tercih ettik saat uygunluğu sebebiyle. Uçağınızın ineceği Keflavik Havalimanı başkentin merkezine araçla 45 dakika mesafede.
ZORLU AMA ÇOK GÜZEL
İzlanda, Avrupa Birliği ülkesi değil ama Schengen Bölgesi’ne dahil. Bu nedenle aktarma yapacağınız ülkenin ve İzlanda’nın vize kuralları gereği Schengen vizenizin olması şart. İzlanda zor bir seyahat rotası. Gezerek hayatını kazanan kişiler olarak biz bile ince eleyip sık dokuduk tur seçerken. Danışmanımız Bülent Saraloğlu idi ve bilgisi, deneyimi hayatımızı çok kolaylaştırdı. Bu kadar zorlu ve yeraltı hareketliliği olan bir ülkeye niye gidelim diyebilirsiniz... Şimdiye kadar anlattığımız zorlukları bir kenara koyarsanız öncelikle gecelerin uzamaya başladığı ağustos sonundan marta kadar havanın açık olduğu zamanlarda Kuzey ışıklarını rahatlıkla görebiliyorsunuz. Sadece Kuzey ışıkları değil, dantel gibi kıyıları, sönmüş lav ovaları, şelaleleri, dağları, tepeleri, kaya ve buz kubbeleri, ürkütücü hızla akan ırmakları, krater gölleri ve gayzerleriyle bir doğa harikası İzlanda... Eğer ‘Ben uzun yaz gecelerini tercih ederim’ derseniz haziranda kuzeyde yaklaşık 20 gün boyunca güneş hiç batmıyor. İzlanda’yı ziyaret etmek için en ideal zamanın 15 Haziran-15 Ağustos arası olduğunu söyleyebiliriz.
Gullfoss Şelalesi
Başkent Reykjavik, seyahatiniz için ideal bir başlangıç. Hallgrímskirkja Kilisesi’ni ziyaret edin. Bulmakta zorlanmayacaksınız çünkü alçak binalı şehir mimarisi, bu kiliseyi her yerden görmenizi sağlıyor. Harpa Konser Salonu, Perlan Müzesi ve vaktiyle İzlandalı kadınların sıcak sularda çamaşır yıkamak için gittiği cadde olan, Laugavegur yani ‘Su Yolu’ görmenizi tavsiye edeceğim yerlerden. Burada artık çamaşırcılar değil, şirin dükkânlar ve kafeler var.
İzlanda’nın doğal güzelliklerini keşfetmek için Golden Circle ‘Altın Çember’ dedikleri klasik turu yapmanızı öneririm. Yolda olduğunuz süre boyunca ömrünüzde gördüğünüz en çarpıcı manzaralara tanık olacaksınız. Açık hava müzesi, şelaleler ve derin uçurumlarıyla birçok doğal oluşuma ev sahipliği yapan Thingvellir Ulusal Parkı ilk durak. Milli Park 930’da dünyanın ilk parlamentolarından biri kabul edilen İzlanda Parlamentosu’nun kurulduğu bölge. Burası aynı zamanda Kuzey Amerika ve Avrupa tektonik plakalarının birbirinden ayrıldığı ve yerin üzerinde dev bir yarık olan nokta. Yarığın bir tarafı Amerika, bir tarafı Avrupa olarak tanımlanıyor ve böylece turistler için bir başka cazibe noktası yaratılıyor.
Ardından gideceğiniz Geysir Jeotermal Bölgesi’nde 30 metre yüksekliğe kadar su püskürten gayzerleri göreceksiniz. Çemberin devamındaki Gullfoss Şelalesi, iki katlı. Beyaz Nehir üzerinde ve 32 metre yüksekliğindeki bu heybetli şelale turistlerin ilk ziyaret ettiği yerlerden biri. Düzenli yağmurlar ve eriyen buzullar nedeniyle yaz aylarında Avrupa’nın en büyük şelalesi haline gelen Gullfoss’tan saniyede 2 bin metreküp su akıyor. Altın Çember’i burada bitirip başkente dönebilirsiniz çünkü bu noktaya kadar oldukça yorucu bir gün oluyor. Enerjimiz var, araç kiraladık, devam edeceğiz diyorsanız yaklaşık 50 kilometre sonra Kerid Krater Gölü’ne ulaşabilirsiniz. Kırmızı volkanik kayaların etrafını sardığı göz kamaştırıcı bir krater gölü. Buradan da Hveragardi Köyü’ne uğrayıp, termal sularda biraz yüzüp öyle dönün başkente... Bu ülkeyle ilgili en önemli bilgiyi sona sakladık. Yemekten hizmete her şey Avrupa ortalamalarının iki katı kadar pahalı. Yani seyahatinizi planlarken bunu da dikkate alın.
VOLKAN, BUZUL, DAĞLAR...
◊ En son 2010’da patlayan Eyjafjallajökull’ün 4 kilometrelik krateri profesyonel fotoğraf sanatçılarının uğrak yerlerinden biri.
◊ Reykjavik’ten 450 kilometre uzaktaki Snaefellsjoekull Milli Parkı’nın 5 saati bulan uzun trekking rotasını yürüyebilirsiniz. Bu yol üzerinde Rauðfeldsgjá Kanyonu’nu, Arnarstapi ve Hellnar Köyü’nü, Gerduberg Bazalt Kayaları’nı, Budir Kilisesi’ni, Saxholl Krateri’ni, Djúpalónssandur sahilini, Kirkjufell Şelalesi’ni ve Kirkjufell Dağı’nı görebilirsiniz.
◊ Listenizde mutlaka Jökulsárlón Buzul Lagünü de olsun. Eriyen buzullar arasında tekne turlarına katılabilir, unutulmaz bir yolculuk yapabilirsiniz.
◊ İzlanda mutfağında bolca deniz ürünü var. Et olarak da kutup martısı, at ya da koyun yiyorlar. İzlanda mutfağı tarım alanlarının neredeyse yok denecek kadar az olması sebebiyle sebze-meyve açısından oldukça fakir.
◊ Yün ürünleri çok kaliteli olan ülkede neredeyse her mağazada satılan kazak, atkı, bere, eldiven, çorap çeşitlerini hediyelik olarak alabilirsiniz..
TERMAL SU DÜNYASI
◊ Yaz-kış 38 derece sıcaklıktaki masmavi jeotermal Blue Lagoon başta olmak üzere, birçok termal SPA merkezini keşfedebilirsiniz.
◊ Yaban hayatı gözlemi için rotanızı Dyrhólaey ve Mývatn bölgesine çevirebilir, pek çok deniz hayvanını, sayısız kuş çeşidini, endemik bitki türünü doğal ortamında izleme şansını yakalarsınız.
Paylaş