Paylaş
Nikaragua yüz ölçümüyle, Orta Amerika’nın en büyük ülkesi ama onu adından bahsettiren ne yüz ölçümü, ne de doğal güzellikleri oldu. Yakın zaman da yaşadığı, tarihin en kanlı iç savaşına tanıklık etmiş olmasıyla ve bu süreçte yaşadıklarıyla daha çok adından söz ettirdi… Nikaragua günümüzde artık Latin Amerika’nın vazgeçilmez seyahat rotlarından biri olma yolunda. Özellikle aktif volkanları, harika şehirleri ile göze gönle hitap eden bir ülke. Nikaragua deyince ilk akla gelen şehir Managua oluyor. Managua ülkenin hem başkenti, hem de en büyük kenti.
Ayrıca filmlere de konu olmuş iç savaşta en çok adı geçen şehridir. Her yıl 19 Temmuz günü, başkent Managua’da bulunan Plaza La Fe’de yani Devrim Meydanı’nda halk, Somoza ailesinin korkunç diktatörlüğünden kurtuluşunu kutlamakta. Bu öyle bir diktatörlük ki, kırk yıldan fazla sürmüş etkileri günümüz de bile hâlâ tam anlamıyla silinememiş. 19 Temmuz 1979 yılında tüm emekçiler, öğrenciler ve gerillalar birleşerek bugün de yönetimde olan Sandinista Ulusal Kurtuluş Cephesi ( FSLN) sayesinde özgürlüklerine daha önemlisi, Somoza vahşetinden kurtulmuş oldular. Nikaragua’nın yakın tarihte yaşadığı trajediler buraya sığmayacak kadar uzun, az da olsa bahsetmemin nedeni tüm şehirlerinde göreceğiniz hava size o zamanları yaşatıyor gibi geliyor.
Evet, halk artık baskı ve zulüm görmüyor belki ama bu bölgeye biraz hâkim olarak giderseniz ne demek istediğimi anlayacaksınız. Diğer Latin Amerika Ülkeleri’nden bir farkı var, bu pek de tarif edilebilecek bir olay değil gitmeden önce burayla ilgili okuduğum bazı olumsuz seyahat yazılarına rağmen ben Nikaragua’yı çok sevdim bana çok samimi bir ülke gibi geldi, belki de bunun asıl nedeni aşırı turistik olmaması ve doğal kalmış olmasıdır.
Her yer film seti gibi
Kendinizi 1970lerde geçen bir film setinde gibi hissediyorsunuz. Küba için de aynı şey söylenebilir belki ama aradaki aşırı turistik olma farkı nedeniyle, Nikaragua kesinlikle en sevdiğim ülke olabilir. Tabi bu beklentiyle de alakalı. Öncelikle güvenlik bir sorun olabilir, sokakta yerde yatan insanlar görmeniz oldukça mümkün. Bir kafe de otururken sizden para isteyen insanlar olabilir ama asla beni rahatsız edecek bir durum yaşamadım, şu an İstanbul’da da bir kafe de otursanız aynı şeyler başınıza gelebiliyor ama bu ülkeler de daha dikkatli olmak gerekiyor o ayrı bir konu tabi. Ülkeyi görmeye gelen turistlerin büyük çoğunluğu iç savaşın izlerini görmek için geliyor bir de eşsiz doğal güzellikler için…
Büyüleyici Masaya Volkanı
Bu doğal güzelliklerden turistleri en çok çeken nokta, Masaya Volkanı, 14 yanardağı olan ülkenin en önemli turizm noktasıdır. Yanardağa sadece uzaktan bakmayla yetinmiyor, kraterin seyir terasına kadar gidip aşağıya bakabiliyorsunuz ve şanslıysanız lavları da görebiliyorsunuz. Volkanlar en merak ettiğim ve tüm seyahatlerim de en çok sevdiğim gezi noktaları oluyor. Siz de benim gibi doğal fenomenlere meraklıysanız Nikaragua harika bir seyahat seçimi olabilir. Sıradan bir araba yolcuğunda bile ortam bir anda kararıp, yanı başınız da bir volkanın köpürmeye başladığını görebilirsiniz öyle bir ülke çünkü aktif volkanlarıyla ünlü. Doğal güzellikleri demişken aşırı yeşil ve doğa ile iç içe bir ülke olduğunu da söylemden geçmek olmaz. Özellikle ülkeye girişim çok ilginç bir şekilde oldu. Eğer El Salvador üzerinden sınır geçişi yapıyorsanız körfezden geçip sınır noktasına geliyorsunuz ve suya atlamanız gerekiyor. Sonra çıplak ayakla gümrüğe gelip pasaport kontörlünden geçiyorsunuz ve ayaklarınızı yıkamaya yardımcı oluyorlar. Şehir merkezine giderken de harika yollardan ve köylerden geçiyorsunuz gerçekten film seti gibi böyle bir sınır geçişi pek yaşayabileceğiniz bir olay değil, sadece bu bile benim gibi maceraperestlerin deneyimlemesi gereken bir olay diye düşünüyorum.
Sizlere bu yazdım da şehir bilgileri, detaylı tarih anlatmak istemedim bunları istediğiniz an her yerden ulaşmanız mümkün. Ben burada kısaca Nikaragua neden görülmeli buna değinmeye çalıştım. Zor bir pandemi sürecinden geçiyoruz ve buralarda zor olan hayatlar şimdi daha da kötü olmalı. Umarım tüm dünya en yakın zaman da eski sağlıklı günlerine geri döner en azından durumlar biraz daha iyi olur ve biz de bu güzel ülkeleri, bu güzel insanları görmeye devam ederiz. Tüm bunlar bittiğin de Latin Amerika ziyaretinize Nikaragua eklemeniz dileğiyle herkese sağlıklı günler.
Paylaş