Doğası ve havasıyla güzellikler diyarı: İzlanda
İzlanda… Bu dünyaya ait olmayan bir yere gitmek isterseniz, hiç durmayın hemen İzlanda’ya yol alın.Kuzeyin soğuk havasından mıdır veya okyanusun ortasında yalnız başına bulunmasından mı bilinmez, İzlanda deyince “acaba”lar havada uçuşur. Dillerde hep; nasıl gideriz taa oralara, ne yer ne içeriz, nerede kalırız diye sayısız sorular dolaşır. Oysa bunların hepsini bir kenara bırakın, bu yazıyı okuyun ve hemen bir plan yapın...
Karar verdiyseniz, ilk yapmanız gereken görmek ve yapmak istediklerinizle doğru orantılı olarak en uygun dönemi belirlemek. Günlerin uzun ve aydınlık oranının fazla olduğu yaz dönemini veya karanlık ama kuzey ışıkları ile gecenin aydınlandığı ve kış aktivitelerini doyasıya yaşayabileceğiniz karlı dönemini seçmek.Seçimin ardından öncelikli iş vize. Avrupa Birliği’ne üye olmayan ama Schengen bölgesinde bulunan İzlanda için geçerli Schengen vizeniz olması veya yeşil pasaport sahibi olmanız gerekiyor. Vize işlemleri de Danimarka Büyükelçiliği tarafından yürütülüyor. Dolayısıyla İzlanda için vize alacaksanız, Danimarka Büyükelçiliği’ne başvurmanız gerekiyor.
İzlanda’ya ülkemizden henüz direkt uçuşun bulunmamaktadır. Fakat birçok Avrupa ülkesinden aktarma yaparak buraya kolaylıkla ulaşabiliriz. En ekonomik ve sık uçuşları bulabileceğiniz Danimarka ve Norveç ise en iyi aktarma noktaları. Danimarka ve Norveç’ten ortalama 3-4 saatlik bir uçuş süresiyle başkent Reykjavik’e ulaşabilirsiniz.
Reykjavik Havalimanı’na vardığınızda, Schengen bölgesinden gelmenizden ötürü pasaport kontrolü yapılmaksızın ülkeye giriş yapabiliyorsunuz. Burada ufak bir not, eğer pasaportunuzda İzlanda damgası vurdurmak istiyorsanız, bir görevliden yardım isteyerek havalimanından çıkış yapmadan bunu yaptırmanız gerekiyor. Havalimanı ile başkent Reykjavik arası yaklaşık 50 km (1 saat). Ulaşım için alternatifler; ülkemizdeki gibi otobüsler, taksiler veya araba kiralamak. En ekonomik olanı otobüsler. (biletleri havalimanında bulunan gişelerden temin edilebiliyor)
Diğer kuzey ülkeleri gibi İzlanda da pahalı bir ülke. Bunu henüz havalimanından ayrılmadan anlayabilirsiniz. Kullanılan para birimi İzlanda Kronu. Yanınıza alacağınız Amerikan Doları, Danimarka Kronu, Norveç Kronu veya Euro’yu kolaylıkla çevirebilirsiniz. Kredi kartı kullanımı ise son derece yaygın. En ufak işletmelerde dahi kredi kartınızı rahatlıkla kullanabilirsiniz.
İzlanda’da konaklama için birçok alternatif mevcut. Çok lüks oteller/hostellerden harika tasarımlı evlere, sayısız kamping alanlarından, yerel insanların yanına kadar her kesime ve bütçeye göre kalacak yerinizi ayarlayabilirsiniz. İzlandalılar, “kuzey insanları soğuktur” kalıbına asla uymayan son derece iyimser ve güler yüzlüler. Biz Türk’leri de özellikle merak ediyorlar. Sebebi ise 1600’lü yıllarda yaşadıkları olumsuz olaylardan dolayı, İzlanda’da Türk öldürmek serbestîsini tanıyan, 1970’lerde kaldırılan yasa. Kaldırıldığına göre gönül rahatlığı ile gidebilirsiniz
Genel bilgileri aktardıktan sonra gelelim bu güzel ülkeyi gezmeye.
Başlangıç noktası olarak Reykjavik oldukça güzel bir alternatif. Son derece modern, temiz ve düzayak olan bu şehri yürüyerek bir günde kolaylıkla gezebilirsiniz. Görülecek yerlerin başında da farklı mimarisi ile Hallgrímskirkja kilisesi geliyor. Şehrin en yüksek yapısı olduğundan tepesine çıkıp eşsiz Reykjavik manzarasını seyredebilirsiniz. Kilisenin ardından, Laugavegur caddesi, Harpa sanat merkezi, Perlan ve Sun Voyager anıtı da diğer görülmesi gereken yerler arasında. Ayrıca Reykjavik içerisinde harika restoranlar, kafeler ve barları da bulabilir; çok güzel hediyelik eşyalar da alabilirsiniz.
Ülke genelini dolaşan ve “Ring road” adı verilen bir yol tüm gezi planlarının temelini oluşturmakta. Bu yol sayesinde tüm adayı güzelce gezebilir ve görülmesi gereken birçok yere kolayca ulaşabilirsiniz. Buradan da anlaşılacağı üzere İzlanda’yı gezmenin en güzel yolu araç kiralamak veya otostop ile ulaşım. İzlanda’da iki farklı yol mevcut. Ulusal ve diğer yollar olmak üzere. Kiralayacağınız araç eğer 4X4 değilse diğer yollara (F roads) girişiniz yasak. Ring road ise ulusal yol ve tüm araçlara açık. Araç kiralayabileceğiniz sayısız firmanın yanında daha önce örneğine pek rastlamadığım, yerel halkın araçlarını da kiralayabileceğiniz imkânlar bulunmakta. Ülkenin oldukça güvenli ve insanlarının yardımsever olmalarından dolayı, otostopla da rahatça gezebileceğiniz ülkelerin başında geliyor.
İzlanda’da sizi en çok yanıltabilecek şeylerden birisi çok kısa zamanda değişebilen havası. Hava durumunu da gitmeyi düşündüğünüz yere öncesinde kontrol etmeniz hayati öneme sahip. Planlarınızı esnek tutarak, olumsuz hava şartlarının olduğu yerler yerine güzel olan yerleri uygulamaya koymanız sizi daha mutlu edecektir. Reykjavik’ten yaklaşık 1 saat uzaklaştığımızda dâhil olacağınız ve rota üzerinde birden fazla sürpriz barındıran keyifli bir güzergâh olan “Golden Circle” ile turunuza başlayabilirsiniz. Bu yol boyunca; Thingvellir Milli Parkı’nı, Gayser’leri, Gulfoss Şelalesi’ni ve Kerid Krater Gölü’nü görebilirsiniz. Batı’ya doğru gittiğinizde, üzerinde fok balıklarını görebileceğiniz Ytri Tunga Sahili’ni, Arnarstapi yerleşim alanını, Gatklettur noktasını, Bardarsaga anıtını, Djúpalónssandur sahilini gezip, görebilir, batı İzlanda’nın en popüler noktalarından birisi olan Kirkjufellsfoss Şelalesi ve ardında yükselen Kirkjufell Dağı’nı görebilirsiniz.
Güneybatıya yöneldiğinizde, Gardur Deniz Feneri’ni, Hafnir Kilisesi’ni, Avrupa ve Amerika platolarının birbirinden ayrıldığı yer olan Midlina’yı, üzerinde sıcak su buharlarının tüttüğü Krysuvik’i ve yer altından gelen kaynar suların oluşturduğu ve adını sahip olduğu mavi renkten alarak doğal bir havuz olan, İzlanda’nın göz bebeği Blue Lagoon’u keşfedebilirsiniz. Blue Lagoon için önceden rezervasyon yaptırmayı ve burası için yanınıza mayo ve bikinilerinizi almayı unutmayın.
Sıra geldi güneye, belki de İzlanda’nın en büyülü yerlerini keşfetmeye. Güneye hareketle Seljalandsfoss Şelalesi’ni, 2010 yılındaki patlamayla tüm Avrupa hava sahasının bir süre kapanmasına neden olan ve adının sadece İzlandalılar tarafından doğru telaffuz edilebilen Eyjafjallajökull Yanardağı’nı, Rutshellir Mağarası’nı, ülkenin en güzel şelalelerinden biri olan Skogafoss’u, Kvernufoss Şelalesi’ni, İzlanda’nın ilk havuzlarından EystriSkogar doğal havuzunu, Solheimasandur Plane Wreck’i, Puffin adındaki şirin mi şirin balıkçıl kuşları bu kadar yakından görebileceğiniz tek yer olan Dyrhoaley’i, aynı zamanda da siyah kumların oluşturmuş olduğu, inanılmaz güzellikteki Reynisfara Beach’i görebilirsiniz.
Güneye devam ederek Vik Kasabası’nı, ardından da bir başka doğa harikası olan Jökülsarlon’a ulaşabilirsiniz. Burada, Avrupa’nın en büyük buzulu olan Vatnajöküll’den kopup gelen kimi dev buz parçalarına dokunabilir, bu eşsiz deneyimi sonuna kadar yaşayabilirsiniz. Buradan doğuya hareket ile Svartifoss Şelalesi’ni, muhteşem panaromik manzarasıyla Fjadrargljufur Kanyon’u görebilirsiniz.
Doğuya gittikçe birbirinden güzel balıkçı kasabaları sizi şirinlikleriyle kendilerine çekiyor olacaktır. Bu balıkçı kasabalarında lezzetli deniz ürünlerini tadarak, Viti Krater Gölü’nü, Hengifoss Şelalesi’ni ve Laugarvellir jeotermal havuzu ziyaret edebilirsiniz. Ring Road’dan kuzeye devam ettiğinizde İzlanda’nın en büyük ikinci şehri olan Akureyri sizi bekliyor olacaktır. Burada da konaklayabilir Reykjavik kadar olmasa da her ihtiyacınızı karşılayabilirsiniz. Kuzeye gelmişken İzlanda’nın en büyük şelalesi olan Dettifoss’u görebilirsiniz. Bunun yanında Godafoss Şelalesi’ni de listenize eklemeyi unutmayın. Ayrıca, Akureyri’nin karanlık kış aylarında çok iyi bir kuzey ışığı izleme noktası olduğunu belirtmekte fayda var.
Zaman ve bütçeniz uygun olursa Akureyri’de balina izleme turlarına katılabilirsiniz. Kambur balinaları en iyi görebileceğiniz yerlerden birisi. Bunların yanında İzlanda’yı havadan görmek isterseniz, bu imkanı sağlayan birçok helikopter firması mevcut. Doğru orantılı olarak fiyatları da oldukça yüksek. Ama bu güzel ülke için sonuna kadar değer diyebilirim. Ek olarak buz mağarası keşfi, buzul yürüyüşleri, hiking ve trekking yapabileceğiniz farklı aktiviteleri de İzlanda’da deneyimleyebilirsiniz.
Ülkenin sahip olduğu tüm güzellikleri görmek için galiba uzun bir süreliğine orada yaşamak gerekmekte. Bunun mümkün olmadığı durumlarda da en azından birçoğunu görebilmek için iyi bir gün planlaması yapmanızı tavsiye ederim. Çünkü artan turist potansiyeliyle İzlanda’nın her dönem yüksek sezon yaşanılan bir yer haline geldiğini aklınızda bulundurun. Yapmadan dönmeyin: Blue Lagoon’a girmeden, Köpekbalığı veya balina eti tatmadan, Puffin/balina görmeden, en az iki şelale keşfetmeden, Gayser’leri ziyaret etmeden, buz parçalarına dokunmadan.
