Paylaş
Cumartesi sabah 8.15 uçağı ile Ljubljana’ya gittim, saat 09.00’da konaklayacağım otele eşyalarımı bıraktım ve doya doya şehri gezmeye başladım. Ertesi akşam da 19.55 uçağı ile İstanbul’a döndüm. Uçuş zaten 1 saat 45 dakika sürüyor. Slovenya’da çok küçük bir ülke. Hele başkent Ljubljana zaten en uzak yeri 15 dakika yürüme mesafesinde olan bir şehir. O yüzden bu süre yetip de artıyor.
Slovenya Turizm Ofisi’nin daveti ile gittiğim Ljubljana’da kent merkezinde yer alan Fil anlamına gelen Slon otelde (Best Western Premiere) konakladım. Yakın bir zamanda restore edilmiş otelin konumu bence şehirdeki en iyi noktalardan biriydi. Çok da güzel bir lounge restaurant’a sahip. Ljubljana Turizm ofisi de bana şehri daha rahat gezebilmem, müzelere ve çeşitli göürlmesi gereken yerlere ücretsiz girebildiğiniz karttan temin etti. Bu sayede hem ulaşım araçlarından bot turu da dahil, hem de kale gibi atraksiyonlar ve müzelere ücretsiz girebildim. 2 günlük kartın fiyatı 30 Euro. Ama çok işinize yarıyor.
Gelelim Ljubljana lezzetlerine... 2 günde deneyebildiğim kadar çok şey denemeye çalıştım. İlk günü sokak lezzetlerine ayırdım, 2. Gün de şehirde bana en çok tavsiye edilen restoranlardan birinde yedim. Bakın nasıldı Slovenya mutfağı... Slovenya uzun süre hem Avusturya-Macar İmparatorluğu hem de Yugoslavya’ya bağlı yaşadığı için bu iki kültürden de etkiler mutfağında oldukça hissediliyor.
Orta Avrupa yemeği olan Gulaş burada da kendine yer edinmiş. Av hayvanları, şarküteri ürünleri, et yemekleri mutfağın başlıca lezzetleri arasında. Yalnızca 45 km olan deniz sınırı sebebiyle o bölgede deniz ürünleri mutfaklarında bulunuyor. Eski Yugoslav devletlerinden de gelmiş olan lezzetler var. Cevapcici ve Pleskavica köfteleri gibi...
Ek Bistro:
Kahvaltı ve brunch için en iyi adreslerden biri. Ben de kahvaltı vakti şehirde olduğum için ilk iş Ek’e gittim. Rezervasyonum yoktu ama şansıma 1 kahve içip bekledim ve 10 dakkaya kalkan masalardan birine oturtuldum.
Eggs benedict, Eggs Florentine, Eggs Royale gibi çeşitlerin yanında granola, tost çeşitleri ve brunch kokteylleri de menü de mevcut. Benim tercihim ıspanak, hollandaise sos ve English muffinli Eggs Florentine oldu. Yanında da 1 kadej mimosa ile...
Klobasarna:
Slovenya’ya özgü sucuklardan yemek isterseniz o zaman dışında kocaman bir sucuk maketi olan Klobasarna’ya gitmelisiniz.
Hardal, lahana ve bir adet sıcacık ekmek ile servis edilen sucuk bana göre çok lezzetli idi. Ayrıca Slovenya’ya özgü çorbaları da var. Kış aylarında çok iyi gidiyor...
Moji Struklji slovenjie:
Slovenya’ya özgü bir tür sarma halinde yenen krep. Hem tuzlu hem da tatlı versiyonları bulunuyor.
Yemeklerin yanında da servis ediliyor. Şehirde bunu yapan en iyi mekanlardan biri Moji Struklji. 20 farklı çeşidini yapıyorlar. Mutlu ve çikolatalı olanını denedim ve kendimden geçtim. Mutlaka denemelisiniz!
Burek Olimpija:
Osmanlı’dan gelen alışkanlıklardan biri de Balkanların börek aşkı. Sırbıstan, Hırvatistan ve Bosna nereye giderseniz börek en fazla yenilen atıştırmalıklardan. Slovenya’da da bu durum değişmiyor.
Burak Olimpija şehrin biraz dışında bir büfe (15 dakika yürüyerek). 7/24 açık ve sadece fırından yeni çıkan tepsilerde pizza servis ediyor. Kıymalı, peynirli, elmalı ve pizza börekleri var. Ben pizza olanı denedim ve çok beğendim. Bizde de bence denenbilecek bir lezzet!
Rostilj:
Burası bir hamburgerci. Ama alıştığımız hamburgerlerden değil, Boşnaklara özgü cevapcici ve sırplara özgü pleskavica köfteleri ve bazlamaya benzer ekmekle burger yapıyorlar. Pleskavica hamburger etinden 2 kat daha büyük bir köfte ile yapılıyor.
İçine marul, soğan ve domates sosu konularak yeniliyor. Kesin denemelisiniz dediklerimden!
Julia:
Şehirde Slovenya yemekleri yemek istiyorum dediğimde tavsiye edilen iki mekandan biri burasıydı. Menülerinde bir sayfa Slovenya yemeklerine ayrılmış. Genellikle et ağırlıklı yemekler yer alıyor. Gulaş da var elbette. Kremalı ıspanak çorbası ve bir kırmıız Slovenya şarabı ile yemeğe başladım. Ben rumpsteak dedikleri kırmızı şarap soslu biftek istedim ancak et çok ama çok sertti.
Bıçak bile kesmez derecedeydi. Hiç sorun yaratmadan kendi önerdikleri bir başka et ile değiştirdiler. Bu kez gelen et yumuşacık ve çok lezzetliydi. Kırmızı şarap sosu ve yanında da peynirli struklji, mantar sote gayet başarılıydı. Ama tipi Slovenya yemeği nasıl derseniz her yerde bulabileceğimiz lezzetlerden bir farklı olmadığını söyleyebilirim. Tabi başka restoranlar denemedim belki başka bir çok ilginç yemeği vardır.
Bled’de Cream Tart:
İkinci gün sabah erkenden yeryüzü harikası Bled gölüne gittim. Buraya özgü olan Cream Tart adlı tatlıdan yedim. Bled’e gidenlerin mutlaka tatması gereken bir tatlı olarak söz ediliyor.
Vila Preseren adlı harika göl manzarası olan cafe de kahve ile birlikte bu tatlıdan denedim. Milföy arasına pastacı kreması ve üzerine de krem şanti. Krem şanti kesinlikle olmasa da olur. Ama pastacı kreması inanılmaz lezzetli. Ve son derece de hafif, az şekerli. Mutlaka deneyin...Slovenya Balı Ljubljana’da her yerde karşınıza çıkacak. Bölgeye özgü bir arı türünden elde ediliyormuş ve çok özel olduğu söyleniyor. Ben tattım. Krem şekline getirilip çeşitli aromaları olanları çok değişik.
Bal likörleri de ilginç. Bir de şarküteri ürünleri çok enteresan. Koyun, inek, domuz kadar at ve ayı etinden de sucuk tüketiyorlar. At etinden hamburger her yerde karşınıza çıkacak... Ben denemedim. Pek de arzum yok bu konuyla ilgili. Bu arada 1 Aralık itibari ile Ljubljana’da noel pazarları kurulmuş. Ülkenin ünlü ressamı Zmago Modic şehrin noel ışıklarını tasarlıyormuş her sene. Bu sene uzay konseptinde bir tasarım vardı. Tüm şehir ışıl ışıldı. Noel pazarlarından kestane ve tarçınlı sıcak şarap kokuları yayılıyordu her yere... Bence bir kez bu dönemde mutlaka ziyaret edilmeli Ljubljana.
Fotoğraflar: Gürhan Kara
Amerika'da Başka Bir Macera
2 ayda 32 eyalet ve 13 milli park gezen arkadaşlar Amerika'dan harika görüntüler yakaladı.
Paylaş