Bir bağ bozumunun ardından Harput...

Türkiye’nin dört bir yanı tarihin, doğanın, gastronominin birleşiminden oluşan muhteşem üçlünün ev sahibi! Ve gezdikçe, gördükçe nasıl lütuf gibi bir ülkede yaşadığınızı yeniden anlıyorsunuz. Yıllar önce gitmiş ve bir tarih kenti Harput’tan çok etkilenmiştim. Sonbaharda bu kez bağbozumu vakti gittim Harput’a. Harput’u tekrar gezmek, hatırlamak iyi geldi. Ve yolunuz düşerse diye değil yolunuzu düşürün diye size de yazmak istedim.

Haberin Devamı

Çivi Yazısıyla Karpata

Harput demek ‘Taş Kale’ demek. Kaya blokları üzerine korunaklı biçimde inşa edilen yerleşimin tarihi M.Ö. 2000’lere dek uzanıyor. M.Ö. 19. yüzyıldan günümüze ulaşan Asurlara ait çivi yazısı tabletlerde ise Harput’tan ‘Karpata’ olarak söz ediliyor. Bölgeye ilk Hurriler ve Hititler gelmiş. M.Ö. 900’lü yıllardan itibarense uzun süren bir Urartu hâkimiyeti başlamış. İran ve Roma medeniyetleri de Harput’tan geçmiş. Sonrasında da Türk beylikleri ve nihayetinde Osmanlı... Tüm bu tarihi zenginliği Harput’un atmosferinde hissetmemek mümkün değil. Zaten ilçe bir açık hava müzesi görünümünde…

Bir bağ bozumunun ardından Harput...

Haberin Devamı

Süt Kalesi’nden Kuşbakışı

Harput’u keşfetmeye meşhur kalesi ile başlayın. Diğer adı da ‘Süt Kalesi’; çünkü yapımında su yerine süt kullanıldığı yönünde bir halk inanışı var. M.Ö. 8. yüzyıla dek uzanıyor kalenin tarihi. Farklı uygarlıklar savunma amaçlı kullanmış; 1193’te ise Kudüs Kralı Baudouin burada bir ay hapis yatmış. Harput Kalesi’nin zirvesinden, Kale Hamamı’nın kalıntılarını ya da Keban Barajı’nın oluşturduğu gölün manzarasını izleyebilirsiniz.

Anadolu’nun İlklerinden Ulu Cami

1157 yılından günümüze ulaşan yapı, Anadolu’daki en eski camilerden biri olma özelliğine sahip. Eğik minaresiyle ünlü… Yapımı Artuklular’a ait ama Selçuklu – İran karışımı bir mimari var ortada ve bu özelliğiyle diğer Artuklu yapılarından ayrılan şaşırtıcı bir üsluba sahip. Abanoz ağacından yapılmış minberi ait olduğu yerde değil, onu Kurşunlu Camii’nde görebilirsiniz. Bir de gittiğinizde dikkat edin mihrabın önünde bulunan kare alan bir kubbeyle örtülmüş. Bu o döneme dek uygulanan bir tarz değil, o yüzden Anadolu’da yapılan kendisi kadar eski diğer camilerden ayrılıyor.

Bir bağ bozumunun ardından Harput...

 Doğunun En Güzel İzleri Bir Arada

Haberin Devamı

Ulu Cami’nin hemen yanında yer alan; mimarisinin yeni ama üstlendiği işlevin önemli olduğu bir yapı var: Şefik Gül Kültür Evi. Mimarisinde taş ve ahşap kullanılmış, yaklaşık 200 yıllık geleneksel bir ev. Bahçesi harika. Gülsan Şirketler Grubu’nun almasıyla başarılı bir restorasyondan geçirilerek 2005 yılında müze olarak Harput’a kazandırılmış. Mardin’in muhteşem oymacılık sanatı ile yapılan banklar ile Kemaliye atölyelerinde elde dövülerek yapılmış enfes metal kapı tokmakları evde görecekleriniz arasında… Haftanın 4 günü ücretsiz ziyaret edebilirsiniz ama gideceğiniz döneme göre gün ve saat bilgini kontrol edin.

Bir bağ bozumunun ardından Harput...

Meryem Ana Kilisesi

Harput Kalesinin doğusunda, kaleye bitişikmiş gibi duran kilisede bir süredir restorasyon çalışmaları sürüyor. Kızıl Kilise, Süryani Kilisesi ya da Yakubi Kilisesi gibi farklı adlarla anılıyor. M.S. 179’da inşa edilmiş ve sadece ülkemizin değil dünyanın en eski kiliselerinden biri. Ne yazık ki bölgenin kaderi olan saldırılardan nasibini alıp zaman içinde çok hasar görmüş. 1134 yılında Sultan Arslan tarafından onarımı yaptırılmış. İçinde Harput kralının kızına ait olduğu söylenen bir de mezar var. Anadolu’daki üçüncü büyük Süryani kilisesi olma özelliğine sahip. İsa’nın doğumunun 2000. yılı için düzenlenen özel bir ayine de ev sahipliği yapmıştı. Ziyaret etmek için özel izin almak gerekiyor.

Haberin Devamı

Bir bağ bozumunun ardından Harput...

 Cimşit Bey Hamamı

Yavuz Sultan Süleyman döneminde Palu’yu savaşmadan teslim eden Cimşit Bey adına 16. yüzyılda yapılmış. Kırma taşlardan inşa edilen dört bölümden oluşuyor. Ortasında fıskiyeli harika bir havuzun bulunduğu soğukluktan kemerli bir kapı ile ılıklığa geçiliyor. Üçüncü bölümü olan sıcaklık, tüm klasik Türk hamamlarında var olan halvet, eyvan ve ortada bir göbek taşından oluşuyor. Son bölüm ise külhan yani ısıtma yeri. Bugün hamam restoran olarak kullanılıyor. Tarihi bir atmosferde yöresel lezzetleri tatmak için mutlaka uğrayın.

Bir bağ bozumunun ardından Harput...

Kurşunlu Camii

Harput’taki en güzel Osmanlı yapılarından biri… 1739’dan beri kullanılan caminin kubbeleri kurşunla kaplanmış; adı da buradan geliyor. Ahşap işçiliğinin nadide örneklerinden biri olan abanoz minberi Ulu Cami’den getirilmiş. Kesme taştan yapılan minaresinin hem çok kalın hem de caminin boyutlarına oranla oldukça yüksek olduğu dikkatinizi çekecek. Merkezdeki Sara Hatun Camii de görülmeye değer. 1463 yılında Akkoyunlu Beyi Uzun Hasan’ın annesi Sara Hatun için yapılmış.

Haberin Devamı

Bir bağ bozumunun ardından Harput...

Türbeler ve Efsaneler

Harput’ta birçok türbe ve adandığı kişilere dair anlatılan çok sayıda hikâye var. Eğer ilginizi çekiyorsa; Mansur Baba, Tespihli Baba, Nadir Baba, Fatih Ahmet Baba ziyaret edebileceklerinizden birkaçı. Türbelerin bölgede inanç turizmine dair bir hareketlilik sağladığı kesin. Sadece bu türbeleri ziyaret etmek için her yıl binlerce insan geliyor. Hatta Nadir Baba’yı sadece Müslümanlar değil farklı din ve inanıştan insanlar da ziyaret ediyormuş. İçlerinde en şaşırtıcı olanı ise Arap Baba Türbesi! Sık rastlayamayacağınız bir özelliği var ki bozulmayı önleyecek biçimde yapılan camekânın içinden Arap Baba’yı görebilirsiniz.

Bir bağ bozumunun ardından Harput...

Cesedi kurumuş ama bozulmamış. Türbe 1279’da Selçuklu Sultanı Kılıç Arslan’ın oğlu Keyhüsrev zamanında yapılmış. Mihrabında kullanılan Selçuklu çinileri ise ne yazık ki çalınmış. Türbeye mescitten açılan bir kapı ile ulaşılıyor, zemin katta. 1200’lü yıllarda yaşadığı düşünülen Arap Baba, Harput halkının çok kıymet verdiği bir isim. Hakkında anlatılan birçok efsane duyacaksınız.

Haberin Devamı

Buzluk Mağarası

Yazın sıcağında bile içi buz dolu bir mağara burası. Jeolojik yapısı nedeniyle hava akımı diğer yerlere göre farklı. Yazın soğuk havanın salındığı, buzdan sarkıt ve dikitlerin oluştuğu mağarada kışın nispeten daha sıcak bir hava var. Özellikleri itibariyle sadece Türkiye’de değil dünyada da sayılı örneği var. Yöre halkı geçmişte burayı soğuk hava deposu gibi kullanırmış, hatta bazı aileler geçimlerini buz satarak kazanırlarmış. Mağaranın derinliği yaklaşık 150 metre. İçine yapılan merdiven ve aydınlatma düzenekleri sayesinde sıcaklığın bulunduğunuz derinlik ile ters orantılı olduğu mağarada gezebilme imkânına sahipsiniz. Mağaranın yaşını düşününce Urartular ile aynı keyfi paylaştığınızı düşünmek ise ayrıca heyecan veriyor.

Bir bağ bozumunun ardından Harput...

Mutfağının güzelliği çeşitliliğinde

Türkiye’yi gezdikçe neden mutfağımızın dünyanın en önemli 3 mutfağından biri olduğunu daha iyi anlıyorsunuz. Elazığ ve Harput da Türk mutfak kültürüne önemli katkı sağlayan yerler.

Bir bağ bozumunun ardından Harput...

Gittiğinizde ‘Dövme Çorbasını’ mutlaka tadın, yanına ‘Sırın’ ya da tandır ekmeği yiyin. Yöreye özgü bir köfte olan ‘Pimpirimi’, bir tepsi yemeği olan ‘Gömmeyi’, bir tür börek olan ‘Patilayı’ tadın ve geleneksel helvalarıyla tanışın.

 

Yazarın Tüm Yazıları