Paylaş
İksir, 1926 yapımı bir konağın etrafında, toplanmış bir tesis. Bir zamanlar binaların kimi samanlık, kimi ahır, kimi depoymuş. Hepsi aslına uygun restore edilip lokantaya, otele, bara, spor merkezine, toplantı salonuna dönüşmüş. İsmini ise kurucusu emekli matematik öğretmeni İksir Aydın’dan almış. Bahçesinde asırlık ceviz ve söğüt ağaçları var. Dilleri olsa kim bilir neler anlatacaklar!Her birinin dalından bir kuş sesi geliyor. Hele sabah erkenden öten çalı bülbülleri, güzel bir günün başlangıcını müjdeliyorlar sanki.
Daday, Kastamonu’nun en yeşil ilçelerinden biri… Kastamonu’da her yer yeşil ama burası biraz daha zümrüt yeşiline dönüşmüş.Sonbaharda sarılı, kırmızılı renklere bürünen doğa, ilkbaharda tek renk sergiliyor: o da zümrüt yeşili.Yeşil tarlalar uzaklarda mor dağlarla sona eriyor. İksir tesislerinde ister bisiklete binin, ister yürüyün, ister havuzda yüzün. Nereye gitseniz hava tertemiz... Çünkü ‘Ballıdağ’dan kopup gelen rüzgâr oksijen yüklü.Eğer ata meraklıysanız, siyez buğdayı tarlalarının bitimindeki yeşil otlakta atlar sizi bekliyor. Ben en çok yarı belime kadar ancak gelen Midilli atlarla oynaştım, köpek misali sevdim onları. Her şey iyi ve hoştu ama benim ilgimi daha çok mutfak çekti.
Gizli kalmış lezzet hazinesi
Kastamonu mutfağını oldum olası çok severim. Ona toz kondurmam. Övgüler düzmekten hiç çekinmem. Bence Anadolu’nun en zengin en lezzetli mutfaklarından biridir ama nedense pek de bilinmez.Onun için kaldığım süre boyunca mutfağa yakın oturdum.Şef Evren Deniz, yöreden temin ettiği malzemeleri yorumlayarak, lezzetli yemekler yapmıştı.Kastamonu mutfağında turşunun yeri başka… Turşu sofranın baş tacı! Taze fasulye, kanlıca mantarı, hodan sapı ve kazayağı mantarı, beyaz pancar turşuları zaten dizginleyemediğim iştahımı dörtnala kaldırdı. Kahve fincanında sunulan cincile mantarı çorbası, topraksı tadı ile damağımı ilkbahar ile doldurdu. Cincile zaten baharın habercisidir, topraktan başını ilk o çıkartır. Ihlamurlu pumpum çorbası da bir o kadar lezzetli ve çiçek kokuluydu.
Kuzugöbeği mantarının yeri bende ayrıdır. Onu tavada, tereyağında, uykulukla çevirip yemeyi pek severim. Şef bu güzelim mantarın içini mevsim otları (kıvrışık, ısırgan ve toklu) ile doldurup pişirmişti. Kaymaklı ısırgan ezmesini, siyez unundan yapılan ekmeğe sürmeye bir türlü doyamadım.Kestaneli kiren (kızılcık) sosu ve siyez bulguru ile servis edilen kuzu incik, yöre malzemelerinin tüm lezzetini sergilemişti.Üryani eriğinin şekersiz peltesi ile yapılan ‘üryan tırtıl tatlısı’, ziyafete mayhoş bir nokta koydu.Tesisin bir de çiftliği var. Beş kilometre uzaklıkta... Oraya isterseniz yürüyerek gidebilirsiniz. Sabah, mahmur adımlarla, kuş sesleri eşliğinde bir saatte gidebilirsiniz.
Çiftlik 120 yıllık. İnekler, tavuklar üretim telaşında. Taze süt, lezzetli yumurtalar... Dadaylı kadınlar ise çevredeki ormandan, çalılıklardan, yaylalardan topladıkları meyveleri lezzetli yiyeceklere dönüştürüyorlar. Dağ çileği, dut, kırmızı ve sarı elma, kızılcık marmelatı, çörtük ekşisi, kuşburnu reçeli, çeşit çeşit pekmez.
Sofrada bunlara ilaveten ısırgan otlu çökelek, yöre peynirleri, sıcak siyez ekmeği, sucuklu köy yumurtası, pişi, tereyağı, kaymak, taze sağılmış inek sütü sıra sıra dizilmişti.Kahvaltıya kuş seslerinin ve inek böğürtüsünün de eşlik ettiğini söylemeliyim.Daday denince akla hemen etli ekmek geliyor. Etli ekmek Konya’yı çağrıştırıyor ama Kastamonu’nun etli ekmeği ona benzemiyor. Şekli Eskişehir’in çiğ böreği gibi ama ondan çok büyük… İçindeki soğanlı kıyma oldukça sulu. Odun fırınında pişerken hamur etin bütün suyunu içine çeker ve ortaya muhteşem bir lezzet çıkıyor.Eğer Daday’a yolunuz düşerse ‘Memişoğlu Etli Ekmek’ te bu lezzetle tanışabilirsiniz.
Döner ve pastırma yemeden dönmeyin
Kastamonu’ya giderseniz, Eflani Konağı’nda ‘Banduma’nın, ekşili pilavın tadına bakmayı ihmal etmeyin. Hatta midenizde yer kalırsa, bir parmak boğumu büyüklüğündeki etli sarmadan da bir kaç tane atıştırın.Eğer Taşköprü uzak kalırsa, ünlü kuyu kebabını ‘Kırcılar Kuyu Kebabı’nda yiyebilirsiniz. Şimdi tam zamanı çünkü kuzular yağlanmaya başladı.Kastamonu’da döner denince parmaklar hemen ‘Naila Döner’i gösterir. Siz en iyisi 1,5 porsiyon ısmarlayın.Sade simitle yapılan ‘Simit Tiriti’ kentin simge yemeklerinden biridir. Bülent Usta dedelerinden emanet aldığı bu lezzeti bugünlere kadar taşımış.Kastamonu’ya gelmişken ‘Tabakoğlu Pastırma’ya uğramadan giderseniz geziniz yarım kalmış sayılır. Ilgaz Dağı’nın rüzgârıyla kuruyan pastırmalarından, sucuğundan kendinize, eşinize, dostunuza almadan uçağa binmemenizi öneririm.
Paylaş