Paylaş
Kahvaltı için iki öneri
Pasticceria Prada Marchesi
1824'de açılan ve Milano'nun en meşhur pastanesi olan Marchesi'ye uğramadan olmaz. Milanolular daha çok ilk ve klasik olan şubesini tercih etse de ben Galleria Vittorio Emmanuelle'deki şubesinin sıkı bir hayranı oldum. Burası peri masalı gibi… Erken saatte giderseniz muhteşem Galleria manzaralı masalardan birinde keyifli bir kahvaltı yapabilirsiniz. Omletten mozarellalı sandviçlere kadar birçok tuzlu seçenek mevcut. Trüflü krem peynirli bir sandviç yedim ve muhteşemdi. Marchesi aslında kahve ve tatlı için de en güzel alternatiflerden biri yani joker bir mekân… O nedenle mutlaka aklınızda bulunsun.
California Bakery
Aslında kaldığım Airbnb'ye yakın olduğu için tesadüfen keşfettiğim ama içeriye adım attığım anda bayıldığım bir mekân. Adı üstünde burası Amerikan usulü ürünler bulabileceğiniz çok sevimli bir kafe. Egg benedictten avokadolu sandviçlere kadar çok geniş bir lezzet yelpazesine sahip. Havuçlu keke bayıldım ama red velvet keklerde de aklım kaldı.
Kahve Zamanı
Maio Restaurant
Aslında Maio bir alışveriş merkezinin içinde ve oraya ulaşmak çok tehlikeli. Önce birbirinden lüks markalar arasında renklere ve son trendlere takılıp kalmadan ilerlemeniz gerekiyor. Sonra karşınıza çörekler, çikolatalar, ev yapımı makarnalar ve daha birçok lezzeti içinde barındıran bir yemek katı çıkıyor. Hedefinizden şaşmamanız için doğruca terasa doğru koşun. Dışarıya adım attığınız an Duomo sizi hemen selamlayacak. Burada katedralin mimarisini yakından inceleyip ısıtıcıların altında keyifle kahvenizi yudumlayabilirsiniz. Bu arada sıcak çikolatası da çok güzel.
Miss Sixty
Tam bir Instagram mekânı... Instagram için en mükemmel fotoğrafları yakalamak istiyorsanız bu mekân tam size göre. Tropikal duvar kağıtları, fotoğraf için biçilmiş kaftan olan pembe tiramisu ve pembe latteleriyle şeker dükkânını andırıyor. Bana şeker oranı biraz fazla geldi ama amaç fotoğraf çekmekse doğru yer tam burası.
Öğle Yemeği
Restaurant Nabucco
Milano'nun en keyifli bölgelerinden biri olan Brera'da bulunan bu restoran hem konumu hem de lezzetleriyle beğenimi kazandı. Nabucco'nun deniz mahsüllü risottosu çok meşhur ve benim gözüme kestirdiğim içi kırmızı pancar, peynir ve fıstık dolgulu makarnam çok başarılı çıktı. Et severleri de çok memnun edecek seçenekler mevcut.
Rossini Ristorante Pizzeria
Milano'ya kadar gelmişken lezzetli bir pizza yemeden de olmaz tabii ki. İster öğle ister öğle akşam yemeği için tercih edebileceğiniz bu mekân, lezzetli pizzalarıyla mutlu edecek.
Lezzet keşifleri
Il Massimo del Gelatot
Gidemediğim ama en çok aklımın kaldığı mekân. Yorumlar Milano'daki en iyi gelato diyor. Özellikle çikolatalı dondurma konusunda uzmanmış. Sadece çikolatalı dondurmasının bile 10 çeşidi olması bunu doğruluyor.
Panzerotti Luini
Pişi mi desem puf böreği mi bilemedim ama İtalyanlar ona panzerotti diyorlar. Tadını çok sevdim ve bizden bir lezzet gibi hissettim. İster tatlısı ister tuzlusu bir sürü farklı malzemeli çeşidi var. Panzerottiyi en güzel yapan mekanda Luini. Kapısındaki uzun kuyruk gözünüzü korkutmasın, servis çok hızlı göz açıp kapayıncaya kadar sıra size geliyor.
Aperitivo
Saat 18.00-22.00 arası İtalyanlar için aperitivo vaktidir. Aperitivo demek keyif demek. Ismarladığınız içkiye mutlu edecek lezzetler eşlik ediyor, bunlar bazı mekânlarda açık büfe olarak hazırlanıyor bazılarındaysa atıştırmalık tabaklar halinde geliyor. Sonra da İtalyan lezzetlerin tadını çıkartarak keyifle içkinizi yudumluyorsunuz.
Mac Cafe
Navigli kanalının hemen yanıbaşında bulunan birbirinden renkli mekânlardan biri olan Mac Cafe İtalyan bir arkadaşımın tavsiyesiydi. Oraya gidince fark ettim ki, sadece İtalyanlar değil Milano'da yaşayan yabancılar da burayı çok sevmiş. Özellikle üniversite öğrencilerini çokça gördüğüm mekân yabancılara çok alışkın ve garsonlar mükemmel derecede İngilizce konuşuyor. Menü biraz karışık geldi ama nasıl bir şey istediğinizi söylediğinizde size muhteşem kokteyller geliyor ve yanındaki lezzetler de ikramları…
Bar Magenta
1907 yılında kurulmuş olan Bar Magenta, yaşayan bir müze gibi. Ne savaşlar, ne ekonomik krizler görmüş ama hep ayakta kalmayı başarmış. Milanolular için tarihi önemi olan bu mekânı hemen ziyaret ettim. Yemek yiyebileceğiniz gibi sadece bir şeyler içmek için de uğrayabilirsiniz. Ortamın havasını solumak ve tarihe tanıklık etmiş bu mekânda bulunmak bile insanı mutlu ediyor. Çalışanlar işi çözmüş, hem çok sempatikler hem de hızlı.
Akşam Yemeği
Ovino Osteria
Milano seyahatimin yıldızlı aferinini bu mekâna verdim. Yerel bir mekân olan Ovino Osteria lezzetleriyle mest etti, servisiyle de ailelerinden biri gibi hissettirdi… Daha menüye bakarken bir tabakta getirdikleri taze trüf mantarlarını gösterip böyle bir makarna ister misin diye sordular. Sanırım hayatımda yediğim en iyi trüflü makarnaydı. Merak edip ne olduğunu sorduğum özel ve farklı pişirilmiş bir eti hemen ikram ettiler. Sonra kocaman bir pakete sarılı bir çikolata görüp ne olduğunu sorunca masadaki herkese çikolata dolu kaşıklar getirdiler. Tatlının adını bilmiyorum ama tadı harika…
Hosteria Del La Musica
Milano'da gittiğim birçok mekâna göre daha turistik olan bu restoranda kendinizi tam anlamıyla şımartabilirsiniz. Garsonlar çok tecrübeli ve arı gibi çalışkan ve hemen yiyecekler servis ediliyor. Lezzetli atıştırmalıklar ve makarnaları var. Ortam keyifli ve özellikle kalabalık gruplar için biçilmiş kaftan.
Bar
Nottingham Forest Milano
Birkaç yıldır üst üste dünyanın en iyi 50 barından biri olma unvanını kazanan bu meşhur yer Milano'da. Nottingham Forest hem mekânın dekoru hem de kokteyllerin ilginç sunumu nedeniyle adından sıkça söz ettiriyor. Kurukafalar, küvette yüzen ördekler bu ilginç sunumlu kokteyllerden sadece birkaçı.
Il Gattopardo Cafè
Milano'da beni en çok etkileyen mekânlardan biri de bir kilisenin içinde bulunan gece kulübü. Tarihi doku yitirilmeden modernleştirip büyüleyici bir mekân haline gelmiş. Hem dışı hem de içi inanılmaz güzel… Buraya hafta sonu gelmek istiyorsanız mutlaka rezervasyon yaptırmanız gerekiyor.
Paylaş