Paylaş
Aslında Denizli bugünkü şehrin bulunduğu yerden 6 km. daha kuzeye kurulmuş ama sonra su daha bol olduğu için bugünkü yerine taşınmış. Şehirde hüküm süren uygarlıkların bıraktığı zengin bir miras var. Hitit, Frig, Ion, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı izleri farklı biçimlerde çıkıyor karşınıza. 30’a yakın antik kente, 20’yi aşkın höyüğe sahip olduğunu da eklersem, Denizli’nin tarihi dokusu biraz daha netleşir zihninizde.
Eşsiz güzellik Pamukkale
Çal Dağı’ndan çıkan termal sularda çözülmüş halde bulunan kalsiyum bikarbonat, tepelerden aşağıya doğru süzülüyor. Süzülürken içindeki karbondioksit havaya karışarak teraslarda sert tebeşir biçimindeki travertenleri oluşturuyor. Ve huzurlarınızda Pamukkale!
Denizli merkeze 20 km. uzaklıktaki Pamukkale’nin dünyada eşi yok. Ayakkabılarınızı elinize alıp, binlerce yılda meydana gelen bu traverten teraslarda yürüyebilir; güneşin batışını hiçbir yerle kıyaslanamayacak keyifle izleyebilirsiniz.
Bir de Roma döneminden bu yana kullanılan ‘kutsal havuzda’ yüzebilirsiniz. Kutsal havuz bugün Pamukkale Motel’in içinde yer alıyor. Mermer parçaların ve kolonların olduğu 35 derecelik sıcaklığa sahip bu havuzdan yararlanmak için giriş parasını ödemeniz ve mayonuzun yanınızda olması yeterli. Pamukkale’deki termal su tam bir şifa kaynağı olarak görülüyor. Kalp, damar sertliği, tansiyon, romatizma, deri hastalıkları ile sinir ve damar hastalıklarına iyi geldiği söyleniyor. Yılın her döneminde de kullanılabilir. Genellikle yaz aylarında turistlerin rotasına girse de esas kışın ilginç bir deneyim. Soğuk havada sıcacık suda yüzmenin keyfi bambaşka!
Pamukkale’ye gittiğinizde geçtiğimiz yıllarda tamamen gün ışığına çıkarılan ve İmparator Domitian’a adanan Sütunlu Cadde’ye özellikle dikkat edin. Onu geçtikten sonra karşınıza bugün müze olarak kullanılan çok büyük boyutlardaki Roma Hamamları çıkacak. Müze küçük ama içindeki eserler ilginç. Heykeller, kabartmalar, antik paralar göreceklerinizden bazıları...
Hierapolis
Hierapolis antik kentinin kuruluşuyla ilgili bilgiler hala tam değil. Bergama Kralı 2. Eumenes tarafından MÖ. 2. yüzyıl başlarında kurulduğu kabul ediliyor. İsmini de Amazonlar kraliçesi Hieradan aldığı düşünülüyor. Aslında bir ‘Helen’ kenti olarak günümüze ulaşabilirmiş. Ama M.S. 60’ta yaşanan büyük depremde neredeyse tamamı yıkılmış, sonrasında da sık sık depremlerden nasibini aldığı için ilk halinden pek eser kalmamış. Günümüze ulaşan, depremlerden sonra yenilenen Hierapolis…
Roma kentlerinin tipik özelliklerini taşıyan kent, Hristiyanlık için kutsal kabul edilen yerler arasında. İki nedeni var: Hierapolis, Hristiyanlığın ilk kabul edildiği yerlerden biri olmuş; İncil’de de bahsediliyor. Ayrıca 12 Havari’den biri olan Aziz Philip’in bu şehirde yaşayıp, yedi oğluyla beraber öldürüldüğüne inanılıyor. Philip için yapılan mezarın kalıntıları da ziyaretçilerin görecekleri arasında.
M.Ö. 3000’den günümüze Laodikya
Denizli’ye 6 kilometre uzaklıktaki Laodikya, geçmişte ticaret yollarının kavşağında yer alıyormuş. Özellikle yün ticareti ile çok zengin olmuşlar. Gittiğinizde karşınıza çıkacak manzarayı şöyle özetleyeyim; bir tarafta 2571 metre yükseklikteki ‘Honaz Dağı’, diğer tarafta bembeyaz Pamukkale duruyor, tam ortada ise iki nehir tarafından kuşatılmış Laodikya var. Antik kentin tarihi M.Ö. 3000’e kadar uzanıyor. Yapılan kazılarda ‘Geç Kalkolitik Eski Tunç Çağı’na ait mimari, seramik ve çakmaktaşı buluntularına ulaşılmış.
Terapi noktası Karahayıt
Denizli şifalı sularıyla meşhur bir kent… Karahayıt ise tam manasıyla bir sağlık ve terapi noktası. Mısır Kraliçesi Kleopatra’nın da burada yıkandığı ve çamur banyosu yaptığı anlatılır. Tam 5 bin yıldır sudan gelen sağlık için insanların akın ettiği bir nokta. Suyun kaynağından çıkış hali tam 58 derece. Gittiğinizde termal temalı otellerde konaklayabilirsiniz; birçok seçenek var. Üstelik Pamukkale’ye de çok yakın; sadece 5 kilometre.
Tarihi ‘Kaleiçi’
Şehir içinden bahsederken önce Kaleiçi’ni anlatmam gerek size. Denizli’nin merkezindeki en hareketli ve turistik nokta buradaki tarihi çarşı! Yerleşimin 11. yüzyıla dek uzandığı Kaleiçi, özellikle Selçuklu ve Osmanlı döneminde gözde günlerini yaşamış; birçok Anadolu beyliği tarafından da kullanılmış. Çarşıda ise geleneksel el sanatları atölyeleri ve satış mağazaları var. Takılar, dekoratif ürünler, demir ve bakır eşyalar görecekleriniz arasında. Denizli halkının sosyal yaşamına dahil olmak için gideceğiniz bir başka adres ise ‘Çamlık’ olsun. Restoranlar, kafeler ve nerdeyse haftanın 7 günü eksik olmayan kalabalığıyla şehrin en hareketli noktaları arasında.
Paylaş