Paylaş
Belgrad’da düşük beklentilerle gidenlerin çok şaşıracaklarına eminim. “Avrupa’ya yakın ama Avrupa gibi değil” hissi veriyor ilk bakışta. Sanki 90’larda dondurup öylece bırakmışlar şehri. Mesela, tüm kapalı mekânlarda sigara içilebiliyor, sokak aralarında dolup taşan internet kafeler görebiliyorsunuz, ya da bir dükkânında gençliğiniz en yakın dostu Walkman ile karşılaşabilirsiniz.
Belgrad için “bizden” ifadesini kullanmam boşuna değil. Bir Sırp köftesi var “Cevapcici” dedikleri, bizim İnegöl’ü aratmıyor. Keza salatası hatta musakkası bile bizim mutfağımızdakilerle yarışır. Gelelim en güzel habere, Belgrad gerçekten çok ucuz bir şehir! Avrupa ülkelerine gittiğinizde her aldığınız şey için çarpı 3,50 TL matematiğine maruz kaldığınız için Belgrad size cennet gibi gelecek! Özellikle yeme-içme kısmında fiyatlar İstanbul’a kıyasla bile daha uygun seviyelerde.
“Belgrad’a gelip de görmeden gidilmez” diyebileceğim birkaç yer var. Bunlardan ilki “Kalemegdan” adını verdikleri, Osmanlı dönemine ait tarihi kale ve içinde askeri müzenin yer aldığı bir açık hava müzesi. Ayrıca şehri tepeden izlemek için de ideal bir nokta. Bunun yanı sıra Kalemegdan içinde büyük bir parkı barındırıyor. Özellikle sonbahar ve ilkbahar aylarında gideceklere bu parkta piknik yapmalarını öneririm.
İkinci önerim ise “Nikola Tesla Müzesi”, Nikola Tesla Sırbistan için çok önemli bir isim. Havaalanı dâhil Belgrad’daki pek çok önemli noktaya ismi verilmiş kendisinin. İcatları, görüşleri ve o döneme kazandırdıkları değerleri öğrenmek için bu müzeyi bir rehber eşliğinde gezin derim.
Skadarlija diğer bir gidilmesi gereken bölge bence. Şehrin sanat galerileri ve lokal restoranlarının bulunduğu, Arnavut kaldırımlı ve çiçekli sokakları içinde barındıran keyifli bir semt burası. Her ne kadar biz göremesek de özellikle bahar ve yaz aylarında nefis bir ambiansa sahip olacağını düşünüyorum.
Knez Mihajlova Belgrad’ın ünlü alışveriş caddesi. Şehrin ortasında boylu boyunca uzandığı için yerini anlatmama gerek yok, elbet yolunuz düşecektir. Oldukça canlı ve kalabalık, alışveriş ve vitrin bakmak isteyenler güzel vakit geçirebilirler. Gezilecek yerler bölümünü sanatla kapatalım derim. National Museum şehrin tam merkezinde Cumhuriyet Meydanı’nda yer alıyor. Bizim gittiğimiz dönemde içinde renovasyon çalışmaları olduğu için kapalıydı, ne yazık ki ziyaret edemedik. Müzede Gustav Klimt, Van Gogh, Monet gibi efsane sanatçıların eserleri bulunuyor. Siz denk gelirseniz mutlaka gezin.
Gelelim yeme içmeye!
Lorenzo & Kakalamba; geleneksel Sırp yemeklerinin yanında efsane dekorasyonu tam Instagram’lık bir mekân.
Blaznavac; Bahçesinde nefis kokteyller yudumlayacağınız, rengârenk dekorasyonuyla fotoğraf çekmeye doyamayacağınız eğlenceli bir bar.
Jazz Basta; Belgrad’ın popüler mekanlarından biri, haftanın üç günü lokal gruplar Jazz performansıyla sahne alıyor. Sırf bahçesi için bile görülmeye değer.
Berliner; adından da anlaşılacağınız gibi tam bir Alman barı. 10’larca çeşit bira ve nefis sosisliler sizi bekliyor.
Manufaktura; akşam yemeğinizi canlı Balkan müziği ve harika Sırp yemekleriyle taçlandırmak istiyorsanız gidebileceğiniz tatlı bir restoran.
En güzel kafeler nerede mi?
Amelia Cafe; şirin dekorasyonu ve lokallerin uğrak yeri olan bir yer.
Aviator Coffee Explorer; şehrin en iyi kahvesi için gidilmesi gereken 3.dalga kahveci.
Koffeein; Belgrad’a birkaç şubesi bulunan, kahveleri ve tatlıları güzel bir kahveci. Yolunuzun üstündeyse espresso molası verebilirsiniz.
Fotoğraflar: Görkem TEMELKA
Paylaş