Paylaş
Yolda giderken neden bu kadar tepeye ve ulaşılması zor bir yere kurmuşlar bu kenti diye düşünüyorum. Dağa çıkıp manzarayı gördükten sonra bu soru kendiliğinden cevap buluyor. Bölgedeki suyun bolluğu ve güvenlik kaygısı da şehrin bu kadar yüksekte kurulmasının sebepleri arasında. Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait mimari kalıntılarla dolu bir kent Sagalassos. Nasıl hayatlar yaşanmıştır, o dönemde burada yaşamak nasıl olurdu acaba gibi sorular aklınızı meşgul ediyor bolca. Dünyada en yükseğe kurulmuş antik tiyatronun burada olduğu söyleniyor. Yüzyıllardır birçok medeniyetin su içtiği devasa Antoninler Çeşmesi ağzı açık bırakacak güzellikte. Havadaki bulutlar ise tepede kurulmuş bu kente ayrı bir güzellik katıyor. Muhteşem fotoğraflar çekeceğinize şüphe yok.
Kentte bilinen en eski yerleşik düzen MÖ 6500’e ait. Sagalassos, Büyük İskender'in bölgeyi kendi topraklarına katmak istemesiyle (MÖ 333) tarihe adını kazıyor. Daha sonra Roma İmparatorluğu egemenliği altına girmesiyle en parlak çağını yaşıyor. O dönemde ‘Pisidia’nın birinci kenti’ unvanını almış Sagalassos. Sonraki yüzyıllarda ise deprem ve veba salgınlarıyla sarsılıyor ve giderek terk ediliyor. Unutulan bu kentin ilk tespiti 1706 yılında Fransız gezgin Paul Lucas tarafından yapılıyor.
Hayran bırakan 2 bin yıllık çeşme
Sagalassos’ta Helen uygarlığından çok Roma dönemine ait eserler göreceksiniz. Kentin önemli eserleri şu şekilde; Antoninler Çeşmesi, Neon Kütüphanesi, Tiberius Kapısı, Heroon, Kent Meclisi, Ares-Herakles-Zes-Athena ve Poeidon büstleri, Marcus Aurelius ve Adrian Heykelleri, İmparatorluk Hamamı ve Tiyatro. Ben en çok devasa Antoninler Çeşmesi’ne hayran kaldım. İnanılmaz muazzam bir yapı. Yedi farklı taştan yapılmış ve taşların işlemeleri çok estetik. Çeşme, Roma İmparatoru Marcus Aurelius zamanında yaptırılmış. Dağdan gelen doğal kaynak suyu 2010 yılından beri tekrar bu 2 bin yıllık çeşmede şelale gibi akıyor. Çeşmeyi süsleyen heykellerin asılları Burdur Müzesi’nde sergileniyor. Burdur Müzesi’ni ziyaret edersiniz Sagalassos’tan gelen birçok eseri de görebilirsiniz. Bir diğer etkilendiğim yapı ise kahramanlar için yapılmış anıt anlamına gelen ‘Heroon’ oldu. Dans eden kız figürleri var bu anıtta. Antik kentin tiyatrosu ise dünyanın en yüksek tiyatrolarından biri ve kesinlikle görülmeye değer. Antalya’da yer alan yine yüksek bir dağın üzerine kurulmuş muhteşem antik kent Termessos’un tiyatrosundan çok etkilenmiştim. Sagalassos’un tiyatrosu da bana aynı duyguları yaşattı.
Sagalassos nerede?
Sagalassos Antik Kenti, Burdur’un Ağlasun ilçesinde yer alıyor. Ağlasun’a 7 km, Burdur’a 33 km, Isparta’ya 50 km uzaklıkta. Antalya’ya ise yaklaşık 100 km mesafede yer alıyor. Hem Burdur hem Isparta hem de Antalya’dan ulaşımı kolay. Son dönemin popüler destinasyonu olan Salda Gölü’ne seyahat etmeyi düşünenler mutlaka bu antik kenti de ziyaret listesine almalılar. Sagalassos’a uğramayın, bizzat buraya gitmek için bir plan yapın pişman olmazsınız. Yolda giderken keçileri otlatan yörükler çıkacaktır karşınıza. Durup sohbet edin, hikâyelerini dinleyin. Sagalassos Antik Kenti Ziyaret Saatleri 07.30-18.00 (yaz aylarında 19.00), giriş ücreti 10 TL.
Şiş köfteyi tatmadan dönmeyin
Antik kent ziyaretinden önce ya da sonra kentin bağlı olduğu il Burdur’da bir yemek molası verip Burdur’un meşhur şiş köftesinden yemeyi ihmal etmeyin. Bunun için önerebileceğim en lezzetli adresler: Şişçi Hasan ve Kahyaoğlu Restoran. Ben bir de Burdur’un ceviz ezmesinin hastasıyım. Evinize dönerken Ensar’a uğrayıp kutu kutu ceviz ezmesi alın ve afiyetle yiyin. Bölgede konaklamak isterseniz yakınlarında bulunan Sagalassos Lodge ve Spa Hotel’i tercih edebilirsiniz.
Paylaş