Paylaş
İLK DURAĞIM GUERNİCA
Yaklaşık 33 km. Bilbao’dan uzaktadır. Heyacanlıydım. Ne de olsa bu kasabanın tarihteki yeri ve önemi çok büyük. Düşündükçe tüylerim diken diken oluyor. Üç gün boyunca yanan Guernica, 1936-1939 İspanya iç savaşında en büyük acıları yaşayan kasabalardan biri olarak tarihe geçmiştir. 1937 yılında, milliyetçi Francisco Franco’nun, Almanya tarafından desteklenen gönüllü birlikleri tarafından bombaladığı Guernica… Ve aklıma gelen ilk kişi Pablo Picasso… Bu tarihlerde Paris’te yaşayan Pablo Picasso, Guernica bombardımanı gazetedeki haberlerden duymuştur. Bir sanatçı olarak savaşın yıkıcılığını ve acı tarafını ifadeye kavuşturduğu bu tablo, günümüzde en büyük savaş karşıtı tablo olarak kabul edilir. Yağlı boyayla yapılmasına rağmen, beyaz, gri ve siyah renklerle, savaşın sebep olduğu cansızlığı başarılı bir şekilde dile getirmiştir. Picasso’nun başyapıtlarından biri olan Guernica, politik resim olma özelliğiyle de tarihe geçmiştir. Bugün Madrid’te Reina Sofia Müzesi’nde sergilenmektedir.
SIRADA, OMA ORMANI (BOSQUE DE OMA)
Birçok gezi kitabında bahsedilmeyen bu yere, sanırım ayak basan ilk Türk benim… Zaten gezerken en sevdiğim, farklı olanı yakalamak, keşfetmek, yazmak ve sizlerle paylaşmak… Gps ile bile bulamayacağınız kadar kayıp bir orman, ama sıradan hiç değil. Neydi burayı farklı kılan. Gelin sizlere anlatayım. Guernica’yı geride bırakmış, daha yukarıya kuzeye doğru yönelmiş, yeşilliklerden gökyüzünün görünmediği bir yola girmiştim. Gündüz olmasına rağmen, arabanın farlarını açmak zorunda kaldım. Çünkü orman her yeri kaplamıştı. Nem artmış, oksijen fazlalaşmış, denize doğru, Atlantik’e doğru yaklaşmıştım yeniden. Arabayı yol kenarında park edip, yaklaşık 30-35 dakika, yoldan içeri doğru yürümeye başladım. Orman, ağaç ve farklı kuş sesleri… İşte karşımda Oma Ormanı. Sanatsal bir çalışma. Zaten bu topraklara da yakışan bu. Bosque de Oma, ressam-heykeltıraş Agustin Ibarrola tarafından 1982-1985 tarihinde tasarlanmış ve oluşturulmuştur. Çağdaş sanat eğiliminin, araziye yansıtılışının en güzel örneklerinden biridir. Sanatçı, ormanda bulunan ağaç gövdelerini rengarenk boyamıştır. Belirlediği noktalarda durup, açısal olarak baktığınızda, ağaçlarda ki parçalar birleşik görünüp, bir bütünü oluştururlar. Farklı geometrik şekiller, insan-hayvan figürleri, gözler ve hayal gücünüzün yaratıcılığı ile görebildikleriniz. Agustin ‘Eğlenen Orman’ ismini de verdiği bu eseri, insan ve doğa ilişkisini renklendirmek adına yaptığını belirtmiştir.
OKYANUS KIYISI BASK KÖYLERİ…
MUNDAKA: Biskay bölgesinin kuzeyinde kalan kasabalardan biridir. Dalga sörfçüleri tarafından tercih edilir. UNESCO tarafından, Biyosfer Rezervi olarak belirlenmiştir. Haliç üzerinde kurulu bu kasaba, muhteşem bir manzaraya sahiptir. Eski kente ek olarak, belediye binasını, Portikoyu, Santa Catalina'nın keşfi - İzaro Adası’nı ve önündeki güzel manzarayı, gözetleme kulesini, Rönesans kilisesini muhakkak ziyaret etmelisiniz.
EA: Bilbao’ya 50 km. uzaklıktadır. Atlantik Okyanusu kıyısında kalan şirin köylerden biri. 16.yy ‘dan bu yana en önemli geçim kaynağı olan balıkçılık, günümüzde de devam etmektedir. O yüzden bu şirin kasabada muhakkak lezzetli deniz ürünleri denenmelidir. Hemen hemen 6 saatte bir yaşanan gel-git olayını çok rahat görebilirsiniz. Suyun geri çekilmesiyle kum üzerinde kalan tekneler, fotoğraflarınız için harika kareler. Aynı zamanda köyün tam ortasından geçen nehir, Ea’yı ikiye böler. Zaten nehir denize dökülmektedir. Gel- git olayında suların karıştığını görebilir ve bu harika doğa olayına şahit olabilirsiniz.
SAN JUAN DE GAZTELUGATXE: Biskay kıyılarında bir adacık. Ana karaya inşa edilen bir köprüyle bağlanır. Adacığın en tepesinde, keşifler tarihin 9.yy’dan olabileceğini gösterse de, 10.yy’dan kalma bir inziva yeri bulunmaktadır. Bu yolu yürümeye değer… Bu arada Games of Thrones dizinin, 7. sezon bölümlerinin çekildiği bu adada, dijital ortamda oluşturulmuş bir kale vardır. İzleyenler hatırlar, işte orası tam burası…
VİZKAYA KÖPRÜSÜ: Portugalete ve Las Arenas ilçelerini birleştiren ve Nervion nehri üzerinde yer alan bir köprüdür. Bölge insanları tarafından, ‘Puente Colgante’ ( Asma Köprü) olarakta bilinir. UNESCO tarafından, bir Dünya mirası olarak ilan edilen bu köprü, İspanya’da yer alan tek endüstriyel Dünya Mirası’dır. Aracınız ile karşıya geçiş bedeli, 2 euro. Bisikletinizle ya da motosikletinizle de 0,90 Euro'ya geçiş yapabilirsiniz. Portugalete tarafına geçer geçmez, istikamet La Rioja. 1 saat 30 dakika sonra, birden üzüm bağlarının içinde olabileceğimizi bilmek, mutluluk verici. Atmosfer tamamen değişecek, mahzenlerle dolu, bir bölgede uyanacaktık. Bakalım bizi neler bekliyor…
Paylaş