Paylaş
Bu kampta bana kamp olayına gönül vermiş, birkaç yıldır her fırsatta kamp atan adaşım Gökhan eşlik etti. Bizim için son derece keyifli bir tecrübe oldu. Darlık sonrası rotayı Sülüklü Göl olarak belirledik bile. Bu yazıda Darlık Barajı’na ait bilgiler ve kamp günlüğümü okuyacaksınız.
Kamp detayları
Genelde kampa eşimle birlikte gittiğim için her seferinde içinde tesis olan yerlere gitmek zorunda kaldık. Kampı çok sevsem de bu tarz alanlarda kamp yapmak, kalabalık ve gürültüden dolayı son zamanlarda çok keyif vermemeye başlamıştı. Bir gecelik vaktim olduğu için İstanbul’dan çok da uzaklaşmamam gerekiyordu, bu sebeple daha önce planladığım Darlık Barajı’na gitmeye karar verdik. Darlık’ta kamp yapmak gerçekten çok keyifliydi. Bizim dışımızda birkaç çadır ve günübirlik gelenlerin haricinde gerçekten sessiz, sakin bir gün geçirdik.
Tamamen kendini doğaya teslim edip, doğanın içinde uyumak ve uyanmak daha önce hiç bu tarz bir deneyim yaşamayanlar için tedirgin edici olabilir. Ancak şunu söylemeliyim ki, sonraki başlıkta belirteceğim birkaç hususa dikkat ederseniz, herhangi bir tehlikeyle karşılaşmadan huzurlu bir şekilde kampınızı yapabilirsiniz.
Kamp detaylarına devam edecek olursak yaklaşık bir saatlik yolculuk sonrası öğlen 11.00 gibi vardık Darlık Barajı’na. Yarım saatlik keşif sonrası fotoğraflarda gördüğünüz yere kurulup, iş bölümü yaptık. Çadır kurulumu, eşyaların yerleştirilmesi, odun toplanması gibi işleri bitirdikten sonra obayı kurup, kahve keyfine başladık. Birkaç saat dinlendikten sonra barajda yürüyüş yapıp keşif ve gözleme devam ettik. Sonrasında akşam yemeği hazırlıkları… Lezzetli sucuk-ekmek şöleni, sayısız çay-kahve ve finalde Korucuköy’de teyzelerden aldığımız mısırların közlenip afiyetle yenmesi ve kurbağa sesleri senfonisi eşliğinde mışıl mışıl bir uyku. Bu arada barajda hiçbir şey olmadığı için su ve yiyecek gibi ihtiyaçlarınızı kamp öncesi temin etmelisiniz.
Bunlardan keyif alıp, aşırı mutlu olan biri olduğum için ayrıcalıklı hissetmişimdir hep kendimi. Sonuçta en basit ve yalın haliyle anı yaşamak, hissettiklerimiz ve heybemizi dolduran güzel anlardan ibaret değil mi hayat. Bir kez daha altını çizmek isterim; hayatı boyunca ‘tatil’ kelimesinin sadece ‘her şey dahil konsept otel’den ibaret olduğunu düşünen arkadaşlarım. Bir kez olsun böyle bir deneyim yaşamalısınız. Hatta çocuğunuzla birlikte bir gece de olsa ormanda uyuyup, sabaha kuş sesleriyle uyanmalısınız.
Yaban hayatı konusunda dikkat etmemiz gereken hususlar
Birçoğumuzun aklındaki en büyük soru işareti ya da önyargı yaban hayatı, böcek vs gibi konular. Bu sebeplerden ötürü çoğu insan hiç derinlemesine kafa yormadan kamp olayını hemen kesip atıyor. Açıkçası bu beni üzüyor, zaten son 20 yılda hızlı bir şekilde doğadan uzaklaştık, uzaklaştırıldık. 2000 sonrası doğan çocuklar, doğa şöyle dursun, tamamen beton binalar arasında tablet ve bilgisayarlarla büyüyor. Bir nebze de olsa yıkabilirsek duvarları ne mutlu bize.
Peki kamp sırasında doğada karşılaşabileceğimiz tehlikeler neler ve nasıl önlemler almalıyız?
Öncelikle ayı, domuz gibi canlılar; onlar ya da yavruları için tehdit oluşturmuyorsak, yaşam alanlarına girmiyorsak, kolay kolay saldırmazlar. Bu hususlara dikkat edip, doğaya ve diğer canlılara karşı saygılı ve dikkatli olursak bir problem yaşamadan kampımızı yapabiliriz. Bir diğer husus da kamp yapacağımız bölgeyi öncesinde araştırmak. Youtube ya da bloglar’dan araştırabilir, lokasyon ve popülasyon gibi konularda bilgi edinebilirsiniz. Yine en kritik noktalardan biri de çadırınızın en az 100-150 metre uzağına çöplerinizi ve koku oluşturabilecek yemeklerinizi sıkı bir poşetin içinde muhafaza edip, asabiliyorsanız bir ağaca ya da yüksek yere asmak. Son olarak da kamp boyunca yanınızda, boynunuza asacağınız bir düdük bulundurun ve gece ateşinizi olabildiğince diri ve canlı tutun. Zira hayvanlar ateşten korktukları için bulunduğunuz bölgeye yaklaşmayacaklardır. Herhangi bir tehlikeyle karşılaşmanız halinde de düdük çalarak gürültü yapmanız, karşılaştığınız hayvanın korkup, uzaklaşmasına sebep olacaktır.
Baraj hakkında bilgiler
Baraj oldukça geniş bir hinterlanda yayılmış olup, Şile'de bulunuyor. 80'lerde yapılan bir tatlı su barajı. Baraj ile birlikte Darlık Köyü sular altında kalmış. Barajda olta balıkçılığı, yürüyüş gibi aktiviteler yapabilirsiniz, bunun dışında ben tercih etmem ama yüzmek isterseniz de ayrı bir keyfi olacaktır barajın… Tabi ki dikkatli olmak koşuluyla. Kesinlikle kafa dinlemelik, bol huzurlu, sakin ve kurbağa sesleri eşliğinde bir kamp vaat ediyor size Darlık. Baraj çok geniş bir alanda olduğu için, alternatif ulaşım yolları mevcut.
Darlık Barajı’na ulaşım
Fatih Sultan Mehmet Köprüsü sonrası bir saatlik yolculuk ile ulaştık Darlık’a. Baraj çok geniş bir alana yayıldığı için birçok ulaşım noktası mevcut. Biz Korucuköy’e gidip, oradan baraja ulaştık. Şile yolu üzerinden devam edip, Ahmetli sapağından girip tabelaları takip edebilirsiniz. Sonrasında Korucuköy’e ulaşacaksınız. Yaklaşık 1 km sonra baraja gitmiş olursunuz.
Minik bir dipnot düşelim buraya; köydeki teyzelerle sohbet edip, domates, biber, köy ekmeği, mısır satın aldık. Onların da lezzeti bir başkaydı, tavsiye ederim. Ben alçak bir araçla gittiğim için risk alıp çok fazla mesafe kat etmedim ancak motosiklet ya da yüksek bir araç ile gelirseniz hiç kimsenin olmadığı yerlere de ulaşabilirsiniz. Genel olarak Darlık Barajı bir kez daha gidip; kamp atacağım bir yer ve deneyim oldu. Hatta olta balıkçılığı tutkunu olan babamı getireceğim bir dahaki sefere. Sanırım baba oğul keyifli bir kamp olur. Sevgiyle ve doğayla kalın…
Paylaş