Paylaş
Hindistan tam bir renk cümbüşü, bir tezatlıklar ülkesi, sarı bir gökyüzü, pembe akan bir nehir gibi. Akıl sınırlarını zorlayan bir deneyim yaşatıyor insana. Gidenlerin ya çok sevdiği ve tekrar gitmek istediği ya da nefret ettiği ülke. Ben tekrar gidip daha çok keşfetmek isteyenlerden oldum. Baharat kokulu, safran sarısı, zıtlıklarıyla her sokağında sürpriz bir manzara sunan, bağrışma, korna sesleri, kaosuyla “Kafayı mı yiyorum?” derken rengârenk bir güzelliğe tanık ettiren bir cümbüş.
Tam da “nasıl katlanılır bu ülkeye?” derken, bir güzellik çıkıyor karşınıza bu düşüncenizi alt üst ediyor, iyi ki gelmişim diyorsunuz. Lonely Planet, “insanın 5 duyusuna bir saldırı” olarak tanımlamış Hindistan’ı. Bu kadar kaosun olduğu bir trafikte kimse kimseye sinirlenmiyor, kornayı bir iletişim aracı olarak görüyorlar. Hatta bazı kamyonların arkasında 'please horn' (lütfen korna çalın) yazısını göreceksiniz.
Endonezya’dan sonra en kalabalık Müslüman nüfusa sahip olan Hindistan’da, “Altın üçgen” olarak bilinen 'Delhi-Agra-Jaipur' üçlüsünden başkent Yeni Delhi ve Agra şehrini gezip görme şansım oldu. Hindistan anlatmakla bitmeyeceği için bu yazımda Yeni Delhi, bir sonraki yazımda ise güzeller güzeli Tac Mahal’e ev sahipliği yapan Agra’dan bahsedeceğim.
Başkent Yeni Delhi, bir yandan geniş caddeleri, yeşil parkları, lüks otelleri, mağazaları, kafeleri, diğer yandan üç şeritli yolda altı arabanın ve tuktukların geçtiği trafiği, sokakta yaşayan insanları, caddelerde dolaşan maymunları ile rengârenk bir şehir.
Yeni Delhi’ye ne zaman ve nasıl gidilir?
Hindistan’a gitmek için en uygun zaman Kasım-Şubat ayları arası. İstanbul’dan Yeni Delhi’ye direkt uçuş var ve uçuş altı saat sürüyor. Hindistan her türlü pasaporta vize uygulayan bir ülke, ancak vize almak çok kolay bir süreç. Online başvuru ile İstanbul’daki konsolosluk ya da Ankara’daki büyükelçilikten randevu alınıyor ve aynı gün içerisinde vizeniz çıkıyor. (Vize ücreti: 43 USD- 163 TL)
Altı saatlik uçuştan sonra yıllardır merak ettiğim ülkenin topraklarına adım atmamla görüş açımın daralması bir oluyor. Havaalanından dışarı çıktığım an havada tuhaf bir koku ve inanılmaz bir sis. Renklerin diyarı, masallar ülkesi gibi başlıklarla okuduğum o çok renkli ülke bu şekilde karşılıyor beni. Sisin nedeni festivalde yakılan ateşin dumanıymış, bu duman bana göre 1 milyar 330 milyon insanın yaşadığı tüm ülkeyi kaplamış gibiydi. Ne koku ne de hava kirliliği içimdeki farklı bir ülkeyi ve kültürü görme heyecanını öldüremiyor, hele ki bu ülke dünya güzeli Tac Mahali topraklarında barındıran dünyanın en büyük demokrasisi Hindistan ise...
Yeni Delhi’de nerede kalınır?
22 milyon kişinin yaşadığı Yeni Delhi, eski ve yeni bölgeleri olmak üzere ikiye ayrılıyor. Diplomatik temsilciliklerin olduğu bölgede birçok iyi ve zincir otel mevcut. Bu otellerin geceliği yaklaşık kişi başı 200-300 TL arası. Uzakdoğu ve Asya ülkelerinde büyük otellerde ya da zincir otellerde konaklamayı tercih ediyorum, bu tarz otellerde standartlar benzer olduğu için sizi neyin beklediğini bilerek gidiyorsunuz.
Yeni Delhi’de gezilecek başlıca yerler
Jama Masjid (Jama Camii), Cuma Camii olarak da biliniyor. Bu cami Tac Mahali de yaptıran Şah Cihan tarafından yaptırılmış. Hindistan’da gördüğüm birçok yapıda olduğu gibi bu camide de kırmızı kumtaşı kullanılmış ve duvarlarına işlenmiş olan beyaz mermerler camiye ayrı bir zarafet katıyor. Bugüne kadar gördüğüm en güzel camilerden biriydi Jama Masjid. Vardığımızda tam öğle namazı vaktiydi. Namaz vakitlerinde gayrimüslimleri almıyorlar içeri, şalımı başörtüsü yaparak girişe gidiyorum, güvenlik önce Müslüman olmadığımı düşünerek beni almıyor içeri, sonrasında ikna oluyor. Daha önce benzer bir durum Fas’taki Hassan II Camisinde de başıma geldiği için yadırgamıyorum. Ücretsiz girdiğim camide çektiğim fotoğraflardan sonra görevlinin 200 rupimi (12 TL) almasından sonra fotoğraf çekiminin ücretli olduğunu öğrendim.
Qutab Minar: Hint-İslam mimarisinin başyapıtlarından biri olarak gösteriliyor. İlk üç katı kırmızı kumtaşından, dördüncü ve beşinci katları daha çok mermerden olan bu minareye sırtınızı dönüp kollarınızı sütunun etrafına sararak dilek tutarsanız dileğiniz gerçekleşirmiş. Ben denedim ama bekliyorum dileğimi hala. (Giriş ücreti 250 Rupi: 15 TL)
Connaught Place: Yeni Delhi’de birçok lüks restoran ve kafe mevcut ve bunların çoğu kentin en önemli meydanı Connaught Meydanında yer alıyor. Meydan şehrin modern yüzü.
Tapınaklar: Hindistan’da en önemli şey din, ülkeyi bu kadar renkli kılan unsurlardan biri de bu kadar çeşitli dini inanca sahip insanların bir arada geçinmenin yolunu bulmuş olması. Hinduizm, Budizm, Jainizm, Sihizm Hindistan’da doğmuştur. Yeni Delhi’de bulunan tapınaklar kesinlikle görülmesi gerekiyor, bir de aralarındaki farkı görmek için birkaç farklı dinden tapınaklar gezilmeli. Sih tapınağı Gurudwara Bangla Sahib, lotus çiçeği şeklinde tasarlanmış Lotus Temple (Bahai), Hindu tapınağı Swaminarayan Akshardham gezdiğim tapınaklardan. Sokakların aksine tapınaklar çok temiz ve bakımlı. Tapınaklara yalınayak girmek gerekiyor. Lotus ve Bangla Sahib girişi ücretsiz, Akshardham giriş ücreti: 170 Rupi (10 TL)
Hümayunun türbesi: Yine kırmızı kumtaşı ve beyaz mermer süslemeli muhteşem bir yapı. Babür İmparatoru Hümayun’un mezarının yer aldığı türbe ölümünden 9 yıl sonra eşi Bega Begüm (Hacı Begüm) tarafından yaptırılmış. Tac Mahal’in prototipi ve habercisi olduğu söyleniyor. (Giriş ücreti 500 Rupi:30 TL)
Ne yenir?
Baharat sevenler için tam bir cennet Hindistan, neredeyse bütün yemekleri baharatlı. Ben çok bir şey yiyemesem de Biryani pilavı, tandoorisi, köri soslu yemekleri, ekmekleri naan mutlaka denenmeli. Hindistan seyahatine çıkmadan önce bavulunuza biraz kuru yiyecek ve hazır çorba atarsanız iyi ki getirmişim dersiniz.
Yeni Delhi’de Alışveriş: Alışveriş için kapalı mağazalar, alışveriş merkezleri de var ancak açık hava pazarları, sokaklar çok daha renkli, hem sokak pazarlarında alışveriş yoluyla bir ülkenin insanını ve kültürünü daha yakından tanıyor insan. Sarojini Nagar Pazarı ve Chandi Chowk alışveriş yapılabilecek pazarlar arasında. Hindistan’da tekstil çok kaliteli ve ucuz. Ayrıca doğal kremler ve kozmetik ürünleri de çok yaygın ve ucuz. Alışveriş için açık hava pazarı Dilli Haat hem ortam olarak hem de fiyat olarak en iyisiydi. Çok sıkı pazarlık etmek gerekiyor. Dilli Haata o kadar çok gittik ki en son gittiğim gün dükkânın birinden “Nurgül” sesi duydum, evet Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi şehrindeki bu pazarda ünlü olmuştum. Aldığım onlarca kaşmir şallardan mı yoksa pazarlık sınırlarını zorlamamdan mı bilemiyorum. (Girişi ücreti: 30 Rupi : 2 TL).
Şehirdeki en hızlı ve kolay ulaşım aracı tuk-tuklar-üç tekerlekli motosiklet görünümündeki taksiler. Hindistan’ın simgelerinden biri olmuş bu araçlarla 5-10 TL’ye istediğiniz yere gidiyorsunuz. Allaha emanet gitmeyi göze alıyorsanız mutlaka binmelisiniz, çok keyifli. Bülent Ersoy Hindistan seyahatinde tuktukun birini swarovski taşlarla süsletmiş ve koltuklarını Hint ipeği ile kaplatmış.
Masallardaki beyaz atlı prensler Hint düğünlerinde gerçeğe dönüşüyor. Hindistan’da evlilikler kast sistemine göre yapılıyor. Evlilik teklifini kızlar yapıyormuş. Hint düğün gelenekleri din, dil, etnik köken ve bölgeye göre farklılık gösteriyor. Kaldığımız otelde bir Hint düğününe denk geliyoruz. Damat beyaz atın üzerinde geldi düğüne, masallardaki beyaz atlı prens gibi. Gelin beyaz gelinlik yerine kırmızı bir sari (ipek kumaştan, tek parça olan özel Hint kıyafeti) giymiş. Geline ve damada takılan takıları ağzımız açık izledik. Damadın annesinin burnunda bilezik büyüklüğünde altın bir hızma vardı, bunu taşımayı nasıl başardığını sormadan edemedim. Düğündeki kadınlar rengarenk sariler ve mücevherler içindeydi. Bizim ne kız tarafı ne de erkek tarafından olmadığımız aşikardı ve düğünde Tanrı misafiri olarak yerimizi aldık. Hint dizilerinde gözüme çarpan ve hep merak ettiğim bir deneyimi yaşamış oldum.
Mutlaka izleyin: Ben gittiğim ülkelere özgü filmleri izlemeyi seviyorum. Hindistan’la ilgili önereceğim filmlerden birkaçı: Lion, Kahaani ve 3 Idiots. Gitmeden önce izlerseniz seyahatiniz daha anlamlı olacaktır.
Fotoğraflar: Nurgül Büyükkalay
Çay tarlalarının arasında trenle seyahat: Sri Lanka
Paylaş