Paylaş
Lyon
Fransa’nın lezzet başkenti
Eğer lezzetli yemeklerle başınızı dönsün istiyorsanız, size Fransa’nın Lyon kentini hararetle öneriyorum. Lezzetli mönüleriyle braseriler, sıcak atmosferli bistrolar, ayaküstü bir şeyler atıştıracağınız kafeler, başta ünlü şef Paul Bocuse’un olmak üzere birçok ‘Michelin’ yıldızlı restoranlar.
Yani bu kentte lezzet kimsenin tekelinde değil. Her keseye uygun bir adres bulmak mümkün! Hele bir yiyecek marketi var ki, insanın aklını başından alıyor. Kasap vitrinleri tablolardan fırlamış gibi, sebzeler rengârenk bir dünya sunuyor. Hele peynirlerin ve şarküteri ürünlerinin sergilendiği bölüm, bir kuyumcu dükkânı gibi müşterileri vitrinlerine çekiyor. Bir müzede şaheserleri seyrederken duyduğunuz tüm duyguları burada da duyacağınızdan emin olabilirsiniz.
Lima
Güney Amerika’nın en iyisi
Peru’nun başkenti aynı zamanda Güney Amerika’nın da lezzet başkenti sayılıyor. Dünyanın en iyi 50 restoranından 3’ü bu kentte bulunuyor. Üçünde de fiyatlar oldukça makul. Zaten Peru mutfağının tadına bakabilmek için öyle avuç dolusu para harcamaya gerek yok. Lokantaların çoğu lezzetli ve ucuz. Çeviçe, Quiona, Pisco ile bütün dünyada bir anda ünlenen Peru mutfağı, gastronomi turizminin en cazip merkezlerinden biri haline geldi. Lezzetli yemekler kuvvetli bir mıknatıs gibi yemek severleri Lima’ya çekiyor. Kent her yıl gastronomi turizminden 350 milyon dolar kazanıyor.
Tek dezavantaj Lima’nın 3 bin metrelerde kurulmuş olması. Yükseklik insanı yoruyor, nefes nefese bırakıyor biraz da iştahını kapatıyor.
Marakeş
Kırmızı şehrin tadı
Fas’ın bu ünlü şehri, dünyanın en iyi 20 gastronomik şehrinden biri. Dünyanın dört bir yanından gelen lezzet avcıları, bu kentin ilginç restoranlarını dolduruyorlar. Kent mimarisi, kırımızı renkli binaların yanı sıra lezzetli mutfağı ile de ziyaretçileri kendisine hayran bırakıyor. En önemli yemek irmikle yapılan kuskus. Bu bulgur benzeri yiyecek, sebze ve etle kılıktan kılığa sokuluyor. Üstüne de mutlaka yukarıdan dökülen naneli çay içmek gerekiyor. Çayın tatlı olduğunu unutmayın.
Yemekler sadece şık restoranlarda sunulmuyor. Jemaa El Fna meydanının ortasında kurulan açık hava lokantasında, salyangozdan kebaba kadar her çeşit yemeği bulmanız mümkün. Ayrıca meydanın etrafındaki pazar yerinde sergilenen zeytin ve baharat çeşitleri de insanı alış verişe teşvik ediyor. Açık hava gözlemecilerine rastlarsanız, tadına bakmanızı öneririm.
Tokyo
Şaşırtıcı lezzetler
Japonya’nın başkentinde neredeyse her restoranın yıldızı var. Kentte 13 tane 3 Michelin yıldızlı, 56 tane 2 yıldızlı,166 tane de 1 yıldızlı restoran bulunuyor. Bunlara suşi barlarını da eklemek lazım. Her bütçeye uygun bir yer bulmak mümkün. Bu yemeklerle beraber, ister pahalı Fransız şarabı, ister sake (sıcağı daha lezzetli oluyor), ister dünyanın en lezzetli biralarını içebilirsiniz. Japonlar malt viski konusunda da çok iddialılar. Bunları tadabileceğiniz yüzlerce viski barı mevcut. Pastanelerine de bir göz atmanızı öneririm. Bir sanat galerisini andırıyorlar. Biraz pahalı olduğunu aklınızdan çıkarmayın.
Tokyo’ya kiraz ağaçları çiçek açtığında giderseniz, bir taşla iki taş vurmuş olursunuz.
San Sebastian
Ekmek üstü meze cenneti
İspanya’nın küçük şehri San Sebastian gastronomi turizminin dünya başkenti. Neredeyse her köşe başında bir tane Michelin yıldızlı lokanta var. Kiminin omuzunda bir, kiminin iki, kimininse üç yıldız bulunuyor. Bu restoranlarda yer bulabilmek, deveye hendek atlatmaktan daha zor.
Güneşin giremediği eski şehir, kentin kalbinin attığı yer. Buradaki Pintxos barları, akşamüstünün çekim merkezleridir. Bar tezgâhlarının üstüne, onlarca çeşit ekmek üstü meze dizilir. Peynir, deniz mahsulleri, şarküteri ürünleri, zeytin, özellikle küçük balıklar, köfteler, patatesli omletler bu mezelerin ana maddeleridir. Pintxos barları arasında kıran kırana bir çeşit yarışı vardır. Buradaki yeme usulü, tıpkı açık büfelerdekine benziyor. Tabağınıza tezgâh üstündeki mezelerden istediklerinizi alıyorsunuz. Parayı ödeyip, boş bulduğunuz bir yere oturuyorsunuz. Meydanlardaki veya kaldırımlardaki kahvelerden birine oturursanız, yörenin beyaz şarabı Txakolin’in tadına bakmanızı öneririm. Ayrıca elma şarabı da en çok tüketilen içkilerin arasında yer alıyor. Kırmızı şarap ve kola ile yarı yarıya karıştırılan Kalimotxo ise gençlerin tercih ettiği bir içecek.Eğer gitmeye niyetlenirseniz, Michelin yıldızlı lokantalara önceden yer ayırtın. Michelin yıldızı önemli değil diyorsanız, lezzetli lokanta oldukça fazla.
Roma
Her yol lezzete çıkıyor
Roma, her zaman çok lezzetli bir kent... Burada makarna ve pizza yemek ayrı bir zevk! Yeter ki bunların en iyilerinin nerelerde yapıldığını bulun. Aslında bunun için pek çaba harcamanıza gerek yok. Turistlerin az gittiği semtlerdeki lokantalar bu konuda en doğru adresler.
Roma mutfağı sadece pizza ve makarnadan oluşmuyor. Zengin seçenekler var. Örneğin balık yemekleri, baharatlı salça ile pişirilmiş nane soslu salyangoz, Roma usulü pişirilmiş enginar, dana gözü yuvası, fener balığı çorbası, dana ciğeri kızartması, işkembe yemekleri, kurutulmuş at eti. Yemekler saymakla bitmez. Yani Roma’da işiniz zor. Roma yürüyerek keşfedilecek bir kent. Rahat ayakkabı ile gitmenizi öneririm.
Fotoğraflar: Alamy
Paylaş