Paylaş
Haliç kıyısında İstanbul’un en özel yerlerinden Miniatürk. İçeri adım attığınızda devasa büyüklükte bir alana giriyorsunuz. Tıpkı masallar ülkesi gibi… Başınızı sağa çeviriyorsunuz Sümela Manastırı, Mardin evleri sola çeviriyorsunuz Galata Kulesi ya da Peri Bacaları… Adım başı ayrı bir güzellikle dolu. Sanki doğudan batıya, kuzeyden güneye bütün ülkeyi bir anda dolaşmış gibi hissediyorsunuz kendinizi. Yalnız bu anlattıklarım işin bonusu… Asıl rotamız Miniatürk Panorama Zafer Müzesi.
Miniatürk’a giriş yetişkin 7.5 öğrenci 3 TL. Zafer Müzesi için ekstra bir ücret ödemiyorsunuz.
Etkileyici ses ve ışık efektleri
Bundan tam 14 yıl önce Cumhuriyet’in kuruluşunun 80. yılında açıldı Zafer Müzesi… İçeri adım atar atmaz kitaplardan okuyup öğrendiğim bağımsızlık savaşını sanki o günleri yaşıyormuşum gibi yakından hissettim. Burada Milli Mücadele’yi sadece cepheden seyretmiyorsunuz.
Cephe gerisinde süregiden günlük hayatı da ses ve ışık efektleri arasında canlanan maketlerle izliyorsunuz. Her bir maket özenle yapılmış, özellikle arka fondaki çizimler görülmeye değer. Ama kapıdan içeri girer girmez duyduğum sesler karşından tüylerim diken diken oldu. Seslerin özenle yapılan ışık unsurlarıyla bütünlenmeşi ortaya canlı bir kompozisyon çıkarıyor.
Atatürk sergisi
İşte tam da o esnada hangi detaya bakacağınızı şaşırıyorsunuz. Silah sesleri, acı içinde bağıran insanlar ve ‘Allah Allah’ nidaları hâlâ kulaklarımda çınlıyor. Zafer Müzesi kazanılan savaşı gözler önüne sererken minikler için de önemli bir eğitici özelliği var. Fonda resimlenen Çanakkale ve Kurtuluş savaşlarından seçilen sahneler ve üç boyutlu maketler çocukların ilgisini çekiyor. Ayrıca müzenin çıkışında yer alan ‘Atatürk Fotoğrafları Sergisi’ni de es geçmeyin. Burada Atatürk’ün tarihe ve geleceğe yön veren sözleri size eşlik edecek.
Fotoğraflar: Alamy, Miniatürk, İsmail Sarı
Paylaş