Masmavi bir esinti: Söğüt

Yazın en güzel günleri. İçim kıpır kıpır… Bu ruh halim ile her şeyi geride bırakıp sessizliğin, huzurun ve mutluluğun beni çağırdığı yollara çıkma zamanı. Her defasında daha küçük, daha bakir yerleri tercih ediyordum. Onların büyülü atmosferiydi belki de vazgeçilmez ve çekici kılan. Yalnız benim ruh halimle o kadar örtüşüyorlardı ki sonucun harika olacağından hiçbir şüphem yoktu.

Haberin Devamı

Bu fikirlerle yine yola koyuldum. Ege ile Akdeniz’in arasında kalan bir köydü bu sefer varmak istediğim. Doğallığı gerçekten hiç ama hiç bozulmamış. Marmaris’ten 2 saat uzaklıkta olan bir cennet. Zaten Marmaris’ten ayrılırken de eşsiz yollardan geçiyor, bundan daha nasıl güzel bir cennet olabilir varacağım nokta diye düşünüyor ve heyecanlanıyordum. Yollar alabildiğine yemyeşil. Virajlı yollar yeşilin her tonunda ağaçlarla kaplanmış, gökyüzü ara ara size maviliğini gösteriyor, ara ara masmavi deniz “Hoş geldin bu daha ne ki” diyor sonrasında ise irili ufaklı adalar sizlere şapka çıkarıyor. Doğanın uyumu, sessizliğin huzuru ve mutluluğumun pembeliği karışmış adeta… Zaman dursun istiyordum. Hem dursun ama hem de durmasın, çünkü bir an önce Sögütköy’e varmalıydım.

Masmavi bir esinti: Söğüt

Haberin Devamı

 Orhaniye, Turgutköy, Selimiye, Bozburun ve Söğütköy. Bozburun’a vardıktan sadece 8 km sonra olmak istediğim noktadayım. Yol boyunca kekik kokuları eşlik edecek sizlere. Değişik bir doğası var. Virajlı yollar, sizi köyün merkezinden kıyı şeridine doğru götürürken, manzaralar kameranızı isyan ettirecek cinsten. O kadar eşsiz, o kadar oraya özgü, bir o kadar nadide.  Köyün yukarıda kalan kısımları Cumhuriyet mahallesi olarak, aşağıda kıyıda kalan kısmı ise Kızılyer mahallesi olarak adlandırılır.

Masmavi bir esinti: Söğüt


Bu köyün tarihini kendi yerli halkından dinlemek en keyiflisi. Onlarla sohbet ederek, tarihin sayfalarını muhakkak aralamalısınız. Mesela, Thyssanos Antik Kenti, günümüze birkaç duvar kalıntısı ve temel izler olarak ayakta kalmayı başarmış. Bu kentin ne zaman kurulduğu ile alakalı olarak herhangi bir bilgi maalesef yok. Yörede henüz kazılar yapılmamış olmasından dolayı, kalıntı ve buluntuların toprak altında kalmış olabileceği en yüksek olasılık. Köyün etrafında Yunan medeniyetinden kalan antik kentler ve başka ören yerleri de var tabi ki.  En sevdiğim bu köyün kalabalık olmayışı ve ona has müdavimlerinin oluşu. Rahat rahat ve kalabalıklarda boğulmadan, karelerde sadece çekmek istediklerinizi alarak anınızın ve Söğüt’ün tadını çıkarabiliyor olmanız.

Masmavi bir esinti: Söğüt

Haberin Devamı

Burası bir Ege köyü. Hafızalarınızda yer edecek anılar biriktirmeniz için ideal bir destinasyon. Küçük olması açısından yapabileceklerinizin sınırlanacağını düşünmenizi asla istemem. Köy halkı o kadar misafirperver, o kadar candan ve sıcak davranır ki, iki gün içinde oralıymış gibi hisseder, onlar gibi yaşamaya en önemlisi onlar gibi rahat yaşamaya alışırsınız. Tam bir Ege’li gibi yani. Kristalimsi sularında yüzmek, rahatlamak ve kıyı boyunca yürüyüş yapmak eminim çok iyi gelecektir.

Masmavi bir esinti: Söğüt

Günün en sevdiğim zaman dilimi yaklaşırken, Söğüt’ün gün batımına doğru değiştirmeye başladığı çehresi şaşırtıcı güzel. Evet evet en güzel günbatımı diyorum, görebileceğinizin en farklısı. Renklerin en turuncusu, en sarısı, en pembesi, en kırmızısı, en moru hatta kartelada olmayan renklerin en karıştığı büyüleyici gün batımı. Bir şölen gibi.  İşte tam da burada, bu şirin Ege köyünde. Gün batımları her daim güzeldir, ama bu kadar güzelini solumak özel hissettiriyor, inanın özel hissettirecek… Hele karşıda Yunan adası Simi’nin bize eşlik etmesi, denizin dalgalarının ahenkli müziği, renkler, kokular, anlar. Yaşıyorum…

Masmavi bir esinti: Söğüt

Haberin Devamı

Günbatımı ile birlikte akşam hareketlenmeya başlamıştı. Yörenin mutfağı tam bir Ege mutfağı. Etrafta birçok doğal ürün olduğunu bilmek ve bunların mutfağa katkısını düşünmek acıktırmıştı bile beni. Badem, keçiboynuzu, defne, kekik, zeytin ve yöreye özgü bitkiler...Kıyı boyunca yer alan restoranlar. Masalar o kadar deniz ile iç içe ki neredeyse denizin içindeler. Ayaklarımın beni hep götürdüğü yerlerden birinde buluverdim kendimi yine.

Masmavi bir esinti: Söğüt


Esinti Söğüt Restoran’da vişneli pazı sarma, karidesli börek, sübye kokoreç, patlıcana sarılmış sütte karides ve çıtır kabak yemeden asla dönemezdimJ Esen ve Özgür Selçuk kardeşlerin işlettiği bu mekan,  1960’lı yıllarda anneanne ve dedeleri tarafından küçük bir köy kahvesi olarak hizmet veriyormuş. Önünde iskelesi olan bu mekan gündüzleri ise denizden yararlanmak isteyen misafirlere de hizmet sunuyor. Keyifli ve sıcak sohbetleri ise harikulade. Daha ne isteyebilirdim ki… Söğütköy’de gece olmuş, deniz dalgalarıyla fonda çalan 80’lere ritim tutuyor, masamda tarifi imkansız lezzetler, yakamoz ışığımız, sohbetimiz bol, keyfimiz daim olsun.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları