Kıbrıs’ta güneşin izinde

Geçen hafta Kuzey Kıbrıs’a kaçtım. Sonbaharda yaz keyfi yaşamak, yeni açılan Kaya Palazzo Hotel’i görmek ve sevdiğim bir dostumla hasret gidermek ana sebeplerimdi. Sicilya ve Sardunya’dan sonra Akdeniz’de üçüncü büyük ada olan Kıbrıs ruhuma çok iyi geldi. Size adanın sırlarını yazmak için arkadaşım Şehnaz’ın rehberliğinde sokaklarda kaybolurken yeni keşiflerde bulundum.

Haberin Devamı

Boğaziçi Üniversitesi’nin turizm bölümünden mezun olalı 31 yıl olmuş. Şehnaz Çehreli sınıfımızın en güzel ve en çalışkan öğrencilerindendi. Çok da başarılı bir turizmci oldu. Ardından yüreğinin sesini dinleyip sevdiği adamın adasına yerleşti. Ne de olsa Kıbrıs, Aşk Tanrıçası Venüs’ün doğduğu yer! Şehnaz şimdi Kıbrıs’a gelen turizm yatırımcılarına danışmanlık yapıyor, dostları içinse adada harika bir ev sahibi. Kaya Palazzo Girne, Kıbrıs’ın en yeni gözdesi. Çıtayı çok yüksek tutmuşlar. Versailles Sarayı’ndan etkilenmiş müthiş mimari ve iç dekorasyondaki rafine zevk beni etkiledi. Süitlerdeki ihtişam ve servis kalitesi aslında turizmde ne kadar ileride olduğumuzun bir göstergesi. Otelde açılan Develi Restoran şimdiden Kıbrıslıların favori yeri. Beyrut’un meşhur Sky Bar’ı ise tesisin alameti farikası olarak adanın gece hayatına damgasını basmış. Sadece otelde keyif yapmadım, Kıbrıs’ın zengin tarihi ve kültüründe soluklanıp size güzel bir rota çizdim.

Kıbrıs’ta güneşin izinde


1- Surların içindeki Lefkoşa’yı keşfedin. Kumarhaneler cenneti olarak bilinse de birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde çok daha fazlası var. Adanın tam ortasında bulunan Lefkoşa, ticari ve politik başkent olarak geçiyor. Lefkoşa’da Lüzinyan, Venedik, Osmanlı ve İngiliz izlerini görmek mümkün. Bana göre adadaki en çarpıcı eserlerden biri Ayasofya Katedrali. Camiye çevrilince Kıbrıs fatihi II. Selim’e ithafen Selimiye adını almış. Luzinyan krallarının taç giyme törenlerinin yapıldığı gotik bina 1326 yılında bitirilmiş. Kent surlarının Venedik kumandanlarının adlarını taşıyan 11 burcu var. Venedik surları içinde dolaşın. II. Mahmut’un tuğrasının bulunduğu Girne Kapısı’na göz atmayı unutmayın. Şehnaz’ın tavsiyesi adadaki ilk ve en önemli Osmanlı eseri olan 68 odalı Büyük Han’da kahvenizi yudumlamak.

Kıbrıs’ta güneşin izinde


2- Beşparmak Dağları ve sahil arasına sıkışmış olan Girne, Kuzey Kıbrıs’ın en şirin kenti. 2000 yıllık tarihe sahip olan şehir 70 kilometre mesafedeki Türkiye kıyılarına bakıyor. Girne Kalesi’ne sırtını veren at nalı şeklindeki limanı, kafe, restoran ve otele dönüştürülen eski yapılarıyla, hoş bir Akdeniz atmosferine sahip. Şehnaz’ın ısrarıyla limanın en güzel görüntüsü için kaleye çıktım. Kaledeki 2300 yıllık batık gemi Akdeniz’in en eski ikinci batık ticaret gemisi olarak geçiyor.

3- Girne’ye beş kilometre mesafede bir dağ köyü olan Bellapais (Beylerbeyi) hem adanın en turistik noktalarından biri hem de İngiliz yazar Lawrence Durrell’in yaşamak için seçmiş olduğu yer. Şehnaz, Kıbrıs’ın varlıklı kesiminin yaşamak için burayı seçtiğini söylüyor. Adı Fransızcadaki Barış Manastırı’ndan gelen Bellapais adanın en görkemli yapılarından biri. Günümüze kalan bölümü Fransa Kralı 3. Hugh tarafından inşa edilmiş. Manastır Doğu Akdeniz’deki gotik sanatın en güzel örneğini sergiliyor. Altında göz alabildiğine Akdeniz uzanıyor.

4- Girne’den yaklaşık 12 kilometre ilerdeki Roma döneminden kalma Lapethos Krallığı’nın merkezi olan kenti değişik medeniyetlere ve mimari tarzlara ev sahipliği yapmış. Bizans ve ortaçağ şövalyeleri zamanında bir piskoposluk merkezi olduğundan Lapta’da 14 kilise ve iki manastır var. Aziz Anastasia Kilisesi ve Manastırı şehrin en yüksek noktalarından birinde yer alıyor ve duvarlarında ilginç dini tasvirler var.

5- Gökyüzüne çıkan 480 merdiveni ve masalsı havasıyla, Girne’ye 10 kilometre mesafedeki St. Hilarion Kalesi dediklerine göre Walt Disney’in ‘Uyuyan Güzel’ masalındaki kaleye ilham kaynağı olmuş. Buffavento ve Kantara kaleleri gibi adayı Araplardan korumak için yapılan üç kaleden biri olan St. Hilarion adını bir azizden alıyor. 732 metre yüksekliğindeki Kraliçenin Penceresi’nden görünen manzara Şehnaz’ın tanımıyla muhteşem. Zirvesinde Prens John Kulesi’nin bulunduğu kaledeki canlandırmalarda şövalyeler döneminde yaşamın nasıl olduğunu görüyorsunuz.

Kıbrıs’ta güneşin izinde


6- Girne’den günübirlik geziler yapmak da mümkün. Bunların en popüleri Güzelyurt güzergâhında. Girne’den sekiz kilometre ilerde, 1974’te çıkarma yapıldığı kıyılarda Yavuz Özgürlük Anıtı ve adanın en ünlü halk plajlarından biri olan Escape var. Yol boyunca restoranlar ve kumarhaneli oteller sıralanmış. Girne’ye 50 kilometre mesafedeki Güzelyurt, Kuzey Kıbrıs’ın narenciye deposu. Şehnaz ile portakal ve mandalina dolu büfelerde durup taze sıkılmış meyve suyu da içtik.

7- Girne yakınlarındaki Karmi (Türkçeleştirme çerçevesinde Karaman demişler) benim adada en etkilendiğim yerlerden biri. Köy meydanında küçük bir kilise var. Ara sokaklardaki evlerde ince zevklerin yansımalarını görüyorsunuz. Etrafa huzur hâkim. Sanki zaman bu köyü es geçmiş gibi. Manzaralar çok güzel. Şehnaz ile bir kafede soluklandık. Bugün köyde Finlandiyalısından tutun İsveçlisine kadar farklı ülkelerden insanlar var.

8- Gazimağusa’da Salamis Harabeleri, Lala Mustafa Paşa Camii, Othello Kulesi, St. Barnabas Manastırı, Salamis Antik Kenti, Namık Kemal Zindanı, Kertikli Hamamı, Kral Mezarları, Venedik Sarayı ve şehir surları kesinlikle görülmeli. 18 metre yüksekliğinde ve üç kilometre uzunluğundaki surların içi mücevher eserlerle dolu. 1312 yılında inşaatı tamamlanan St. Nicholas Katedrali Akdeniz’in en çarpıcı gotik binalarından. Fransa’daki Reims Katedrali’nden esinlenen bu yapıda Lüzinyan kralları Kudüs krallık tacını giymişler. 1571’de cami yapılınca Lala Mustafa Paşa Camii adını almış.

Kıbrıs’ta güneşin izinde


9- Bana göre adanın en güzel plajları Bafra bölgesinde yer alıyor. Sahil ve denizi Maldivler’i aratmıyor. Bu bölgede Apostolos Andreas Manastırı, Kanakaria Kilisesi, Ayia Trias Bazilikası, Kantara Kalesi, Philon Kilisesi, İskele İkon Müzesi ve Kral Mezarları görülecek yerler arasında bulunuyor.

10- Kıbrıs doğal güzellikler açısından çok zengin. Caretta caretta ve chelonia mydas kaplumbağalarının Kuzey Kıbrıs sahillerinde yumurtladıkları birçok yer var. Kaplumbağalar haziranda gelip kumsallara yumurtalarını bırakıyorlar. Ağustos sonu ile eylül ortasına kadar yavrular yumurtalardan çıkıp denize ve hayata atılıyor. Bunu Alagadi Plajı’nda gözlemlemek mümkün. Kıbrıs’ta gezip keşfedebileceğiniz pek çok mağara da mevcut. Ulaşmak için dağa tırmanmanız gereken Güvercinlik Mağarası, içinden sıcak hava geçen Sıcak Mağara, Gazimağusa bölgesindeki İncirli Mağarası, insan yapımı Gastro Mağarası, Kaleburnu Köyü’ndeki İnfaz Mağarası bunların başında geliyor.

Şehnaz’ın tavsiyeleri
Kuzey Kıbrıs’ın Doğu ve Batı lezzetlerini sentezleyen mutfağı tarih boyunca değişik kültürlerden etkilenmiş. Mezelerin başında humus, pastırma, yoğurt, fava, taze badem içi geliyor. Macun, fırın katmeri, samsı, kadayıf, paluze ve simit helvası ise denenmesi gereken tatlılar arasında yer alıyor. Şehnaz yemek için Bellapais Gardens, The House, Archway, China Blue/Cratos, Hürdeniz Balık, Develi Kaya Palazzo Girne ve Old Şamdan/Lefkoşa’yı tavsiye ediyor. En gözde otelleri ise Merit Royal, Kaya Palazzo Girne, Palm Beach, Cratos, Merit Crystal Cove ve Colony. Size ayrıca “1974’ten beri kapalı olan Maraş’ın sınırındaki Arkın Palm Beach Hotel’in plajının sonuna kadar yürüyün ve bu hayalet şehre bir bakın” diyor.

Yazarın Tüm Yazıları