Paylaş
Artuklulara, Eyyübilere, Osmanlılara ve nice uygarlığa ev sahipliği yapmış, 13. yüzyılda Moğol istilasıyla ağır bir yıkım geçirmiş ama direnerek bugünlere kadar gelebilmiş 12 bin yıllık eşsiz bir tarihe sahip Hasankeyf… Artık tamamen sular altında kalıp, tarihin tozlu sayfalarına gömülecek.
Geçmiş yıllarda birkaç kez ziyaret ettiğim Hasankeyf’i, Mardin seyahatimiz kapsamında bir kez daha görme fırsatı yakaladık. Yeniden Hasankeyf’e ayak basmanın heyecanı müthiş ancak her gelişinizde Hasankeyf’in yok oluşuna tanık olmak derinden yaralıyor insanı. Bu kez İsa eşlik etti, gezdirdi, anlattı bize Hasankeyf’i. İsa, fotoğraf çekmeyi çok seven, üniversitede turizm okumak isteyen, kalbi tertemiz bir Anadolu genci… Yaklaşık iki saat bize eşlik etti. Hasankeyf’i, baraj meselesini, geleceğe dair kaygılarını, hayallerini anlattı. Onu dinleyince bir kez daha bu topraklar üzerinde yaşayan insanlar çok başka dedim kendi kendime. Hakikaten öyle. Seyahatlerim sırasında en çok önem verdiğim şeylerden biri o coğrafyada yaşayan insanların hikâyelerine, hayallerine tanık olabilmek. Güneydoğu tam da böyle bir yer. Yüreği tertemiz insanların hayatlarının içine giriyorsunuz. Sizi sofralarına buyur edip, koskoca bir gülümsemeyle uğurluyorlar.
İsa'nın kocaman hayalleri var, kendini geliştirmiş. Kesinlikle altını çizmeliyim; cep telefonuyla harika fotoğraflar çekiyor. En büyük hayallerinden biriyse fotoğraf makinesi almak. Hasankeyf’e giderseniz, benden selam söyleyip İsa’yı bulun. Instagram hesabı @isagozel6572, takip edip, gitmeden yazabilirsiniz. Hasankeyf’i gezerken ortaokul lise çağında çocuklar yanınıza gelip size Hasankeyf’i anlatmak isteyecek. Kesinlikle onlardan dinleyin bu masallar diyarını. Seyahatiniz çok daha anlamlı ve keyifli geçecek. Hasankeyf’te yaklaşık dört bin mağara bulunuyormuş. İnsanlar buralarda yaşarmış ki mağaraların iki katlı hatta üç katlı olanı bile var. Önceleri bazılarında kafe ve işletmeler varken şuan sadece bir küçük işletme bulunuyor.
Ilısu barajı ve yeni Hasankeyf
Ilısu Barajı ve Hidroelektrik Santrali Projesi 1950’lerde ortaya çıkmış. 2006 yılında da ilk kazma vurulmuş ve süreç başlamış. Dicle Nehri üzerinde yükseliyor. Geldiğimiz noktada; Hasankeyf, fotoğraflarda gördüğünüz şekli almış ve birkaç yıl içinde suyun yükselmesiyle tamamen sular altında kalacak. Henüz gün yüzüne çıkmamış eserler, yüzlerce mağara Şanlıurfa Halfeti ile aynı kaderi paylaşacak. Ilısu Barajı ülkenin en çok enerji üreten dördüncü barajı olacak. Ayrıca yetkililer su altı turizmi için çalışmalar yapıldığını ve sular altında kalan eserlerin turizme kavuşturulacağını belirtti.
Gördüğümde çok şaşırmıştım. Bazı eserler çimentoyla kaplanmış. Sebebini İsa’ya sorduğumda. Su altında eserlerin bozulmaması ve yıllar sonra sular çekilirse tekrar gün yüzüne çıkması amaçlanıyormuş. Bu arada bu proje kapsamında 50-60 yıl boyunca enerji üretimi gerçekleştirilecek.
Halk ikiye bölünmüş
Proje kapsamında ilçe daha yüksek bir yerde yapılan yeni Hasankey’e taşınacak. Bu durum bazılarını mutlu ederken, bir kesim de hayatlarının tamamen değişecek olmasından dolayı kaygılı.
Hasankeyf'in eski ve şimdiki hali...
Yeni kent merkezinde evler 116 bin TL karşılığında ailelere satılmış, eski evler de belli bir ücret karşılığında devlet tarafından satın alınmış. Ancak buradaki en büyük problem şu; eğer evli değilseniz size ev ve işyeri verilmiyor. Mağdur olan kişiler bu sorunun çözüme kavuşturulmasını bekliyor. Bir diğer şart da ikametinizin Hasankeyf’te olması. Tabi mutlu olan insanlar da var. Yepyeni evlere sahip olmanın ve daha iyi şartlarda yaşayacaklarını söylüyorlar.
Ulaşım
Hasankeyf Batman il sınırlarında yer alıyor. Bu kez Midyat’tan çıktık yola. Yaklaşık 45 km, 40 dakikalık bir mesafe var. Daha önce Batman Havalimanı’ndan direkt geçmiştik. Oradan da yaklaşık 45 dakikalık bir uzaklık mevcut. Araç kiralayıp devam etmek en rahat seçenek… Ancak Midyat’tan ve Batman’dan minibüs, otobüslerle de ulaşabilirsiniz. Hasankeyf tamamen sular altında kalmadan gidin ve insana rağmen hâlâ ihtişamıyla sizi selamlayan Mezopotamya’nın büyüsüne kapılın. Bir de Hasankeyf çarşıda bulunan ‘Yolgeçen Hanı’nda soluklanıp dibek kahvenizi yudumlayın derim.
Paylaş