Paylaş
Konya’nın yapısı
Coğrafi yapısı bakımından Konya, Türkiye’nin en büyük yüzölçümüne sahip ve en kalabalık yedinci şehridir. Detaylı bir Konya seyahati yaptığımız için epey yol yaptık şehirde. Neredeyse dümdüz bir arazi üzerine konuşlanmış, geniş topraklara sahip olduğu için de kent merkezi dahil; ciddi bir trafik sorunu olmayan, iyi bir şehir yapılanmasına sahip.
Konya’da nereye gitmeli, nereleri gezmeli?
Konya’ya ilişkin önemli noktaları kısa kısa yazdıktan sonra gelelim seyahatimizin detaylarına. En kalabalık çıktığım seyahatlerden biri oldu Konya. İstanbul’dan Cumartesi sabah 06:05 uçağıyla çıktık yola. 50 dakikalık kısa bir uçuşla Konya Havalimanı’na varıp kiraladığımız aracı teslim aldık.
Hem kültür, hem de gastronomi üzerine bir seyahat planlayıp saati saatine yaptık Konya planını. Burada minik bir parantez açıp daha önce Konya’ya giden ve tecrübelerini bizimle paylaşan, Türkiye’yi karış karış gezmiş; hala da gezmeye devam eden can dostum Didem’e teşekkür etmezsem olmaz. Onun tecrübelerinden bol bol yararlandık gezi planını hazırlarken. Sonucunda da çok keyifli bir rota yapmış olduk. Şimdi size detaylarıyla yazayım; yazıyı çok da uzun tutmadan…
Biraz Rum biraz Türk: Sille Köyü
Konya’da ilk durağımız tarihi Rum Köyü Sille oldu. Selçuklu İlçesi’ne bağlı köyün tarihi yaklaşık 5000 yıl öncesine kadar uzanıyor. Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerini yaşamış; Aya Elena Kilisesi, tarihi cami, hamamı ve meydanıyla günümüze kadar canlı kalmış bir mozaik adeta. Havalimanından yaklaşık bir saatlik yolculuk sonrası ulaştık. Sabah erken saatlerde geldiğimiz için köy son derece sessizdi. Özellikle yaz mevsiminde gelmenizi tavsiye ederim. Sille Köyü görülmesi gereken yerlerden biri. Köyde kahvaltımızı yapıp gezimize devam ediyoruz.
Konya Tropikal Kelebek Bahçesi
Konya’daki önemli yapılardan bir diğeriyse Konya Tropikal Kelebek Bahçesi… 3500 metrekare üzerine kurulmuş, içinde çeşit çeşit kelebek, tropikal bitki, şelale, kelebek yumurtası ve müze mevcut. Özellike çocuklar için son derece eğitici, eğlenceli bir yer. Girişte bilet ( tam 17,5 TL, öğrenci 10 TL) alıp başlıyoruz gezmeye. Ortam kelebeklerler için belirli bir nem ve sıcaklıkta tutuluyor. Kelebeklerle dans ettikten sonra müze bölümü karşılyor sizi. Kelebeklerin hayatını anlatan kısa bir filmi izleyip ve böceklerle ilgili birçok bilgi edineceksiniz müzede. En son bölümde de hem hediyelik eşya hem de çay kahve içebileceğiniz şirin bir kafesi bulunuyor. Bu arada kelebekler bildiğimizin aksine birkaç gün değil, bir yıla kadar yaşayabiliyorlarmış.
Konya’nın Neolitik kenti: Çatalhöyük
Neolotik çağdan günümüze kadar gelen Çatalhöyük, 2012 yılında Unesco Dünya Miras Listesi’ne alınmış. Konya’nın Çumra İlçesi’nde yer alıyor. Giriş ücretsiz.
Yeşilliğin içinde: Meram Bağları
Bağ, bahçe; yeşilliği ile meşhur Meram Bağları şehir merkezine yaklaşık altı km uzaklıkta olup, günümüzde kafe, çay bahçesi ve park alanlarıyla; özellikle yaz aylarında insanların uğrak yerlerinden. Selçuklulardan beri süregelen bir gelenek ve yaşam tarzıyla; Konya’da yaşayan ve maddi olarak durumu iyi olanlar bu bölgede köşk, konak, ev alıp yaz aylarında burada yaşarlarmış. Görülmesi gereken yerlerden bir diğeri.
Mevlana Kültür Merkezi
Mevlana Müzesi’ne yaklaşık bir km uzaklıkta bulunan kültür merkezinde her Cumartesi saat 19.00’da ücretsiz sema gösterileri yapılıyor. Ayrıca 10.000 metrekare alan üzerine kurulu olup; fuaye alanları, sergi salonu, kafetarya ve araştırma merkezi bulunuyor. Konya için önemli sosyal ve turistik yapılardan biri.
Ayrıca Mevlana Müzesi ve Türbesi, Şemsi Tebrizi Türbesi, Karatay Medresesi, Bedesten Çarşısı, Alaeddin Tepesi, Klistra Antik Kenti, Kyoto Japon Parkı gezebileceğiniz diğer yerler.
En leziz yemekleriyle: Konya Mutfağı
En abartısız haliyle yazıyorum; Gaziantep dahil birçok şehir gezmiş biri olarak; Konya’da hayatımda yediğim en lezzetli yemeklerden birini yedim. Konya’nın meşhur Tirit yemeği. Konya’ya gittiğinizde ilk durağınız kesinlikle Tiritçi Mithat olsun. Sadece bu kadar yazıyorum. Etli Ekmek yine hepimizin bildiği meşhur Konya tatlarından bir diğeri. Açıkcası lahmacundan çok da farklı bir tat gibi gelmedi bana ama tabi ki de Konya’ya gittiğinizde tatmanız gereken lezzetlerden. Mekan Cemo Etli Ekmek.
Büyük bir parantezi de Konya’nın serpme kahvaltısına açmalıyım. Yağlı somunu, leziz reçel, peynirleriyle enfes bir kahvaltı ile başlayacaksınız Konya’yı gezmeyi. İlk gün Sille, ikinci gün Lokmahane Çarşı’yı tercih ettik kahvaltı için. Şiddetli tavsiyelerimden biridir Konya serpme kahvaltısı. Son olarak da ‘Bamya Çorbası’, kendine has ‘Höşmerim’i, ‘Saç Arası’ ve ‘Zerde’ tatlısını da yazarak bu kısmı sonlandıralım.
Ulaşım ve konaklama
Biz Pegasus’u tercih ettik bu seyahatte. Uçuş 50 dakika. Konaklama için de birçok seçenek mevcut. Merkeze yakın olan Safa Royal Museum’u seçtik.
Özetle; hem kültürel hem de gastronomi üzerine keyifli ve lezzetli, hafta sonu bir gece konaklamalı gayet rahat gezebileceğiniz bir durak Konya. Benden söylemesi. Şubat ayı soğuğu mu? İnanın soğuk gezmeye engel değil.
Paylaş