Paylaş
Taş evleri, tarihi atmosferi, dillere destan taş ve mağara otelleri, şarapları ve enfes yemekleriyle gönülleri fethetmeye hazır olan Matera’nın mistik havası, daha kente ayak basar basmaz sizi sarıveriyor. Öyle ki bir anda kendinizi tarihi bir filmde başrol oynarmışçasına hissediveriyorsunuz. 1950’lere kadar yoksulluğun ve sıtmanın kol gezdiği, İtalya’nın neredeyse unutmak istediği Matera kenti, uzun süredir turizmin parlayan incisi olmuş durumda.
Bari Havaalanı’ndan yaklaşık bir buçuk saatlik otobüs yolculuğuyla kendinizi Matera’nın kollarına atmaya hazırlıklı olun. Bu güzel kenti keşfetmeye öncelikle şehrin meydanındaki ‘Belvedere Luigi Guerricchio Pittore’ yani ‘Ressam Luigi Guerricchio Seyir Tepesi’nden bir bakış atmakla başlayın. Gecesi de gündüzü de ayrı güzellikte olan bu manzara, göreceksiniz sizi sizden alacak.
Matera’nın 2019 Avrupa Kültür Başkenti kutlamaları kapsamında, 18 Ocak’ta gerçekleşen gösteriler için şehrin tüm ışıkları söndürülmüş, her sokak arasına büyük mumlar ve fenerler konulmuştu. Matera sokakları, adeta büyülü bir masal yaşıyordu. Bu sırada Matera Katedrali’nin hemen önünde, Matera’ya ışık tutan ve Ay’ı simgeleyen büyük bir ışıklı balona kurdelelerle bağlanmış bir balerinin dansı, izleyenlerin neredeyse nefesini kesmişti. O esnada fotoğrafçılar için tadına doyum olmayan kareler, yankılanan deklanşör sesleriyle ölümsüzleştirildi. Balerinin dansı ile Matera kenti kutsandı ve geleceğe dair güzel duygular dile getirildi. ‘Open Future’ temasıyla gerçekleştirilen organizasyon, dünya basınında da geniş yer aldı. Benim için ise Matera’da bu güzel görüntülere şahit olmanın mutluluğu tarif edilemezdi.
Ertesi gün öğle yemeğinde, arkadaşlarımızla gittiğimiz Sanayi Bölgesi’nde ‘Osteria 84’ adlı restoranda soluğu aldık. Deniz ürünü makarna, peynir ve domatesli makarna, domatesli ekmekler, kurutulmuş biberler, ızgara kabaklar, bufalo ve burrato peyniri, morina balığı, fava üzeri karışık ot tabağı aklımda kalanlardan. Hepsi de İtalyanlara yakışır lezzetteydi.
Tarihi Sassi bölgesinin göbeğinde, tercihimiz muhteşem ‘Locanda Di San Martino Termal Otel’den yana oldu. Otelden ayrı bir sokakta, klasik ve görkemli dekoru ile sizi karşılayan sıcacık bir evde kalıyoruz. Duvarlarda resimler, bir yanda şömine, alt katta ayrı bir sohbet köşesi, ahşap masa ve sandalyeler, mumlar, seramik takımlar, eskitilmiş mobilyalı mutfak, sizi eski çağlara götürmeye yetiyor bile. Burası, taştan bir ev olsa da uzun kaloriferler ve ekstra ısıtmayla müthiş bir sıcaklık sağlanabiliyor. Termal havuzu ise tam anlamıyla dillere destan… İlk adımınızı attığınız anda müthiş bir mağaranın içinde eski çağlarda bir prens ya da prensessiniz. Mavi ışıklandırma, mağara şeklindeki havuza öyle bir egzotik hava vermiş ki anlatılamaz. Locanda Di San Martino Termal Otel’in piyano eşliğinde yapılan kahvaltısında ise sanki akşam yemeğinde şık bir restoranda gibisiniz. Sohbet etme şansını yakaladığımız otelin sahibi Antonio Panetta ve eşinin son derece sıcak yaklaşımı sayesinde Matera’nın bizim için anlamı daha da derinleşmişti. Kendilerine teşekkür edip daha fazla sohbet edememenin üzüntüsü ile ayrılıyoruz.
Akşam yemeği için Ristorante da Mario’da dört peynirli pizza, et ızgara ve deniz mahsullü spagetti ile İtalyanların bu işi ne kadar doğru yaptığına bir kez daha şahit oluyoruz. Restoranın sahibi Stefano Ritella ile tanışıp güzel yemeklerini çok beğendiğimizi anlatıp fotoğraf çekiliyoruz. Son derece mütevazı tavırlarıyla kalbimizi fetheden Stefano, bu restoranın Michelin, Touring Club, Guida Monaci ve Veronelli gibi ulusal ve uluslararası turistik seyahat rehberleri tarafından da beğenildiğini bize anlatıyor.
İkinci akşam yemeğini ise Casello 75’te trüf mantarlı domatesli pizza, kurutulmuş domatesli spagetti, dana carpacciolu pizza eşliğinde, yüzlerle mutlu ifadelerle tamamlıyoruz. Yumurta şeklinde gelen tiramisunun hiç tahmin etmediğimiz kadar lezzetli çıkmasına elbette pek şaşırmıyoruz. Matera’ya yolunuz düşecek olursa, spor ayakkabılarınızı asla ama asla unutmayın. Çünkü büyülü Matera kentinde, size mistik hikâyeler anlatacak ve eski çağlarda yaşıyormuşsunuz hissini veren bol merdivenli, yokuşlu yollar sizi bekliyor olacak. Matera’nın ruhu sizi çağırıyor.
Paylaş