Paris için 5 farklı öneri

Yeni yıla sayılı günler kalmışken hem yılbaşını Paris’te geçirmeyi planlayanlar hem de klasik turistik geziler dışında farklı alternatifler arayanlar için 5 birbirinden keyifli ve çok lezzetli öneriler… 

Shangri-La Paris’in vegan çay saati

Hiç “vegansa ben yokum” demeyin çünkü bu çay saati sizleri gerçekten çok şaşırtacak. Paris’in en güzel manzaralı otellerinden biri olan Shangri-La’nın lezzetlerini zaten çoğumuz biliyoruz ama  Shangri-La Paris’in yetenekli patisserie şefi Michael Bartocetti‘nin hiç süt, krema, bal ve yumurta kullanmadan hazırladığı birbirinden güzel tatlılara inanamayacaksınız.

Hem daha sağlıklı hem de alıştığımız çay saatlerindekilerle aynı lezzette olan bu tatlılar itiraf etmeliyim ki beni çok şaşırttı. Bir tatlı sever olarak taze ve mevsimine uygun malzemelerle hazırlanan bu lezzetleri denemenizi tavsiye ederim, vegan çay saati gerçekten de alışılmışın dışında bir deneyim.

Parisi Tour

Paris zaten aşkın, romantizmin şehri ama onu daha da romantik kılmak için işte harika bir öneri: Parisi Tour. Klasik eski araçlarla en güzel manzaralı noktaları kim gezmek istemez ki.  Citroen 2CV’lerle ve size sohbeti ile harika vakit geçirtip rehberlik de edecek olan bir şoförle Paris’i tam iki saat boyunca dolaşabilirsiniz.

En keyiflisi de her gideceğiniz mekana uygun harika şarkılar eşliğinde bu turu yapacaksınız. Bol bol fotoğraf çekmeye ve sizin de fotoğrafınızın çekilmesine hazırlıklı olun.

A’dan Z’ye Paris

Michelin yıldızlı restoran ZE Kitchen Galerie

 Paris’te sadece gözümüz değil midemiz de şenlensin diyorsanız size gerçekten gastronomik bir ziyafet yaşatacak bir restoran ZE Kitchen Galerie. Ünlü şef William Ledeuil’in Uzakdoğu ve Fransız mutfağını harmanlayarak oluşturduğu bu lezzet şöleni tercihinize göre 6 veya 8 çeşitli tadım menülerinden oluşuyor. Ben inanılmaz beğendim ve özellikle kimchili (Kore turşusu) makarna ve şefin spesiyali olan wasabili dondurma bana göre fazladan bir yıldız daha hak ediyor.

Conciergerie

Zamanında bir saray olarak inşa edilen ama daha sonra uzun yıllar hapishane olarak kullanılan Conciergerie şimdi Paris’in adalet sarayı olarak hizmet veriyor ve tabii aynı zamanda da bir müze. Özellikle Fransız devrimi esnasında birçok kişinin tutuklu kaldığı bu sarayın en önemli mahkumu da kraliçe Marie Antoinette oldu.

Conciergerie’yi diğer müzelerden ayıran en önemli özellik ise eski ve yeninin buluşması. Müze girişinde kiralayabileceğiniz tabletlerle tüm binanın eski halini tablet üzerinden görebiliyorsunuz. Mekanın belli noktalarına tuttuğunuz tablet size hem rehberlik ediyor, hem de detaylı bilgiler aktarıyor ve bunu keyifli bir hazine avı oyunu eşliğinde yapıyor. İlginç olduğu kadar öğretici de olan Conciergerie farklı bir müze deneyimi yaşamak isteyenlere tavsiye edilir. Adalet sarayına gitmişken hemen yanındaki gotik başyapıtlardan biri sayılan Saint Chapelle kilisesini de ziyaret etmeyi ihmal etmeyin.

Restaurant Bernard du 15

Tesadüfen keşfettiğimiz ama bayıldığımız için bir ay içinde ikinci kez ziyaret ettiğimiz bir restaurant burası. İnanılmaz lezzetli, fiyatları da Paris’e göre de uygun bir skalada. Restaurant Bernard du 15’in en önemli özelliği karabiberleri. Bu kadar farklı çeşitte karabiber olduğunu ben hiç bilmiyordum, hem lezzetleri birbirlerinden çok farklı hem de kokuları.

Her yediğiniz yemeğe göre size farklı bir karabiber çeşidi getiriliyor ve tatlılar da bile bu gelenek değişmiyor. Karabiberli dondurmaları ve üzerine karabiber dökülerek servis edilen pişirilmiş armut tatlısının tadını tarif etmem mümkün değil denemesi lazım. Eğer farklı lezzet deneyimlerine açıksanız ve yemekten keyif alıyorsanız bu mekanı mutlaka listenize ekleyin.

36 saatte Seattle