Rüya rota Seyşeller

Seyşeller’e, toplamda 11 ülkeden direkt uçuş bulunması ve bunlardan birisinin İstanbul olması ise büyük avantaj. İstanbul’dan ortalama 8 saatlik direkt uçuş mesafesiyle Seyşeller’e ulaşabilirsiniz. mevcut. Üstelik bu kadar uzun süreli uçulmasına rağmen, ülkemizle yaklaşık aynı boylamda bulunduğundan dolayı jetlag olunmaması Seyşeller’in hanesine bir artı.

Bir artı da vizesiz gidilebilecek bir ülke olmasına. Uçak bileti ve konaklamayı ayarladıktan sonra gerisi uygulamaya kalıyor. Burada yalnız dikkat edilmesi gereken bir husus,  ülkeye girişte dönüş biletinizi ve konaklama için belirlediğiniz yere yapmış olduğunuz rezervasyonu görmek istiyorlar, yanınızda bulundurmanızda fayda var. Coğrafi konumunun ekvatora yakınlığı sebebiyle yılın neredeyse her dönemi sıcak (ortalama 30 derece). Kasım-Mart ayları arası daha az rüzgârlı, Nisan-Ekim arası ise daha fazla rüzgârlı ve nispeten daha nemli ve yağışlı.

En büyük ada olan Mahe adasında bulunan uluslararası havalimanına inerek Seyşeller maceranıza başlayabilirsiniz. Havalimanı çok küçük ve free shop adı altında sadece 1 adet mağaza bulunmakta. Bunun yanında ülke para birimi olan Seyşeller Rupisini burada bulunan döviz ofislerinden yanınızda getirdiğiniz Amerikan Doları veya Euro’nuzu bozdurarak alabilirsiniz. Ada genelinde internet kullanmak isterseniz, turistler için oluşturulan hazır sim kartlardan alıp telefon veya tabletinize takarak kullanmaya başlayabilirsiniz. Havalimanı çıkışında satışını yapan mağazaları kolaylıkla bulabilirsiniz.

Mahe Adası doğal olarak yerel halkın en fazla sayıda olduğu, turistlerin de bulunmasıyla daha da kalabalık hale gelen bir yer. Başkent Victoria bu adada bulunmaktadır. Havalimanı-Victoria şehir merkezi arası 15-20 dakikalık sürüş mesafesinde. Havalimanının hemen önünden otobüs, taksi veya transfer hizmeti sağlayan araçlar bulabilmek mevcut. En ekonomik olanı ise otobüsler.

Mahe, ülkenin diğer adalarından oldukça büyük olmasına karşın; çok güzel plajlara, otellere, restoranlara ve barlara sahip. Ada çevresinde toplam 38 adet plaj bulunmakta. Bunlardan en popüler ve büyük olanı ise, harika gün batımını da izleyebileceğiniz Beau Vallon. Kıyı boyunca bulunan harika otellerde kalabilir, kalmasanız bile günübirlik otellerden faydalanabilirsiniz. Ayrıca Beau Vallon sahili boyunca bulunan restoranlarda ve seyyar satıcılarda (take away’cilerde), Hint ve Asya mutfaklarının karışımı olan “Creole”  yemeklerini tadabilir, özellikle deniz ürünlerini ve tropik meyveleri uygun fiyata bulabilirsiniz. Bu arada ödeyeceğiniz hesaplara otomatik olarak yüzde 5-10 arası servis ücreti eklendiğini bilin ki, hesabın yanlış olduğunu düşünmeyin.

Zamanında kolonisi olduğu İngilizlerin yapmış olduğu saat kulesi, yerel pazar ve Hindu tapınağı başkent Victoria’da görülmesi gereken diğer yerlerden. Eğer Mahe Adası’nı yukardan görmek isterseniz de, 905 metre yüksekliğindeki Morne Blanc Zirvesi’ne tırmanabilirsiniz. Buralara kadar gelmişken ülkenin diğer ünlü yerlerini görmeden olmaz. İkinci büyük ada Praslin ve üçüncü büyük ada La digue. Birbirinden güzel plajlara sahip bu iki adaya Mahe’den ulaşım alternatifleri mevcut. Tüm adalar için hızlı veya yavaş feribotların yanında Praslin için uçuşlar dahi bulunmakta.

Şu hususa özellikle dikkat, hızlı feribot gerçekten çok hızlı ve taşıt tutması ve midesi hassas olanlar için çok da mantıklı bir seçim değil. Bunun yerine Praslin’e giden uçaklara binmek ve oraya yakın adalara hızlı olmayan deniz ulaşımı yapmak en mantıklısı. (Mahe-Praslin hızlı feribot ile 1 saat, Praslin-La digue 15 dk. Mahe-Praslin uçak ile 20 dk) İlk olarak Praslin’den başlayalım. Praslin; çok küçük sayılamayacak, hatta büyük bile sayılabilecek bir ada. Üzerinde yüzlerce otel ve 22 adet birbirinden güzel plajlara sahip. Hatta dünyanın en iyi plajlarından biri sayılan Anse Lazio’da burada. Otellerin bazıları ultra lüks ve en kalitelisinden golf sahaları bile mevcut. Praslin’i gezmenin en kolay yolu da araç kiralamak. Trafik her ne kadar soldan akıyor olsa da yollarda çok fazla araç olmayışı bir avantaj.

Seyşeller’e ait endemik bir meyve olan Coco de mer’in en iyisini Praslin’de bulunan Valle de Mai Parkı’nda bulabilirsiniz. Elbette bu parkta sadece bu meyve yok, adaya ait diğer b-meyveler ve bitkiler hatta hayvanları da burada bulmanız mümkün. Bu meyve şekli itibariyle biraz tuhaf ama ne kadar değerli olduğunu gidince anlayacaksınız. Yemyeşil tropik bitkilerin gökyüzünü görmenizi engelleyecek derecede sık bulunduğu bu parktaki dar patikalar ve sık bitki örtüsü, çocuklu seyahat edenler için biraz zorlayıcı olabilir.

Praslin adasında eğer turkuaz sulardan çıkma fırsatınız olduğu takdirde, Siyah İnci Fabrikası’nı ve Praslin Müzesi’ni gezebilirsiniz. Gelelim Seyşeller’in göz bebeği olan La digue Adası’na. Muhteşem bir sadelik ve eşsiz bir doğaya sahip bu ada belki de ülkenin en çok merak edilen adası. Sebebi ise, kumun rengi, suya uzanan palmiyeler ve ülkeye has olan granit kayaların muhteşem bir harmoniyle sıralandığı plajları barındırması. La digue, çok büyük olmayan, ancak etrafının da yürüyerek veya bisikletle dolaşılamayacak kadar büyük sayılan bir ada. Adada motorlu taşıt kullanılmıyor. Ulaşım yürüyerek, bisikletle veya golf arabası tarzındaki araçlarla gerçekleştiriliyor. En popüler olanı ise bisiklet.

Yaşamın son derece yavaş aktığı bu adada gününüzü, dünyanın en iyi plajları arasında gösterilen plajlarda geçirebilirsiniz. Toplam 18 adet plaja ev sahipliği yapan bu adanın belki de bu kadar popüler olmasının nedeni; sayısız kartpostalda yer almış, balayı kataloglarının kapak fotoğrafı, bilgisayarlarda masaüstü arka plan resmi olan Anse Source D'argent Plajı. Bu plaja ulaşmak için cüzi ücretli bir milli parka girmek gerekiyor. Plaja ulaşım esnasında park içerisinde bulunan, vanilya bahçelerini, coconut ağaçlarını, adanın ilk yerleşim yerlerinin kalıntılarını ve en önemlisi Seyşeller’e özgü ve onlarca yıl yaşayabilen dev kaplumbağa çiftliğini bulabilirsiniz.

Bu arada plajlardan bahsetmişken gel-git zamanlarına dikkat etmeniz gerekiyor. Dünyaca ünlü plajlara suyun çekildiği zaman gidip de susuz kalmak hiç de iyi olmayacaktır. Diğer belli başlı plajlar ise yine bisiklet mesafesinde ve en az Anse Source D'argent Plajı kadar güzel. Bu güzel plajlarda sabahtan akşama kadar güneşlenebilir, yüzebilir, şnorkel ile keşifler yapabilir, kitabınızı okuyabilir ve dinlenebilirsiniz. Önemli not; plajlarda işletme ya bir adet ya da hiç olmamakta. Bu sebeple suyunuzu, yiyeceğinizi yanınızda götürmekte fayda var.

Anse Severe, Grand Anse, Anse Patates ve Petite Anse Plajları görülmeden dönülmeyecekler arasında. Ek olarak La digue Adası’nda kano ile gezintiler yapmak ve yürüyüş grupları ile ada çevresinde tura katılmak da son derece popüler. Seyşeller’de bu üç ada dışında görülebilecek onlarca ada bulunmakta. Genel olarak pahalı bir ülke olduğundan dolayı ulaşım da doğru orantılı olarak biraz pahalı. Bu sebeple diğer adalara bütçeniz elverdiği şekilde gidebilirsiniz. Bunların başında da, Silhoutte Adası, Fregate Adası, North Adası ve Bird Adası gelmekte. Özellikle birisini seçecekseniz Silhoutte Adası’nı görmenizi tavsiye ederim. Bu güzel tropikal ülkeye giderken yanınıza almanız gerekenleri dikkatlice seçmenizi tavsiye ediyorum. Elbette her ihtiyacınızı buradan da karşılamanız mümkün ama yine de sinek kovucu ilaçlar, etkin güneş koruyucular, güneş yanığı ve böcek sokması için kremler ve priz dönüştürücü gibi aletler çantanızda çok yer kaplamayacaktır.